KÜÇÜK TÜRBİNLER AZ
Arıcı, yaptığı açıklamada, rüzgar türbinlerinde üretim için, öncelikle rüzgar varlığı gerektiğine dikkat çekerek, "Bu anlamda Türkiye'de sağlıklı bir arz-talep dengesi oluşmadığından küçük ölçekte rüzgar türbinlerini çok görmüyoruz. Ancak şunu söyleyebilirim ki, her ölçekte yatırım için maliyetler düşmüş durumda. Rüzgarda off grid (akülü) sistemlerin ise depolama maliyetlerinin düşmesi ile artacağını öngörebiliriz" dedi.
YEŞİL TARİFE
Önümüzdeki süreçte oluşturulacak projelerle rüzgar yatırımlarının hız kesmeden devam edeceğini anlatan Arıcı, tüketicilerin kullandığı elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini garanti eden Yeşil Enerji (YEK-G) sistemine 1 Haziran itibarıyla geçileceğini anımsattı. Arıcı, "Bu sistemle beraber organize YEK-G piyasası oluşacak. Bu durum hem yenilenebilir enerjiden üretim yapan tesislere ilave bir katkı sağlayacak, aynı zamanda da Avrupa ülkelerine ihracat yapan -ki toplam ihracatımızın yüzde 50'sidir- tesisler için yeşil mutabakat çerçevesinde ihtiyaç duydukları pazarı oluşturacak. Yenilenebilir enerjinin gelişmesi için olumlu bir etki sağlayacaktır. Belli bir vadede de bunun fiyatlara pozitif olarak yansıyacağını düşünüyoruz" dedi.
DEPOLAMA İLE GÜVENLİ ARZ
Elektrik depolama tesislerinin şebekeye entegre edilmesinin önünü açan düzenlemenin, yenilenebilir enerji sistemlerinin kapasitesini artıracağını da vurgulayan TÜREB Başkanı Ebru Arıcı şöyle konuştu: "Bugün yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi ile ilgili en önemli sorun, dengesiz üretimin sistemlere etkisidir. Bu nedenle, depolama ile birlikte sistem güvenilirliğinin de artacağını düşünüyorum. Bu durum da rüzgar projelerinin kapasite arzında olumlu bir etki yaratacaktır."
KENT PLANINA ENTEGRE ENERJİ
Vatandaşların bireysel olarak kuracağı rüzgar santrallerinde, yeterli rüzgar alan ve izinler açısından uygun bölgelerin önemine dikkati çeken TÜREB Başkanı Ebru Arıcı, "Bireysel üretimlerde en önemli konu, mevcut planlama altyapısının bu tür projelere olanak verecek düzenlemeler içermiyor olması. Bu nedenle, yeni kent planlama çalışmalarında, yenilenebilir enerjinin kent planlarına entegrasyonunun sağlanması önem arz ediyor. Konu, imar yönetmeliklerinde de ele alınmalı" görüşünü dile getirdi.
İHRACATTA ÖNE ÇIKMAYI SAĞLAYACAK
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) Yeşil Tarife ya da "Yeşil Fatura" uygulaması kapsamında enerji temin etmek isteyen tüketicilerin elektrik faturalarında, söz konusu enerjinin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini gösteren özel bir işaret bulunuyor. Bununla aboneler sadece rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerji, güneş enerjisi gibi kaynaklardan üretilen elektriği kullanabiliyor. Meskenlerin yanı sıra ticarethane, tarım ve sanayi işletmelerinde de bu tarifeye geçilebiliyor. Yeşil Tarife şu an itibarıyla standart elektrik kullanımından daha yüksek fiyata mal oluyor. Bu tarifelerden yararlanmak isteyenler elektrik tedarik şirketlerine başvuruda bulunuyor. Bu sistemin özellikle enerjisini yenilenebilir kaynaklardan sağladığını belgelemek isteyen firmalara avantaj sağlayacağı öngörülüyor. Bu firmaların, söz konusu belgelerle Yeşil Mutabakat kurallarını işletmeye başlayan Avrupa'ya ihracatta rekabette öne çıkacağı belirtiliyor.
DENİZ SAHALARI
Deniz sahalarında offshore rüzgar yatırımları için 2018'den beri yoğun çalışma sürdürüldüğünü ifade eden Arıcı, "Offshore rüzgar enerjisi santrali (RES) yol haritası ve lojistik altyapı çalışmaları tamamlanmak üzere. TÜREB olarak Türkiye Offshore RES Yol Haritası ve rüzgar elektrik santrallerinin kurulumlarına yönelik teknik, ekonomik ve çevresel etki çalışmalarına destek vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.