"Büyükada toplantıları, yeni bir Gezi'yi amaçlıyordu"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Büyükada'da yapılan toplantıya ilişkin, aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 8'i tutuklu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin çoğunun terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda, yakın geçmişte Gezi Parkı eylemleri benzeri toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenledikleri belirtildi.

Giriş Tarihi 08 Ekim 2017, 00:00 Güncelleme 08 Ekim 2017, 18:08
Büyükada toplantıları, yeni bir Gezi’yi amaçlıyordu

İÇİNDEKİLER

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 17 sayfalık iddianame tamamlandı.

İddianamede, İstanbul'un Adalar ilçesinde insan hakları alanında faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşu mensubu kişilerce yapılan gizli toplantı hakkında detaylı bilgilere yer verildi.

İddianamede, "gizli tanık 1"in beyanları doğrultusunda, şüpheli konumunda yer alan şahısların "Çalışma Atölyesi" adı altında toplantı organize ettikleri ve bu toplantıda yasadışı faaliyetlerin konuşulduğu belirtildi.

GİZLİLİK ÖN PLANDA
Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğünce, gizli tanık A.T'nin ifadesinde ve yapılan teşhislerin detaylıca anlatıldığı iddianamede, şüphelilerin mensubu olduğu kuruluşların amacı dışında faaliyet gösterdikleri belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Terör örgütlerinin gizlilik kurallarına riayet ederek yürütülen faaliyetlerini konu alacak şekilde, toplantıda bulunan şahısların cep telefonlarını polislerin alacağından, bu telefonların içerisinde bulunan bilgilerin nasıl saklanacağı, yakalanıldığı taktirde bu bilgilerin telefonlardan nasıl gizli tutulabileceği, bilgilerin polis veya başka şahıslar tarafından ele geçirilmesinin nasıl engelleneceği, şifrelemelerden bahsettikleri, içlerinden birinin dernekte bulunan bilgisayarının polislerce ele geçilmesi durumunda çoğu kişinin yakalanacağından bahsettiği ve elektronik cihazların polislerin ele geçirilmesinden endişe ettikleri tespit edilmiştir."

ÖRGÜT İRTİBATLARI
Şüphelilerin, silahlı terör örgütleriyle (PKK/KCK, DHKP/C ve FETÖ) iltisakı ve irtibatına da yer verilen iddianamede, şüphelilerin sosyal medyadaki paylaşımlarına da vurgu yapıldı.

Şüpheli İdil Eser'in, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörlüğü görevini yürüttüğü anlatılan iddianamede, üst ve oteldeki eşya aramalarında ele geçirilen materyallerde silahlı terör örgütü DHKP/C üyesi olmak suçundan tutuklu Semih Özakça ve Nuriye Gülmen ile ilgili belgelerin olduğu, Murat Dicle isimli bir şahsın AF örgütünde çalıştığı değerlendirilen Fırat Doğan isimli şahsa "Kendisinin Irak'ta uzun zamandır PKK üyesi gerilla doktoru olduğunu ve AF örgütüne üye olmak istediğini, bunun kendileri için sorun olup olmayacağını sorduğu" şeklinde yazışmaların bulunduğu ifade edildi.

İddianamede, şüpheli Tamer Kılıç'ın ise kız kardeşi Ömür Kamış'ın eşi Mehmet Kamış'ın, kapatılan Zaman gazetesinde genel yayın yönetmen yardımcısı olarak görev yaptığı, FETÖ/PDY üyesi olduğu ve hali hazırda firari konumda bulunduğu, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı, Kılıç'ın ayrıca İdil Eser ve Günal Kurşun ile irtibatının bulunduğu anlatıldı.

GİZLİLİK UYARISI
Şüpheli Nalan Ekrem'in Yurttaşlık Derneği bünyesinde proje danışmanı olarak görev yaptığı belirtilen iddianamede, FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonlarda tutuklanan Bedriye İştar Tarhanlı isimli bir şahıs ile görüşme kaydının bulunduğu ve üzerinde yapılan aramalarda Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu'nu sunduğu "Gizli" ibareli belgenin bulunduğu vurgulandı.

İddianamede, şüphelilerin toplantıya yönelik yaptığı WhatsApp mesajlaşmaları da yer aldı.

Büyükada'da buluşulması planlanan toplantıda, şüphelilerden birinin bütün katılımcıları, "İlk ödeviniz, vapura binmeden önce tüm teknolojik aletlerinizi kapatacaksınız. Telefon, laptop, tablet, smart saat vs. Etraftı seyrederek, keyfini çıkararak seyahat ederek otele girinceye kadar açmayacaksınız. Okuyan 'ok' desin ki herkesin gördüğünde emin olalım" sözleriyle uyardığı kaydedildi.

ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ GEZİ'YE ÇEVİRECEKLERDİ
İddianamede, söz konusu dokümanlardan ülkedeki mevcut siyasi ortamın, terör örgütlerinin başrol oynadığı, sivil toplum örgütleri görünümü altında organize edilen Gezi Parkı olayları benzeri ayaklanma olaylarına ne şekilde evrileceğinin tartışıldığı belirtilerek, "Bu amaçla faaliyetlerde bulunan şüphelilerin yakalanması sırasında, düzenleyicilerin verdiği 'Adalet' ismiyle gerçekleşmekte olan yürüyüşün, Gezi Parkı olayları benzeri şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı tespit edilmiştir" denildi.