Kriz Avrupa'yı sarsıyor

ABD'de başlayan ve dalga dalgaya tüm dünyaya yayılan ekonomik krizden, özellikle bir zamanların "zengin ve oldukça rahat" Avrupa ülkelerinin etkilenmiş olması gözlerin eski kıtaya çevrilmesine sebep oldu.

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Kriz Avrupa'yı sarsıyor
İzlanda, Belçika, İrlanda gibi ülkelerin ardından Yunanistan'ın ekonomik yönden iflasın eşiğine gelmesi, başta AB ülkelerinin ekonomileri olmak üzere tüm dünyayı olumsuz yönde etkiledi.

Dünya ve özellikle de Avrupa Yunanistan'dan yaşanan probleme çözüm bulmak ve ülkenin yüz milyarlarca euroluk açığını kapatacak formüller üretme peşindeyken Başbakan Papandreu'nun istifa ettiği haberi geldi. Bu arada bir ses de İtalya'dan yükseldi.

Yaklaşık 3 yıldır iktdarda olan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin de kısa bir süre sonra görevinden ayrılacağının açıklandı. Berlusconi'nin ülkesinin içinde bulunduğu borç sarmalından kurtarabilecek bir formüle sahip olmadığı, koltuğunundan AB'nin istediği ekonomik düzenlemeleri yaptıktan hemen sonra ineceği öğrenildi. Tüm bu gelişmeler İtalya için de kriz çanlarının artık çok duyulur bir biçimde çalmaya başladığını gösterdi.

AB'nin iki büyüğü Almanya ve İtalya'nın Avrupa'daki batık ekonomileri daha ne kadar destekleyebilecekleri, bu desteğe kendi ekonomilerinin ne ölçüde direnebileceği bilinmiyor. Öte yandan iki ülkenin kendi iç kamuoyularından batık Avrupa ülkelere destek verilmemesi yönünde seslerin yükseldiği de biliniyor.

Problemin sosyo-ekonomik ve siyasal temelleri Kapitalist sistemler tüketimi destekliyor. Sistemin çarkları sürekli tüketme üzerine kuruluyor. Fakat üretim olmadan aralıksız olarak süregelen tüketim, arz-talep dengelerini bozuyor. Bu arada engel olunamayan bir israf görülüyor.

Tüketmeye alışmış ve pek çok kalemde dışa bağımlı ekonomiler, eskiden olduğu gibi sömürgelerinden kaynak da devşiremeyince, bir süre sonra içten yemeye başlıyor. Hazıra dağ dayanmayacağı için bir noktadan sonra artık hazırdaki değil alınan iç/dış borçlarla sistem sürdürülebilinir kılınmaya çalışılıyor.
Yaşlı Avrupa'nın yaşlanmış, keyfine düşkün ve yaşam standartları oldukça yüksek halkları standartlarından vaz geçmeye yanaşmayınca, yüzmilyarlarca euroluk (ödenmesi neredeyse imkansız) borç yükleri ortaya çıkıyor. Halk iktidarlardan gelen "tasarruf" çağrılarına kulak asmadığı gibi bunu yapan iktidarları da beceriksizlikle suçluyor.

Yönetim mekanizmaları ise kendi içlerinde olabildiğince paslanmış ve ahlaki erozyona uğramış olduğundan dolayı, halkı ikna edemiyor, zorluklar karşısında direnemiyor, çareyi koltuğu terk etmekte buluyor.
Ancak bu terk edişlerin sorunun çözümüne bir katkı sağlayıp, sağlamayacağı bilinmiyor. Şimdi kafalardaki soru; ABD, Belçika, İzlanda, İrlanda, Yunanistan ve İtalya'nın ardından sıra kime geliyor?

İşte bazı AB ülkelerinin "kriz öncesi" GSMH'leri ve kişi başına düşen milli gelirleri

ALMANYA
GSMH: 2,362 trilyon Dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 28 bin 700 Dolar

BELÇİKA
GSMH: 259.2 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 25 bin 300 dolar

FRANSA
GSMH: 1.448 trilyon dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 24 bin 400 dolar

İNGİLTERE
GSMH: 1.36 trilyon dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 22 bin 800 dolar

İRLANDA
GSMH: 81.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 21 bin 600 dolar

İSPANYA
GSMH: 720.8 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 18 bin dolar

İTALYA
GSMH: 1.273 trilyon dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 22 bin 100 dolar

YUNANİSTAN
GSMH: 181.9 milyar dolar
Kişi başına düşen milli gelir: 17 bin 200 dolar