14 ŞUBAT ÇARŞAMBA
SEVGİLİLER GÜNÜ'NDE HİLTON'DAYIZ
1'e kadar uyumuşum. Okul da yok bana ohh... Bu arada kararlaştırıldı ve Hilton olacak. Damla'yla dışarı çıktım. Cevahir'e Mehmet Tatlı'ye gittik,, kaş aldırdım. Ayy Songül Abla bir muhabbet etti maşallah. Bir sürü ünlünün kaşını alıyormuş. Neyse çıktık oradan 14 Şubat için bana kıyafet baktık. Ve Nişantaşı mağazasında süpper bir kıyafet gördüm, giydim, denedim. Hem de 35 YTL'cik. Siyah mini, straplez, bir tarafı siyah tüllü falan çok hoş, houte couture gibi duruyor. Cross kalem baktım, 300 TL her yerde. Nişantaşı'na uğradık. Damla siyah çizme aldı kendine sonra eve geldik. Öyle msn'de Cem'le konuştum.
12 ŞUBAT PERŞEMBE
CEM'İN İSTEDİĞİ KALEM 240 TL'YDİ
Sabah uyandım, annemle birlikte bankaya gittik. Oradan Nişantaşı mağazasına o elbiseyi almaya... 36 beden son bir tane kalmış. Allah hemen aldık. Sonra annem 'Şurada Office Store var' dedi. 'Gel bir Cross'lara bakalım... dedi. Bir de baktık ki 240 YTL. Nasıl şaşırdım. Üstüne Cem Garipoğlu M&C (Münevver-Cem) yapacaklar. Aldım hemen, yarın da paketi almaya gidicem. Çıktım oradan Nişantaşı'na gittim. Berk, Cem ve ben sohbet ettik, mağaza baktık. Sonra Astoria'ya gittik. Çıktık At'n More'da yemek yedik. Eve geldim sonra. Siyah önü kapalı topuklu aldım.
13 ŞUBAT CUMA
'BÖYLE KORKUNÇ BİR FİLM OLAMAZ'
Evdeyim yine... 3 gibi Nişantaşı Starbucks'ta buluştuk. Beklettim yine her zamanki gibi. Atladık taksiye Astoria'ya gittik. Mağazalara falan baktık. Yemek yemeğe Num Num'a geçtik. Sigara içilmeyen bölüme oturalım dedik. Ay bir de ne göreyim. Hayrullah!!! Anneannemin yeğeni. Bana bakıyor, Cem de elimi tutuyordu. Biz sohbet edip gülüyorduk. Anam birden elim ayağım gitti. Panik yapacak bir şey yok ama dedemle ananeme söyler diye tırstım. "Cem çabuk uzaklaş benden" dedim. O da şaşırdı, "Noluyor, neden?" demeye başladı. Sonra sinirlendi. Ben de yemeğimi yiyemedim. Pizzasını çabucak yedi, hesabı istedi. Ben de kalkıp gidecek sandım. Garson da bize bakıyor. Hayrullah da gidip gelip bizi izliyor. Neyse kalktık. Bağırıyorum, "Dayımın arkadaşı gördü niye inadına yapıyorsun" falan dedim. Önde yürüdü. Bekliyormuş, "gitsene" falan dedim. Taksiye bindi bana bakıyor, sonra ben de atladım taksiye hediyesini almaya Şişli'ye gittim. Çok hoş olmuş. Akşam 10'a kadar konuşmadık. Sonra 3'e kadar acısı çıktı tabii... "Utanıyor musun benden, bazen ciddi düşünmediğini düşünüyorum" dedi. Konuştuk, hallettik. Yarın güzel olacak...
FİLM OLAY YARATTI
Film Türkiye'de 6 Şubat'ta vizyona girdi. 3 boyutlu çekilen ve sinameseverlerin özel gözlüklerle izlediği filmdeki sahneler dikkat çekiciydi. Özellikle başrol oyuncusunun kazmayla 22 kişiyi öldürdüğü sahneler bütün detaylarına kadar çekilmişti. Filmle ilgili forumlarda "Korkunç bir filmdi. Ürperdim, korkudan tir tir titredim. Keşke gitmeseydim, rüyama girdi" gibi ifadeler yer alıyordu.
