YPG'ye operasyonların devam edeceğini ve bundan sonra da gerekli adımların atılacağını belirten Başbakan Davutoğlu, "Türkiye Azez'e yönelik saldırılara engel olacaktır. Türkiye'nin sınırını kim tehdit ederse aynı tavrı gösteririz. YPG, Rusya'nın paralı askeridir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
AZEZ'İN HABERİ GELİNCE DUA ETTİM
Bu hafta cuma günü Van'a gideceğim.
Ukrayna'dayken Azez'e saldırı haberi gelince, kendimi eski zamanlarda buldum. Tarih 1789. Özi Kalesi uzun bir direnişten sonra Rus ordusu tarafından işgal edildiğinde, geride tek bir canlı bırakılmayıp her şey katledilmişti. Bu haberi alan Sultan Abdülhamit, bu haberi aldığında, "Ben nasıl tebaama" sahip çıkamadım dedi ve felç geçirdi, kısa süre sonra vefat etti.
Bana da haber geldiğinde, şöyle dua ettim: Allah'ım, bize öyle güç ver ki, zalim Rusya'nın saldırıları karşısında Halep'i koruyabilelim. Biz Halep'in, Somali'nin acısını yüreğimizde hissediyoruz.
Oradan görüntülere baktım, bir boş alan yoktu ki bomba düşmemiş olsun. Bre insafsızlar, ne istersiniz bu mazlumlardan? Hangi kirli senaryoya hizmet ediyorsunuz.
Hem muhalifleri zayıflatıyorlar, hem sivilleri vuruyorlar hem de rejime destek oluyorlar. Süresi geçmekte olan mühimmatı bitirmeye çalışıyorlar. Bu mühimmatı kendi ülkelerinde tahrip ettiklerinde yol açabilecek çevre zararlarını Suriye'ye taşıyorlar. Bu kadar adice, insanlık dışı bir planın içindeler. Rusya, Tel Rıfat'a 200 sorti yaptı.
Esed rejimi Halep'i düşürmek için Hizbullah'ı, İran'ı, Rusya'yı Suriye'yi çağırdı. Ama düşüremedi.
YPG HEDEFLERiNi VURUYORUZ GERi ADIM ATMAYACAĞIZ
Türkiye'ye dönük yeni mülteci akınına mahal vermemek ve oradakilerin can güvenliğini sağlamak üzere Cumartesi gününden itibaren YPG'ye yönelik hedeflere angajman kurallarına göre mukabelede bulunuyoruz. Mukabelede bulunuyoruz, mukabelede bulunmaya devam edeceğiz.
Mukabele başladığında insanlar sokağa çıkmış, Türkiye'ye dua ediyorlardı. Türkiye Azez'e yönelik saldırılara engel olacaktır. Türkiye'nin sınırını kim tehdit ederse aynı tavrı gösteririz. YPG, Rusya'nın paralı askeridir. Suriye'de savaş tehlikesi varsa bunu oluşturan asla Türkiye olmayacaktır, Türkiye'yi 5 yıldır savaşın dışında tutan biziz. Türkiye savaştan uzak durmak için yanı başındaki güvenlik problemlerini bertaraf etmek için güvenlik tedbirleri almakta.
ALÇAK RUS UÇAKLARI YAPTI
Amerika, "Halep'te yapılan bombardımanı kınıyoruz" açıklaması yaptı. Kim yaptı bu bombardımanı, açıkça söyleyin. Biz açıkça söylüyoruz: Bu bombardımanları alçak Rus uçakları yaptı.
Kürtlerin bir devleti vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türklerin bir hamisi, koruyucusu varsa o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. PYD ve YPG Kürt örgütü değil, terör örgütüdür.
BAYKAL'A TEŞEKKÜR
Sayın Baykal, sınırımızda yaşanan gelişmeleri, Türkiye'nin ulusal güvenliği perspektifinden yorumlayarak, bir devlet adamına yakışan bir ciddiyetle konuştu, kendisine teşekkür ediyorum. Sayın Baykal, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin meşru ve gerekli olduğunu açıkça ifade etti. Sayın Kılıçdaroğlu ise laf kalabalığı yaparak, üste çıkma kurnazlığı yaparak, ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu durum karşısında ciddi ve tutarlı bir tutum takınamadı.
KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ KAZANSAYDI DEVLETİN ALNINDA LEKE OLURDU
Sayın Kılıçdaroğlu 7 Haziran seçimlerini kazanmış olsaydı, kazanamaz ya, 2 milyon kardeşimizi Suriye'ye göndermiş olsaydı, bu kardeşlerimiz katledilmiş olacaklardı. Bu da silinmez leke olarak bu devletin alnında kalmış olacaktı. Biz milli muhalefet istiyoruz, yerli muhalefet ediyoruz. Rusya ağzıyla, Esed ağzıyla konuşmayan. Brüksel'de kapı çalarak Türkiye'yi şakiyet etmeyen milli muhalefet istiyoruz. Ana muhalefette bunu göremiyoruz. TSK sınırlarımızı korumak için Suriye'ye dönük mukabelede bulunduğunda sayın Bahçeli bir açıklama yaptı. Bütün Türkçe vukufuyetiyle okuyanlar dahi ne demek istediğini anlayamadı. Bu açıklamanın amacı topluma korku salmak olan bir retoriğin hakim olmasıdır.
TÜRKMENLER KATLEDİLİRKEN DURALIM MI SAYIN BAHÇELİ?
