Kıdem tazminatında devrim

Milyonlarca vatandaşın heyecanla beklediği kıdem tazminatı konusunda çalışmalar hızla devam ediyor. Hükümet, kıdem tazminatı fonu oluşturulması için süreci hızlandırdı.

Giriş Tarihi 09 Haziran 2016, 00:00 Güncelleme 09 Haziran 2016, 11:30
Kıdem tazminatında devrim

İÇİNDEKİLER



Ülkemizde özellikle son 10 yıllık dönemde çalışma hayatı ve sosyal güvenlik sisteminde önemli adımlar atıldı, reformlar ve değişimler ortaya konuldu. Kendi içinde sürekli dinamizm oluşturan çalışma hayatı ve sosyal güvenlik konusunda hükümet beklentilere ve rekabetlere yetişmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Bilindiği gibi, çalışma hayatında işçi ile işvereni çok yakından ilgilendiren ve uzun zamandan beri tartışılan kıdem tazminatı fonunun kurulması, son zamanlarda yine gündeme getirildi ve tartışmalar sürüyor.

Kıdem tazminatı fonunun kanunla kurulacağı ilk kez 1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükte olan 14. maddesi ile düzenlendi. Daha sonra, 10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun geçici 6. maddesinde ise, kıdem tazminatı fonunun kurulacağı ve kıdem tazminatı fonuna ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı haklarının saklı olduğu belirtildi.

1980 yılından beri kanunlarda kıdem tazminatı fonu kurulacağının yer aldığını belirten Sosyal Güvenlik Müşaviri Ahmet Ağar, buna rağmen bugüne kadar kıdem tazminatı fonunun kurulması ile ilgili bir düzenlemenin ne yazık ki yapılmadığını söyledi.



ÇALIŞMA HAYATINA İSTİKRAR GELECEK
İş Kanunu'nda bulunan mevcut kıdem tazminatı ile ilgili düzenlemenin hem işçi için ve hem de işveren için bir güvence olduğunu dile getiren Ağar, "İşçi için iş yerindeki işinden kolayca atılamayacağının güvencesi, işveren için ise yetişmiş, bilgili ve kaliteli işçisinin kolayca ve olmadık yerde işini bırakıp gidemeyeceğinin güvencesidir" dedi.

​Ağar, "İşçi ve işveren için güvence olan kıdem tazminatı, sağlıklı bir şekilde kurulacak kıdem tazminatı fonuna bağlanması, hem işçi ve hem de işverenler için olumlu bir uygulama olacak ve çalışma hayatına istikrar getirecektir" diye konuştu.



30 GÜN ÜZERİNDEN HESAPLANMALI
Kıdem tazminatı hesabının her bir hizmet yılı için 30 gün üzerinden yapılması gerektiğini belirten Ağar, işyerinin iflası veya tahsil imkanı bulunmayan durumlarda, işçinin alacağının, kıdem tazminatı fonundan ödenmesi ve bu hakkın güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.

Ağar sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşverenlerin de işçinin doğmuş veya ileride doğacak olan kıdem tazminatı yükünün altından kalkamayacaklarına dair huzursuzluk duymamaları ve mevcut çalışma düzenlerinin bozulmaması için, sigorta primlerinde makul ölçüde bir indirim yapılması ve fona bireysel olarak ödemeleri düşünülen katkı payı miktarının ödenebilir ölçülerde olması gerekir."



"DAHA ÖNCE KURULAN FONLAR GİBİ OLMASIN"
Kurulacak olan kıdem tazminatı fonunun daha önce kurulan fonlar gibi olmaması gerektiğini söyleyen Ağar, "Eğer daha önce kurulan fonlar gibi olacak ise bunun hiç bir yararı olmayacaktır. Daha önce de yıllarca konut edindirme, tasarruf teşvik kesintisi gibi uygulamalarla o fonlara para ödendi, ancak başka yerlere harcandığı ve kimseye bir yararı olmadığı da görülmüştü" ifadelerini kullandı.

"Kıdem tazminatı fonu kurulması, işçi ve işveren taraflarının üzerinde mutabık kalacakları bir düzenlemenin hayata geçirilmesi yaralı ve gerekli olacaktır" diye konuşan Ağar, "Temennimiz, uzun yıllardan beri düşünülen, üzerinde konuşulan ancak bir türlü kurulamayan kıdem tazminatı fonu, işçiye, işverene ve Türkiye'nin ekonomisine yararlı olacak şekilde düzenlenerek biran önce kurulmalı ve uygulamaya konulmalıdır" dedi.


"ÇÖZÜM ADIMLARI BİRLİKTE ATILACAK"
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) her yıl hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdiği ve bu yıl geçtiğimiz günlerde 105.'si düzenlenen ILO Konferansı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu da İsviçre'nin Cenevre kentinde bulundu. Burada soruları yanıtlayan Soylu, "Kıdem tazminatı konusu Türkiye için çok önemli bir sosyal yaradır. Bir tarafta kıdem tazminatını alamayanlar ve kıdem tazminatı veremeyenler, diğer tarafta ise emeğinin karşılığını kısmen alabilenler ve alamayanlar var ve bu durum çalışma hayatı içinde yaşanan bir sorun olmaya devam ediyor. Bizim de hükümet olarak özellikle de sessiz çoğunluğun durumuna tercüman olmak için çözmek zorunda olduğumuz önemli bir alan" diye konuşmuştu.

Soylu'nun "Herkes şunu bilsin ki kıdem tazminatı konusunda tüm sosyal tarafların değerlendirmeleri, görüşleri masada olacak ve Türkiye bu kıdem tazminatı sorununu çözebilecek adımları hep birlikte atacaktır" açıklaması da dikkat çekmişti.