15 ŞUBAT PAZAR
SEVGİLİLER GÜNÜ KATLİAMI'NA GİTTİK
Dün gece 3'te mi ne yattım. Sabah nasıl uykum vardı. Kalktım, dershaneye gittim. Resimleri herkes çok beğendi. Gürcan Hoca, "Biz bile hanımı Hilton'a götüremedik" dedi. Leoparlı elbisemi, ugg falan giymiştim. Hava yağmurluydu. Star'da bekliyormuş. Özge'yle tanıştırdım onu. Sonra atladık taksiyle Kabataş'a gittik. Kız Kulesi'ne gidecektik. Tahta yelkenli misali bir tekne geldi. Deniz dalgalı hava rüzgarlıydı. Ayy tekne nasıl sallanıyor korktum. Resmen bittik. En üst kata çıktık ama orada sadece içecek servisi varmış. Aşağıya indik yemek salonunda yemek yedik. Cem Cross kalemi çok beğenmiş. Yanından ayırmıyor. "Çok hoş çok anlamlı bir hediye, sen bana hep hayatım boyunca kullanabileceğim, seni hatırlatacak hediyeler alıyorsun" dedi. "Çok ince düşüncelisin. Şu ana kadar hep kıyafet parfüm falan hediye edildi" dedi. Sonra resim falan çektik. Tekrar gezdik. Şeker falan aldık... Kabataş'a geri döndük. Taksiye atlayıp Astoria'ya 'Sevgililer Günü Katliamı' adlı filme gittik. Ayyy böyle korkunç bir film olamaz. Çıktık ordan, bir de baktık Hülya Hoca kızıyla.. Cem'le falan tanıştırdım. Daha sonra Cem babaannesine, ben de eve geçtim.
Annesine de filmden bahsetmişti
Münevver o gün bu filmi izledikten sonra eve geldiğinde bir hayli öfkeli olduğunu farkediyor annesi... Kızına ne olduğunu soruyor, Münevver de "Anne bugün Cem beni sinemaya götürdü. Sevgililer günü olduğu için romantik bir filme götürür sandım. Ama midem bulandı. Konuşmak bile istemiyorum" diyor.
14 ŞUBAT CUMARTESİ
BİZİM İLİŞKİMİZ BUGÜN VAR, YARIN YOK DEĞİL
Sabahçıydım dershanede. Bir ders erken çıktım, rehberlikti. Direk eve geldim. Duş falan aldım, kuaföre gittim, fön çektirdim. 18:30'a kadar hazırlandım. Hava yağmurluydu, taksi çağırdım. Babetlerimle Nişantaşı Starbucks'a gittim. Orada buluştuk. Yarım saat bekletmiştim. Cem de arkadaşlarıyla falan oturuyormuş. Topuklularımı takside giydim. Hilton- SA'ya gittik. Yanlış gitmişiz. Halbuki Hilton İstanbul'daymış bizim rezervasyon. Neyse Hilton'a gittik. Kokteyl vardı. Yaş ortalaması genelde 40'tı. Bizim dışımızdakilerin % 85'i evliydi zaten. Resim çektirdik. Cem de çok şık olmuştu. Siyah gömlek, siyah ceket, kot ve siyah ayakkabı giymişti. Daha sonra yemeğe geçtik. En ön, manzaralı, en güzel masa bizimdi. Canlı müzik vardı, her yer mum ve güllerle doluydu. İlerleyen saatlerde dans ettik. 'Sen benim şarkılarımsın. Söyle buldun mu aradığın aşkı' tarzı şarkılar çaldı. Buldum:)) Cem'e 'bizim yaşımızdakiler nereye gidiyorlar' diye sordum. "Gece klübü falan" dedi. Sonra "Biz ciddi, ağır olduğumuz için buradayız, bizim ilişkimiz bugün var yarın yok değil" dedi. Annesi aradı... "Benim oğlum büyümüş de Hilton'a mı gidiyormuş..." 12 gibi kalktık. Nişantaşı Retro'ya geçtik. Enver, Rutkay, Can oradaymış. Oturduk, sohbet ettik. 1 gibi eve döndük. Hırka almış bana Mango'dan, 2 gül, Hilton parfüm, krem falan da verdi. Tek kelimeyle Muhteşem! bir akşamdı.