Sayın Bahçeli Türkmenlere zulüm yapıldığında niye yardım etmiyorsunuz diye sorar. Onlara yardım etmek için harekete geçtiğimizde, aman savaşa girmeyelim der. Sayın Bahçeli ne yapmak istediğimizi açıkça söylesin. Türkmenler katledilirken duralım mı sayın Bahçeli? Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun muhasebe yapsınlar. Başbakanlık koltuğuna kendileri oturduklarını farzetsinler, önlerine Azez'in katledildiğine dair istihbarat raporu gelseydi, yeni bir göç dalgası geldiğini söyleselerdi acaba ne yapacaklardı? Bu partilere oy veren vatandaşlarımızın da kendi partilerine çağrıda bulunmalarını rica ediyorum. Eminim ki vatandaşlarımız da kendi partilerinden bunları beklemektedirler.
İNSANI MERKEZE ALAN BİR SİSTEMİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ
Sur'dan sonra Cizre'deki operasyonlar sona erdi. Operasyonlara destek veren vatandaşlarımızı yürekten tebrik ediyorum. İnşallah yıkılanın yerine daha güzelini yapacağız. Kısa sürede bütün bu ilçelerde ve bölgede hayati normal seyrine döndüreceğiz. Milletimiz terörden çok yoruldu. Yeniden barış ve kardeşlik içinde yaşamak, işine gücüne bakmak istiyor. Herkesle tek tek konuşacağız, barışı, huzuru ve kamu düzenini mutlaka tesis edeceğiz. Ülkemizin siyasal istikrarını sürdürmesi için güçlü bir siyasal sistem inşa etmemiz artık kaçınılmaz olmuştur. Kriz dönemlerinde devletler kendilerini kapalı sisteme korunabileceklerini düşünürler, baskıcı uygulamalara yönelirler. Biz aksine daha fazla özgürlük, demokrasi, katılım içeren siyasal sistemin inşa etmenin gerekli olduğuna inanıyoruz. İnsanı merkeze alan bir siyasal sistemi hayata geçirmemiz her zamankinden daha elzemdir.
MUHALEFET ANAYASA DIŞI KONULARLA MEŞGUL EDİYOR
Herkes, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları tarafını seçmek zorundadır. Yeni bir anayasa hazırlamayı Türkiye'nin en temel önceliklerinden biri olarak görüyoruz. Meclis'teki partilerle ilk görüşmelerimizi yaptık, Meclis Uzlaşma Kurulu kuruldu. Bu meclis yeni bir anayasa yapabilecek temsil ve meşruiyete sahiptir. 2011'den bugüne kadar Türkiye tam olarak 5 yıl kaybetmiştir. Yarım kalan çalışmaları bir birikim olarak değerlendiriyoruz. Komisyon 160 kurum, 165 üniversite, 17 kamu kurumu, 7 yüksek mahkeme, sendikalar, muhtarlar birliği derneği, işçi ve işveren sendikaları o zamanki uzlaşma komisyonuna yazı ile görüş gönderdi. 14 bin 537 dernek, 197 yerel televizyondan e-posta vasıtasıyla görüş talep edilmiş ve alınmıştır. Gönderilen görüşlerin 104 üniversite, 58 vakıf olmak üzere 30 sendika, 21 kamu kurumu, 21 siyasi parti ve 5 enstitüye ait olduğu tespit edilmiştir. Müthiş bir müktesebat var elimizde. Yeni kurulan komisyonumuz çalışmalarını bu birikim üzerine inşa ediyor. Muhalefet partilerin anayasa yazımı dışındaki konularla meşgul etmeleri bizi tedirgin ediyor. Süreyi uzatmaya yönelik tutumlar samimiyet ve dürüstlükle bağdaşmaz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun mevzuatla ilgili oyalama girişiminde bulundu.
HERKESİ SAMİMİ OLMAYA DAVET EDİYORUM GELİN DEĞİŞTİRELİM
Sayın Kılıçdaroğlu komisyonun isminin değiştirilmesini önerdi. Herkesi samimi olmaya davet ediyorum. Gelin darbe mevzuatını tümüyle ayıklayalım. Anayasa Komisyonu, anayasa çalışmalarını sürdürsün, darbe mevzuatını ayıklamak daha kolay bir iş. Darbe hukukuna karşı en güçlü ses her zaman AK Parti olmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu'na açık çağrı yapıyorum, bizim darbe hukukunu bitirmek için çalışmalarımız hazır. Sizin de hazırlığınız varsa gelin hep birlikte adım atalım. Anayasa yazım için kurulan komisyonu başka işlerle meşgul etmeyiniz. Cumhuriyet tarihinde iki haftada vaatlerinin yüzde 73'ün gerçekleştirmiş bir hükümet var mı? Aramızdaki fark budur. Reformları yarı yarıya tamamladık. Çalışma hayatında güvenli esneklik kanun tasarımız Meclis'te görüşülüyor. Milletimize verdiğimiz sözleri bir bir yerine getiriyoruz. Sıkıntıları aşacak güce, özgüvene, millete inancımıza sahibiz.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Ülkemizin daha fazla oyalanmaya tahammülü yok. Muhalefetin süreci uzun tutmaya çalışması bizi endişelendiriyor. Darbe mevzuatını ayıklayalım. Ama itirazımız olan Anayasa Komisyonu ile ilişkilendirmek. Bizim çalışmamız hazır, siz de hazır olduğunu söylüyorsanız. Samimiyseniz arkadaşlarımız bugün bir araya gelsinler ve çalışmalar başlasın.