Sav'dan ikinci bir açıklama

Önder Sav CHP Genel Merkezinde açıklama yaptı:

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Sav'dan ikinci bir açıklama
" Parti Meclisi üyesi arkadaşlarım adına özür diliyorum. Bizim yüzümüzden yoğun bir mesai yaptınız. 53 yıllık siyasi yaşamamın bugün hem üzücü hem onur verici dönemini yaşadım. Üzücü yanı, ilk kez bir CHP Genel Başkanı'nın PM'yi toplantıya çağırıp kendi imzasına sadık kalmayarak hiçe sayması ve kurultaydan sonra partinin en yüksek organı olan PM'yi hiçe sayıp toplantıya katılmayışı oldu.

CHP kurallar partisidir. PM Genel Başkanın yokluğunda Genel Başkan Yardımcısı yönetiminde çok önemli bir toplantı gerçekleşti. Gelecekte tarihi yazanlar bugünkü gelişmeleri PM'nin duruşunun da altını çizerek yazacaktır. 81 üyeden 61'i toplantıya katıldı. Yani her türlü kararı alacak çoğunluk vardı. Günlerden beri tartışması yapılan tüzük kurultayı doğrultusunda divan başkanlığına verilen önerge değerlendirildi. 27-28 Kasım'da Ahmet Taner Kışlalı Salonunda toplanmasına karar verildi.

Yargıtay'dan gelen yazı gereği görüşmeler yapılacak idi. Bu da yapılamadı. O madde verilen bir önerge ile gündemden çıkarıldı. CHP'nin çoğu şu anda benim yanımda olan MYK üyeleri hukuken devam etme durumlarını yarattılar. Yeni bir MYK atanması hukuken sakat bir atamadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına değil de dünyanın en yetkili hukuki kurumuna dahi gitse de sakattır. Hukuki sakatlığı cilalı sözlerle örtemezsiniz. Sayın Kılıçdaroğlu disiplin suçu işlemiştir.

Yeni MYK yerine yeni CHP deyimi kullanılmıştır. Dünyada ve Türkiye'de bir tek parti vardır. O da CHP'dir. CHP'yi içerideki ve dışarıdaki düşmanlar eskitemedi. Kılıçdaroğlu da eskitemeyecektir. İstediği kadar yeni desin...

Yeni bir MYK ataması sakat bir atamadır.

Zaman zaman çağdaşlaşma hedefi ile ilgili kimi yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor. CHP'nin kimliği tartışmaya açılıyor. Bizim dışımızdaki şartlanmış kafaların CHP'nin kimliğini tartışması belki yadırganmayabilir. Ama içimizdekilerin bunu tartışmaya hakkı yoktur. Önümüzdeki süreç CHP'ye vücut veren, ilkelerine sahip çıkanların o ilkeleri sonuna kadar koruma kararlılığında olanlarla o ilkeleri yozlaştırmaya çalışanların siyasal mücadelesi ile geçebilir.

Kurultaydan sonra en önemli olan PM dimdik ayaktadır. PM'yi toplantıya çağırıp da kaçmanın sonu nereye varacaktır. Önemli organ bir gün toplanacaktır bugün kendi yetkilerini ortadan kaldırmaya çalışanlardan da hesap soracaktır.

CHP'nin omurgasını eğdirtmeyiz, CHP'yi eksenlerinden kaydırtmayız.

CHP, kriz diye nitelendirilen günleri aşacaktır. Böyle bir dönemde CHP'nin yürüyüşünü, çağdaşlaşma hedefindeki ilerleyişini kimsenin kösteklemesine iznimiz olamaz. Bizim yapmamız gereken CHP'nin birliğine katkı koymaktır. Önümüzdeki dönemde de görevimizi aksatmadan sürdüreceğiz. CHP'yi eksenlerinden kaydırtmaya müsaade etmeyiz. Kimilerinin hoşuna gidecek diye CHP'nin politikasından, kimliğinde feda etmeye, ondan bir şey vermeye kalkanlarla uğraşımızı sürdürürüz.

Şimdiden " Yeni CHP" ilan etmeye kalkanlara tavsiyem CHP tarihini bir kez daha okumalarıdır. Benim gibi 53 yılını CHP'ye vermiş olanlarla PM nedeniyle CHP ile tanışanların söyleyecek hiçbir sözü yoktur. Onlara da öğretiriz. Bizler Mustafa Kemal'in İsmet Paşa'nın Bülent Ecevit'in oturduğu koltuğa oturan insanların, kimliğine sahip çıkanların, öyle yüzeysel sözlerle, korku imparatorluğu yaratılıyor söylemiyle, kimleri kastettiğini bilmiyorum ama, galiba kastettikleri kişi benim. Biz hayatımızda CHP'ye hizmet etmekle övünürüz.

CHP'lilere umutsuzluğa kapılmamalarını, CHP'nin iktidar yolunda yürüyüşüne devam edeceğini, AKP'ye öykünerek sağa yanaşarak, bir kısım CHP'ye hayatında oy vermemiş kişilere şirin görünmek isteyenlerle CHP'nin mayasını bozamayacaklarını söylemek istiyorum

Laiklik başka kavramlarla anlatılmaya çalışılamayacak kadar engin bir kavramdır. Ulusal bağımsızlığın, demokratik cumhuriyetin olmazsa olmaz koşuludur. Bunu kaldırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

Sürekli devrim yolunda, Mustafa Kemal'in yolunda her türlü engeli aşma kararlılığında olan insanlarız. Görevimizi de bu bilinçle yapacağız.

O sevgili Ata'mızın özdeyişiyle, tarihin tanıdığı ender devrimcilerden Mustafa Kemal'in sözlerini hatırlatmak istiyorum.

"Devrim, güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak ve güneş kadar bizden uzaktır. Yönümü daima o güneşe bakarak belirler ve öylece ilerlerim, ilerlerim; parlaklığı ve sıcaklığı ilerlememe izin verinceye kadar ilerlerim. Tekrar ilerlemeye devam etmek üzere dururum; tekrar o güneşe bakarak yönümü belirlerim."

Biz o devrimcilerdeniz arkadaşlar. Her engeli aşma kararlılığında insanlarız. O kararlılıkla görevimizi yapacağız.

Sayın Genel Başkanın seçimli olağanüstü kurultay istemesi lazımdı.

Genel Başkanlık gibi bir niyetim olsaydı Sayın Kılıçdaroğlu'nun başkanlığını desteklemezdim.

Ben 17 Mayıs'ta hangi Önder Sav isem dün geceye kadar da aynı Önder Sav'ım. Dün Sayın Kılıçdaroğlu ile benim iş yapış zihniyetimizin farklı olduğunu farkettim. Sayın Genel Başkan ile anlayışımız bağdaşmadı."