"Milletin istikamet çizmesi için elimizden geleni yaptık. Karar milletin dedik, kararı siz verdiniz" ifadelerini kullanan Başbakan Erdogan, "Aramıza fitne, fesat sokmak niye. İşte bunlarla mücadele edeceğiz dedik" şeklinde konuştu.
CHP KAYMAK TAKIMININ PARTİSİ
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP bu ülkede kaymak takımının partisidir. 'Millet karar veremez' diyorlar, 'millet anlamaz' diyorlar. 'Millet kim ki Türkiye'ye istikamet çizecek' diyorlar. Bunlara işte o lobiler, o örgütler, o çeteler onlar destek veriyor. Onlarla yürüyüyorlar. AK Parti ile bu kirli oyun, kirli düzen çöktü. Bundan rahatsız oluyorlar. AK Parti ile birlikte içeride ve dışarıda yeni bir dönem başladı. Çünkü hesaplar artık alt üstü oldu" .
"BUNLAR MİLLETİ ADAM YERİNE KOYMADILAR"
Türkiye'de eskiden beri sadece bir avuç insandan oluşan bir sermaye yapılanması, aynı şekilde bu sermayenin kontrol ettiği bir medya yapılanmasının olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de kendi tabanının, seçmeninin değil bir avuç mutlu azınlığın kontrolüne giren siyasi yapılar var. Bu mutlu azınlık, geçmişte yurtdışındaki işbirlikçileriyle, tamamen kendi keyiflerine, çıkarlarına göre hükümetlerinin iş başına gelmesini ya da sürekli iş başında kalmasını istediler" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Ne zaman onların çıkarları zedelendiyse görevdeki hükümete, ellerindeki sermayeyle, kontrolleri altındaki medyayla, dışarıdaki işbirlikçileriyle saldırılar düzenlediler. Siyaseti, her seferinde istedikleri gibi dizayn ettiler, tasarladılar. Bunlar milleti hiçbir zaman adam yerine koymadılar" ifadelerini kullandı.
YOLSUZLUKLA MÜCADELEDEN PRİM VERMEYİZ
Başbakan Erdoğan, "AK Parti, yolsuzluklarla mücadele ede ede bugünlere geldi. Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun, biz yolsuzlukla mücadeleden prim vermeyiz" dedi.
VATANA İHANET İÇİNDELER
"Gerek anamuhalefet gerek yavru muhalefet vatana ihanet içindedir" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Zira 642 milyar, eski rakamla 642 katrilyon bu ülkede devletin kasasında kaldı. Ama bak 17 Aralık'tan bu yana, 120 milyar dolar maalesef zarar var. Yazık değli mi, bunu nasıl yaparsınız? Böyle bir kampanya nasıl başlatırsınız? Bu bir çete olayıdır, bu bir örgüt olayıdır. Maalesef anamuhalefet de yavru muhalefet de el ele şu anda bu işi yapıyorlar."
TUTMAYACAK BU OYUNLAR
"İşte gezi dediler, cam çerçeve indirdiler şimdi de yolsuzluk şu bu dediler gene cam çerçeve indirmeye gayret ediyorlar. Tutmayacak bu oyunlar" ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, "El ele vereceğiz. Omuz omuza vereceğiz. Ama kardeş olacağız. Kardeşliğimize halel getirmek isteyenlere, aramıza fitne sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelmeden önce, Türkiye'de enflasyon yüzde 30'du. Şimdi yüzde 6-7. Bunu kıskanıyorlar. Devletin ödediği borçlanma fazii yüzde 63'tü. Bunu kıskanıyorlar. Ah benim kardeşlerim, şu MHP, şu CHP'nin yavrusu DSP, yok öyle bir parti artık da, bunlar IMF'ye borçlandılar. Ne kadar? 23,5 milyar dolar. Ya yolsuzlukların içinde olan bir hükümet, bu parayı nasıl ödeyecekti?"
120 MİLYAR DOLAR ZARAR VAR
Başbakan Erdoğan, "17 Aralık'tan bu yana 120 milyar dolar maalesef zarar var. Yazık değil mi, bunu nasıl yaparsınız. Böyle bir kampanyayı nasıl başlatırsınız. Bu bir çete olayıdır, bu bir örgüt olayıdır. Maalesef ana muhalefet de, yavru muhalefet de ele ele şu anda bu işi yapıyorlar" dedi.
"Bunların derdi yolsuzluk filan değil" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hepsi bu işin içindeler kendileri. Bunların derdi hukuk değil, adalet değil. Bunların tek bir derdi var bu milletin hükümetini yıpratmak. Yeniden o eski Türkiye'ye dönmek."
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti, yolsuzluklarla mücadele ede ede bugüne geldi. Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Fakat şunu da söylemek zorundayım. Yolsuzluklara bulaşmamış insanları adeta yolsuzluğun içerisinde gibi gösterme gayretine girenleri de affetmeyiz."
"SAVCI MARJİNAL ÖRGÜTLERİN MİLİTANLARI GİBİ BİLDİRİ DAĞITIYOR"
Erdoğan, yargı sürecinin devam etmesine rağmen bir savcının soruşturmayla ilgili bazı belgeleri medyayla paylaştığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Başsavcının açıklamalarını gördünüz. Ne diyor savcı, için bir kısım medyayı da yanın alarak, böyle bir adli takip olabilir mi? Bunu yapıyor. Bu savcı kimin savcısı? Ondan sonra da bizim öğrencilik yıllarımızda olduğu gibi o uç örgütlerin, marjinal örgütlerin militanları gibi çıkıp adalet sarayının önünde bildiri dağıtıyor. Bir savcı böyle bir şey yapabilir mi? Ne zaman görüldü böyle bir şey? Bunlar nasıl adalet dağıtacak. Bunlar adil olabilir mi? Şimdi biz bu tür insanların, tabii ben düzgün, dürüst yargı mensuplarını tenzih ederim, asla bunlarla karıştırmam, bugüne kadar onların hepsini savundum. Ancak ben CHP zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum. Onların meşrebine, onların mizacına mensup olanların da mağduruyum, onu da söylüyorum."
"BU ÜLKEYİ PARÇALAMAYA KİMSE CÜRRET EDEMEZ"
Başbakan Erdoğan, Manisa Demirci'deki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada ise şunları kaydetti:
"Devletin içinde paralel devlet kurmaya gayret edenler bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklardır. Bu hangi meşrepten olursa olsun, hangi mizaçtan olursa olsun, kim olursa olsun, karşılarında bizi bulacaklardır. Bu ülkede, devletin içinde, hizmeti kalkıp da istismar etmek suretiyle, cemaat istismar etmek suretiyle, tertemiz kardeşlerimizi maalesef bu ülkede bölmeye gayret etmek suretiyle, onlar üzerinden rant elde etmek suretiyle bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklardır. Çünkü bu ülke, 76 milyonun ve biz 76 milyonun hükümetiyiz. Bu ülkeyi, bölmeyi parçalamaya kimse cüret edemez. Kimsenin de buna hakkı yok. Herkes yerini bilecek."
Hakim ve savcıların temiz olanlarını tenzih ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Onlara yönelik en ufak bir sözümüz olamaz. Çünkü onlardan adalet elde ediyoruz. Ancak bu gücü, kuvveti suistimal etmek suretiyle eğer bu ülkenin bölünmesine, parçalanmasına neden oluyorlarsa bunları da teşhir ederiz. Bu nasıl savcı? Başsavcı ondan dosyayı istiyor diye kalkıyor, feryat ediyor beyefendi. Senle, daha dur bakalım, işimiz var" dedi.