İLK İFŞAAT 3 ARALIK 2022'DE YAPILDI
Taibbi, "tasarımcısının kontrolünde gelişen insan yapımı bir Frankenştayn hikayesi" olarak nitelediği "Twitter Dosyaları" ifşaatının ilkini 3 Aralık 2022'de ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'la ilgili çıkan haberleri sansürlediğine yönelik belgeleri kamuoyuyla paylaşarak yaptı.
Twitter'ın eski yönetimi ile Demokratlar arasındaki sansür yazışmalarının ifşa edildiği olayda Musk'tan aldığı dosyalardan yola çıkarak bir dizi tweet atan Taibbi, Twitter'ın son derece serbest bir iletişim amacıyla kurulduğunu ancak zamanla güvenlik gerekçesiyle platforma çeşitli kontrol mekanizmalarının eklenmek durumunda kalındığını kaydetti.
Taibbi, bir e-postanın ekran görüntüsünü paylaşarak 2020'ye gelindiğinde, siyasilerden ünlülere ve şirketlere kadar birçok aktörün Twitter'dan paylaşımları silme taleplerinin rutin hale geldiğini yazdı.
2020 başkanlık yarışı sırasında Biden'ın ekibinin birçok paylaşım linkini kaldırılmak üzere şirkete ilettiğine değinen Taibbi, yaptığı bir ekran görüntüsü paylaşımında şirket çalışanlarından birinin, "Biden ekibinden incelenecek daha çok şey var." şeklinde bir e-posta attığı ve "Ele alındı." şeklinde yanıt aldığı görüldü.
Dosyaları incelediğini ve hem Demokrat hem de Cumhuriyetçilerin taleplerde bulunduğunu belirten Taibbi, olumlu karşılananların daha çok Demokrat olduğuna işaret etti.
14 Ekim 2020'de New York Post gazetesinin, Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarının içeriğinden elde edilen ifşa dosyalarını yayımladığını hatırlatan Taibbi, Twitter yöneticileri arasındaki yazışmalara dayanarak şirketin bu habere ilişkin linkleri siteden kaldırdığını ve buna yönelik paylaşımlara "güvenli değil" uyarılarını eklediğini kaydetti.
Taibbi, "Hatta o güne kadar çocuk pornografisi gibi paylaşımlar için kullanılan doğrudan mesaj yoluyla iletilmesini engelleyen eklentiyi bile bu habere uyguladılar." ifadelerini kullandı.
TRUMP'IN HESABININ ASKIYA ALINMA SÜRECİ DE İFŞA EDİLDİ
Twitter'ın eski yönetimine yönelik ifşaatta, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabının askıya alınma sürecinin aylar öncesinde konuşulduğu ve bu konuda federal kurumlarla bağlantı içinde olunduğu ortaya çıkarıldı.
Musk, Taibbi üzerinden 6 Ocak Kongre baskını ve Trump'ın Twitter hesabının askıya alınma sürecinde şirket yönetiminin tutumunu ifşa etti.
6-8 Ocak 2021'deki iç yazışmalarda, Twitter çalışanlarından birinin, "Bu ilk kez görevdeki bir devlet başkanını yasaklamak mı oluyor?" yorumunu yaptığını aktaran Taibbi, söz konusu yazışmalarda Trump'ın şahsi hesabının ardından Beyaz Saray ve Başkanlık Twitter hesabının da askıya alınmasının konuşulduğunu, bunun yerine kullanımının kısıtlanabileceğinin ifade edildiğini ortaya çıkardı.
İfşa edilen metinde, Twitter uzmanının, yakın zamanda Trump yönetiminin görevi Joe Biden'a devredeceği ve bu hesaplara yönelik adım atmaya gerek kalmayacağını belirtmesi gözden kaçmadı.
SEÇİMLER YAKLAŞTIKÇA FEDERAL KURUMLARDAN BASKI ALMAYA BAŞLADI
Öncesinde Twitter'ın hesapları askıya alma sürecinin kurallara dayalı bir otomasyon ve bazı yöneticilerin şahsi tasarruflarına dayandığını aktaran Taibbi, 2020 başkanlık seçimleri yaklaştıkça şirketin, federal kurumlardan baskı almaya başladığını ifade etti.
Taibbi, politikalarda gevşemeler yaparak üst düzey hesaplara müdahalenin konuşulmaya başlandığını ve 6 Ocak'tan sonra bunun için bir grubun kurulduğunu da ifşa etti.
Gazeteci Taibbi, yöneticilerin, seçim sürecinde federal kurumlarla bağlantı içerisinde seçimle ilgili içeriklerin hangilerinin ihlal sayılabileceğini konuştuğuna ilişkin yazışmaları da paylaştı.
