Dış seyahatlerin belli bir planın parçası olarak yapıldığını belirten Çiçek, devletin ilgili kurumlarıyla, bakanlıklarla konuşarak, 2015 yılının gündemini hesaba katarak bu ziyaretleri gerçekleştirdiklerini söyledi.
Çiçek, Türkiye dışında ülkeyi ilgilendiren çok önemli çabalar ve gayretler bulunduğunu ifade ederek, bunlardan birinin de 1915'te cereyan eden olaylarla ilgili Ermeni diasporasının dünyada yürütmeye çalıştığı karalama kampanyası olduğunu vurguladı.
Bu kampanyaların hedefinde kamuoyunun ve hedef kurumlar olarak da parlamentoların bulunduğuna dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti:
"Parlamentolardan karar çıkarmaya, karar çıktıysa bunun ötesinde yeni kararların alınması bakımından yoğun çabalar var. Onun için TBMM olarak biz de ülkelerle ilgili bir öncelik sıralaması yaparak Türkiye'nin görüşlerini anlatmaya çalışıyoruz. Demek istiyoruz ki parlamentolar bir uluslararası ceza kurumu gibi hareket edemezler. Geçmişte cereyan etmiş olayların araştırılacağı, soruşturulacağı platformlar bilimsel platformlardır ve bilim adamlarının işidir. Halbuki bu diasporanın karalama kampanyasının sonucu olarak parlamentolardan geçmişi suçlayan, geçmişle ilgili hüküm tesis eden kararlar çıkarılmaya çalışılıyor. Bununla ilgili lobiler oluşturuluyor. Biz de Türkiye'nin görüşlerini ifade etmeye çalışıyoruz."
"TÜRKİYE'NİN GÖRÜŞLERİNİ ANLATMAYA ÇALIŞTIK"
TBMM'nin de 2005'te tüm dünya parlamentolarına bir çağrıda bulunduğunu hatırlatan Çiçek, şunları kaydetti:
"Biz tarihi gerçeklerin bütün yönleriyle ortaya çıkarılmasını arzu ediyoruz. Bizim tarihimizden bir şüphemiz yok, geçmişimizden bir endişemiz de yok. Bunun bütün yönleriyle ortaya çıkarılması bizim de çok arzu ettiğimiz bir husustur. Ama bunu bilim adamları ortaya çıkaracaktır. İç politika mülahazalarıyla birkaç seçmenin oyunu alabilmek için bazı ülkelerde maalesef parlamentolar kullanılıyor, istismar ediliyor ve Türkiye aleyhine karar çıkarılmaya çalışılıyor. Bunlardan biri de bu (Kanada) ülkedir. Onun için Türkiye bugün konuyu biraz daha ciddi takip etmeye çalışıyor. O nedenle de TBMM'ye görev düşüyor. Biz de iktidar ve muhalefetten milletvekili arkadaşlarımızla Türkiye'nin görüşlerini anlatmaya çalıştık."
Görüşmelere değinen Çiçek, bu konuları konuştuklarını, geliş sebeplerini ve beklentileri ilgili makamlara ve kişilere anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
"BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Genel yaklaşımın ne olduğu yönündeki soruya Çiçek, şu yanıtı verdi:
"Bundan sonraki çabalarda, gayretlerde diasporanın gayretlerine karşılık daha temkinli hareket edebileceklerini düşünüyorum. Ama bu bir ziyaretle, bir görüşmeyle hallolacak bir mesele değil. Türkiye maalesef geçmişte bu konuları şu veya bu sebeple yeteri kadar takip etmedi. Geriye atıfta bulunmanın da bir anlamı yok. Şimdi bu işleri biraz daha sıkı takip etmemiz gerekiyor. Bu bela sadece birkaç kişinin çabasıyla, gayretiyle defedilecek gibi değil. Bütün kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin mutlaka bu konuyla ilgili yapabileceği çok şey var. 'Sadece hükümet yapsın, sadece Meclis Başkanı veya Meclis birkaç yere gitsin bunları izah etsin' değil.
Meslek kuruluşlarından tutun bilim adamlarımıza, üniversitelerimize teker teker herkese düşen görevler var. Bunun bilinci ve sorumluluğu içinde olmaları lazım gelir ki bu kampanyalara karşı bir cephe oluşturmuş olalım. Değilse biz geldik, yarın gidiyoruz ama burada bu faaliyetler devam edecek. Ama ben biliyorum ki burayla ilgili bir çok kuruluşun irtibatı var. Başka ülkelerle irtibatı olan kuruluşlarımız var. Şu ana kadar onların böyle bir çabası, gayretine de pek şahit olmadım. Benim üzüntüm budur. Ama biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz."
