"Gerçek yüzlerini gösterdiler"

Başbakan Erdoğan, "Kimi uluslararası medya kuruluşları, kimi Avrupalı siyasetçiler ve kurumlar, olayları anlamadan, dinlemeden, analiz etmeden; biraz da olayları tahrik etmek için anında maskelerini indirdiler, gerçek yüzlerini de bu arada gösterdiler"

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
"Gerçek yüzlerini gösterdiler"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki, küçük çaplı bir toplumsal hareketin, bazılarınca doğru okunamadığından dolayı Kuzey Afrika ve
Ortadoğu'daki toplumsal hareketlere benzetildiğini, dost görüntüsü altındaki bazılarının, ne kadar samimiyetsiz ve yapay olduklarını anında gösterdiklerini bildirdi.

Erdoğan, Rixos Otel'de düzenlenen, Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti, "Toplantının, ülkemiz, milletimiz, Türkiye içinde ve dışında yaşayan tüm vatandaşlarımız, tüm dost, kardeş ve akrabalarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.

Türkiye'de, yaklaşık 3 hafta boyunca, çevre duyarlılığı ile başlayan ancak daha sonra demokrasiye, milli iradeye, seçimle gelmiş, milletin tercihiyle
gelmiş hükümete karşı son derece organize eylemler haline dönüşen, aynı zamanda son derece karanlık odaklardan beslenen bazı çirkin olaylar yaşandığını belirten Erdoğan, milletin, tüm bu eylemleri büyük bir sabırla ve itidalle takip ettiğini dile getirdi.

GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERDİLER
Gezi Parkı odaklı olaylarda dünyanın gerçek yüzünü gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dikkat ederseniz, Türkiye'deki, küçük çaplı bir toplumsal hareket, bazılarınca doğru okunamadığı için Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki toplumsalhareketlere benzetildiği için dost görüntüsü altındaki bazıları, ne kadar samimiyetsiz, ne kadar yapay olduklarını anında gösterdiler. Kimi uluslararası medya kuruluşları, kimi Avrupalı siyasetçiler ve kurumlar, olayları anlamadan, dinlemeden, analiz etmeden; biraz da olayları tahrik etmek için anında maskelerini indirdiler, gerçek yüzlerini de bu arada gösterdiler. Ancak, Türkiye'yi tanıyan, Türkiye'nin toplumsal yapısını bilen, gelişen, güçlenen demokrasimizi takip eden, özellikle de hükümetimizin samimiyetini gören dost ve kardeşlerimiz, süreç boyunca bizlerden desteklerini, dünyaya da yapıcı tavsiyelerini esirgemediler.

Ne dediler, 'Türkiye'de aynen Arap Baharı yaşayan ülkeler gibi Türk baharını yaşamaya hazırlanıyor. Halbu ki biz Türk baharını 2002'nin Kasım ayında yaşadık ve o günden bugüne Türkiye'de bir Türk baharı esiyor. Bizi asıl sevindiren, dünya üzerinde, mazlumlarla, mağdurlarla, haksızlığa, adaletsizliğe uğramışlarla olan dayanışmamızın, bu olaylarda çok duygusal biçimde karşılığını bulmuş olmasıdır. Somali'nin hayır duası bizim için her şeyden önemlidir. Myanmar'ın, Arakan'ın hayır duası bizim için her şeyden önemlidir. Filistin'in, Irak'ın, Suriyeli mazlumların hayır duası, bizim için her şeyin üzerindedir. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Ortadoğu'da, Kafkaslar'da, Balkanlar'da, Avrupa'da, yeryüzünün her köşesinde, gurbette yaşamak zorunda kalmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, samimiyetle yaptıkları hayır duaları her şeyden mühimdir."

TÜRKİYE ÜZERİNE SENARYOLAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarından önce dış dünyanın Türkiye üzerine senaryolar yazabildiğinin altını çizerek ülkenin nereden nereye geldiğinin çok iyi görülmesini ve hissedilmesini istedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye, öyle bir ülkeydi ki, uluslararası medya, uluslararası bazı kuruluşlar, özellikle de uluslararası bazı sermaye çevreleri, Türkiye üzerine

senaryolar yazıp, bunları da maalesef başarıyla uygulayabiliyordu. Hatırlayın, 10,5 yıl öncesine kadar, Batı'da, herhangi bir gazetede çıkan 3 satır yazı ya da yorum, Türkiye'de haftalarca gündem konusu olabiliyor, konuşulabiliyor, sevinç vesilesi olabiliyordu. Batı basınında çıkan bir yazı, makale, yorum, Türkiye gündemini sarsabiliyor, Türkiye ekonomisini alt üst edebiliyordu. Avrupa'dan, Amerika'dan, oradaki siyasetçiler tarafından, oradaki kuruluşlar tarafından yapılan bir yorum, borsanın çökmesine ya da yükselmesine, sermaye piyasalarının dalgalanmasına, uluslararası yatırımların artmasına ya da azalmasına sebep olabiliyordu.

GÜNDEM BELİRLEYEN TÜRKİYE VAR
Kendisine güveni olmayan bir ekonomimiz vardı. Kendisine güveni olmayan bir dış politikamız vardı. İçeride olduğu kadar, dışarıda da özgüveniolmayan bir siyasetimiz vardı. Hamdolsun, bütün bunları artık geride bıraktık. Şu anda, çok azı art niyetli de olsa, çoğunlukla objektif şekilde, hemen her gün Türkiye'yle ilgili haberler, makaleler, yorumlar yayınlanıyor. Bütün uluslararası denklemlerde Türkiye faktörü göz önünde bulunduruluyor. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var. Bütün uluslararası meselelerde, Türkiye'nin görüşleri, tavsiyeleri, duruşu, tavrı dikkate alınıyor."

ESKİDEN BÖYLE MİYDİ!
"Geçmişte, Tokyo Borsası, New York Borsası, deyim yerindeyse hapşırsa, Türkiye ekonomisi zatürre oluyordu" görüşünü dile getiren Erdoğan, şunları anlattı:

"Ama şu anda, tüm dünya, tüm gelişmiş ekonomiler, 4 yıldır çok ağır bir kriz yaşarken, Türkiye ekonomisi istikrarla büyüyor, gelişiyor, ilerliyor.
İşte buyrun; bütün oyunlara rağmen, bütün tezgahlara, tuzaklara rağmen 2013 ilk çeyrekte hepsi çöküyor biz yine yüzde 3 büyüme kaydettik. Gerçekler ortada, Avrupa ekonomisi daralırken, Japonya'nın ekonomisi işte ortada yüzde 1 bile büyüyemezken Türkiye ekonomisi yüzde 3 büyüme kaydetti.

Kriz içindeki ülkeler Uluslararası Para Fonu önünde yüksek faizlerle borç almak için sıraya girerken, Türkiye IMF'e tüm borcunu ödedi ve sıfırladı. Bu nerede olduğumuzu gösteriyor. Bütün göstergeleri dipte olan, bütün dengeleri sarsılmış olan bir ekonomiyi devraldık, şu anda dünyanın en sağlam, en sağlıklı, en güçlü ve sarsılmaz ekonomilerinden biri haline getirdik."