İsrail’den Gazze’deki yardım kuruluşlarına toplu yasak: 37 STK hedefte!
Gazze’yi yıllarca bombalayan İsrail, şimdi de hayatta kalmaya çalışan sivillerin son umudu olan yardım kuruluşlarını hedef alan bir yasal düzenlemeye imza attı. Uluslararası hukuku hiçe sayan Tel Aviv yönetimi "güvenlik ve şeffaflık" kılıfıyla doktorlardan insani yardım görevlilerine kadar onlarca STK'yı yeni kayıt ve lisans şartları gerekçesiyle yasaklamaya hazırlanıyor.
İsrail, Gazze'de faaliyet gösteren uluslararası yardım kuruluşlarına yönelik yeni bir yasal düzenlemeyi devreye sokarak, aralarında dünyanın en tanınmış insani yardım örgütlerinin de bulunduğu en az 37 sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerini durdurma kararı aldı. 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girecek uygulama kapsamında, yeni kayıt ve lisans şartlarını yerine getirmeyen kuruluşların faaliyetleri askıya alınacak; 1 Mart'tan itibaren ise İsrail ve işgal altındaki Doğu Kudüs'ü terk etmeleri istenecek.
İsrailli yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda, söz konusu adımın "güvenlik ve şeffaflık" gerekçesiyle atıldığı yalanı ortaya atıldı. Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının bünyesinde "terörle bağlantılı unsurların faaliyet göstermesinin önleneceğini" öne sürerken, Gazze'deki insani yardımların etkilenmeyeceğini iddia etti. Ancak sahadaki tablo ve uluslararası tepkiler, bu iddiayla tamamen çelişiyor.
Katil Netanyahu yönetiminden hukuksuzluğu ʺgüvenlik ve şeffaflıkʺ yalanıyla örtmeye çalışan açıklama geldi
YARDIM ZİNCİRİ KOPMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Yeni yasa kapsamında, Gazze ve Batı Şeria'da çalışan yardım kuruluşlarından tüm Filistinli ve yabancı personelin kimlik bilgilerini ve kişisel verilerini İsrail makamlarına teslim etmeleri talep ediliyor. Uluslararası kuruluşlar ise bu şartın hem Avrupa veri koruma yasalarına aykırı olduğunu hem de çalışanların güvenliğini ciddi biçimde tehlikeye attığını vurguluyor.
İsrail'in yasak listesinde Médecins Sans Frontières (MSF), Oxfam, CARE, International Rescue Committee, ActionAid, Caritas ve Norveç Mülteci Konseyi gibi küresel ölçekte faaliyet gösteren örgütler yer alıyor. Bu kuruluşlar; sağlık hizmetleri, gıda dağıtımı, barınma, engelli destekleri ve psikososyal yardım gibi hayati alanlarda Gazze halkının temel dayanakları arasında bulunuyor.
"İNSANİ KRİZ DERİNLEŞİYOR" UYARISI
Yasa kararının açıklandığı günlerde Gazze, şiddetli fırtınalar ve yoğun yağışlarla sarsıldı. Binlerce çadırın yıkıldığı, altyapının tamamen çöktüğü bölgede 1,3 milyon kişinin acil barınma desteğine ihtiyaç duyduğu, sağlık tesislerinin yarıdan fazlasının kısmen çalışabildiği ve 740 bin kişinin toksik su baskını riskiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.
İngiltere, Kanada, Fransa, Norveç, Japonya ve İsveç'in de aralarında bulunduğu 10 ülkenin dışişleri bakanları ortak açıklamayla, Gazze'deki durumun "felaket boyutuna ulaştığını" belirterek İsrail'e çağrıda bulundu. Açıklamada, insani yardım geçişlerinin önündeki kısıtlamaların kaldırılması ve yardım kuruluşlarının çalışmalarının engellenmemesi istendi.
Foto: AA
AB'DEN TEPKİ: KARAR KABUL EDİLEMEZ
AB Komisyonunun Eşitlik, Hazırlıklılık ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Lahbib de İsrail'in uluslararası sivil toplum kuruluşlarını yasaklama planının "yardımı yasaklamayla" eşdeğer olduğunu belirterek, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Foto: AA
FİLİSTİN'DEN SERT TEPKİ: HUKUKA AYKIRI VE ZORBALIK
Filistin Dışişleri Bakanlığı ise İsrail'in kararını açık bir dille "hukuka aykırı" ve "zorbalık" olarak nitelendirdi. Açıklamada, İsrail'in işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde egemenlik yetkisinin bulunmadığı hatırlatılarak, uluslararası yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin durdurulmasının Gazze'de soykırıma maruz kalan halka karşı bir silah olarak kullanıldığı ifade edildi.
Filistin tarafı, sağlık, insani yardım ve çevresel destek sağlayan kuruluşların engellenmesinin, özellikle Gazze ve Batı Şeria'daki mülteci kamplarında yaşayan sivilleri doğrudan hedef aldığını vurguladı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı İsrail’in kararını açık bir dille “hukuka aykırı” ve “zorbalık” olarak nitelendirdi
GÜVENLİK GEREKÇESİ Mİ YARDIMIN TASFİYESİ Mİ?
İsrail makamları, söz konusu kuruluşların bir kısmının Gazze'ye son dönemde yardım ulaştırmadığını ve toplam yardım hacminin yalnızca yüzde 1'ine katkı sunduğunu öne sürse de, yardım örgütleri bu iddiaların siyasi ve seçici olduğunu belirtiyor. STK temsilcileri, asıl hedefin Gazze'deki uluslararası insani varlığı tasfiye etmek ve yardımı tamamen İsrail kontrolüne almak olduğunu ifade ediyor.
İşgalci İsrail'in son skandalını Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosuna saldırarak gerçekleştirmişti
KATİL İSRAİL 2 YILDA 500'ÜN ÜZERİNDE İNSANİ YARDIM GÖREVLİSİNİ ÖLDÜRDÜ
Ekim 2023'ten bu yana süren saldırılarda 500'den fazla insani yardım görevlisinin hayatını kaybettiği Gazze'de, yardım kuruluşlarına yönelik bu yeni yasakların, zaten çökmüş durumdaki insani sistemi tamamen felç etmesinden endişe ediliyor.
Uluslararası çevreler, İsrail'in bu adımıyla yalnızca yardım kuruluşlarını değil, Gazze'de hayatta kalmaya çalışan milyonlarca sivili doğrudan hedef aldığı görüşünde birleşiyor.