ELON MUSK, DEVAM EDEN İFŞAAT İÇİN TWİTTER'I "SUÇ MAHALLİ"NE BENZETTİ
Michael Shellenberger, 11 Aralık 2022'de Twitter'ın eski yönetimine yönelik dördüncü ifşaatı yaparken, Elon Musk da Twitter'ı "suç mahalli"ne benzetti.
Shellenberger, dördüncü ifşaat dalgasında eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Twitter hesabının kapatıldığı döneme ait dikkat çekici bazı hususları gündeme getirdi.
Kongre baskınının olduğu 6 Ocak'ın ardından Twitter'ın üst düzey yetkililerinin bir karar aldığını kaydeden Shellenberger, bu kararın Trump'ın hesabının askıya alınmasını "haklı gösterme" ve ifade özgürlüğüyle ilgili endişelerini ifade etmeme olduğunu duyurdu.
ESKİ FİRST LADY MICHELLE OBAMA'DAN JACK DORSEY'E BASKI
Shellenberger, 6 Ocak olaylarının ardından Twitter'ın o dönemki Üst Yöneticisi (CEO) Jack Dorsey'e yönelik iç ve dış baskıların da arttığını savundu.
Bu baskıların, aralarında eski first lady Michelle Obama, gazeteci Kara Swisher ve Chris Sacca gibi tanınan isimlerin de bulunduğu kişilerce açıkça yapıldığını kaydeden Shellenberger, bu kişilerin, Trump'ın hesabının kapatılmasına yönelik taleplerini içeren açıklamalarının ekran görüntüsünü paylaştı.
TWİTTER KADROSUNUN DEMOKRAT PARTİYE İLGİSİ
Twitter çalışanlarının siyasi bağışlarının, 2018, 2020 ve 2022'de sırasıyla yüzde 96, 98, 99'luk bölümünün Demokratlara gittiğini öne süren Shellenberger, buna ilişkin bağımsız gazeteci Mark Taibbi'nin paylaşımını retweetledi.
Diğer yandan, Musk, devam eden ifşaat için yaptığı paylaşımda "Twitter, hem bir sosyal platform hem de suç mahalli." ifadesini kullandı.
TWİTTER'IN, PAYLAŞIMLARI SANSÜRLEMEK İÇİN FBI İLE ÇALIŞTIĞI İFŞA OLDU
Taibbi 17 Aralık 2022'de, Twitter'ın eski yönetiminin, ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkililerinin talebi doğrultusunda paylaşımları sansürlediğini, hesapları askıya aldığını öne sürdü.
FBI'ın şirketteki önemli bağlantısının Twitter'ın eski yöneticilerinden Yoel Roth olduğu belirtilen Taibbi'nin paylaşımlarında, Kasım 2022'ye ait birçok elektronik postada, FBI'ın Twitter'ın hizmet kullanım şartlarını ihlal eden hesapların bir listesini hazırladığı aktarıldı.
Taibbi, FBI'ın denetim için işaretlediği içeriklerin çoğunun az takipçisi olan hesaplarda yapılan şakalar da dahil "seçimle ilgili yanlış bilgilendirmelerin" oluşturduğunu kaydetti.
Bir Twitter çalışanı da bu hesaplardan 7'sini kapattıklarını, birini geçici olarak kapattıklarını ve 9 hesaptan atılan tweetlerin de yanlış bilgi politikası ihlali gerekçesiyle göndericiye geri döndüğünü belirtti.
Taibbi, istihbarat veya İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlardaki yetkililerin Twitter'a içerikleri kontrol etmesine yönelik baskı yaptığını ifade etti.
TWITTER'IN HUKUKÇULARININ İÇ YAZIŞMALARINDA FBI İZİ
Şirketin eski hukuk danışmanlarından Stacia Cardille'ın Eylül 2020'de dönemin Baş Hukuk Müşaviri Vekili Jim Baker'e gönderdiği elektronik postalar da ortaya çıktı.
Yazışmalarda Cardille'ın, Twitter'dan önce Adalet Bakanlığı ve FBI'da görev yapan deneyimli hukukçu Baker'ı şirketin FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlarla olan ilişkisi hakkında bilgilendirmesi yer aldı.
FBI yetkililerinin sosyal medya yöneticilerine "ürünler" de ilettiğini öne süren Taibbi, bunların "kolluk kuvvetleri ve özel sektör ortakları arasında daha fazla işbirliğine duyulan ihtiyacı vurgulayan İç Güvenlik Bakanlığı bültenleri" olduğunu söyledi.
Bu "ürünlerden" birinin de "İzin verilen Sosyal Medya Platformlarının kötü niyetli Rus etkisini" vurgulayan bir bülten olduğu belirtildi.