Tamamen itibarını zedelemeye ve ortadan kaldırmaya yönelik bir şekilde süreç yürütülerek bu kararın verildiğini iddia eden Batum, her partinin milletvekillerini partiden atabileceğini kaydetti. Batum, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu'nun, "Bunu, hukuktan daha çok boşanma kararı gibi düşünün, genel merkez sizinle evli kalmak istemiyor, boşanmak istiyor" dediğini ifade ederek, "Boşanma kararı saygın ama Atatürk'ün Türkiye'sinde artık boşanma 'boş ol, boş ol, boş ol' şeklinde gerçekleşmiyor. Artık boşanma için haklı bir gerekçen olması lazım. Kocaların eşlerini 'boş ol, boş ol, boş ol' diyerek boşadıkları bir dönemde olmadığımız gibi, genel başkanların da artık boş ol deyip, insanı hiç bir hukuka uymadan atabildiği bir dönemde değiliz" şeklinde konuştu.
Batum, CHP Tüzüğü'nün çok açık olduğunu, tüzükte, "Eğer bir kişi hakkında disiplin cezasını istemişsen, suçlama konusu filii açıkça derhal belirtmelisin" denildiğini ifade ederek, "Ben adam mı öldürmüşüm, küfür mü etmişim, yolsuzluğun üstünü mü kapatmışım?" diye sordu.
Kasın ayının 5'inde Disiplin Kurulu'na sevk edildiğini, 19'unda kendisine tebligat yapıldığını ve tebligatta hiç bir suçlamanın olmadığını dile getiren Batum, suçlamayı Kasım ayının 26'sında Disiplin Kurulu'nda öğrendiğini söyledi. Batum, kurulda kendisine "Sen, her hafta bir milletvekili istifa etmek suretiyle partiyi sarsacağız" dediğinin söylendiğini dile getirerek, " Peki bunu neden bana ayın 5'inde, 19'unda bildirmediniz? Bana 26'sında bildiriyorlar. Bu, olayın bilinçli bir şekilde yürütüldüğünü gösteren bir şeydir" dedi.
Süheyl Batum, "Bir komplo düzenleniyor. Haluk Koç, 5'in de Disiplin Kurulu'na sevk edildiğimi söylüyor, ondan sonra partiden birileri çıkıyor, 'Süheyl Batum bunu hak etti' diyor ama ben ne olduğunu bilmiyorum. Ben ne yapmışım da hak etmişim? Halkta 'hak etti' algısı yaratmak için hep böyle söylendi" diye konuştu.
Tarhan'dan Batum'un ihracına sert tepki!- "Tabi ki burada durmayacağız"
Batum, şöyle konuştu:
"Bana atfedilen suç suymuş. Demişim ki 'her hafta bir milletvekili istifa edecek, böylece partiyi sarsacağız?' Buna da konu edilen iki tane yazı var. Biri Anadolu Ajansı'ndan (AA) sevgili kardeşimiz Meltem Öztürk'ün sorusuna verdiğim cevap, bir de Eskişehir'den Can Hacıoğlu'nun sorusuna verdiğim bir cevap. Ben böyle bir sözü hiç bir yerde kullanmadım. Kendimin dışında kimse için, 'biz karar verdik, 30 kişi şöyle yapacağız' diye bir şeyi hiç kullanmadım. Emine Ülker Tarhan'ı aday gösterirken de 'biz 6-7 kişi adına karar veriyoruz' demedim.
Bunun komplodur, oyundur ve karar da MYK'nın bir tercihidir. Tabiki burada durmayacağız. Hukuk yoluna başvuracağım. Şimdi bir şey de daha net kararlıyım. CHP'deki arkadaşlarla mücadele edeceğim, bu kararın iptali için mahkemeye gideceğim; bununla da yetinmeyeceğim. MYK'nın tamamı tarafından belirli kişiler görevlendirilmek suretiyle yürütülmüş bir oyundur. Bu nedenle Sayın Genel Başkanımız dahil, hiç kimsenin 'ben bilmiyorum, arkadaşlar yapmış' deme hakkı yok. Genel başkan dahil yargıda ayrıca hepsine karşı tazminat davası açacağım. Çünkü bu normal bir ihraç kararı değildir, süreler geçirilmiştir."
- "(Ha pardon bir işim çıktı) dedi"
Batum, daha ihraç kararı verilmeden bugün bir gazetede ihraç kararına ilişkin haber çıktığını anımsatarak, haberde, "oy çokluğu ile çıktı, oy birliğine dönüştürmek için görüşmeler, baskı devam ediyor" denildiğini kaydetti. Batum, "Bizim Balyoz ve Ergenekon davalarında 7 yılımız geçti, 'bunlar hukuka aykırı baskı ile gerçekleşti' derken, aynı şey hukuk devletini savunacak partide yapılıyorsa, bu fecaat bir durumdur" diye konuştu.
"Sayın Genel Başkanın, Bekaroğlu'nun ve Murat Özçelik'in tercihleriyle benim ters düşmüş olmamın ihraç sebebi olabileceğine hala inanmak istemiyorum" diyen Batum, CHP Ankara Milletvekili Sencer Ayata'nın, "(20 kişi her hafta istifa edecek) dediniz. Seçimlere kadar baktık, çok şey kaybedeceğiz, o yüzden ben sizin ihraç edilmeniz yönünde oy kullandım ama bunun MYK kanadından yapılmasını da uygun bulduğumu söyledim" dediğini kaydetti. Batum, "Bu sözü söylememişsem imzanızı geri alacak mısınız?" diye sorduğu Ayata'nın, "Ha pardon bir işim çıktı" dediğini ve o günden sonra da bir daha görüşmediğini söyledi.
Süheyl Batum, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bu aşamada bir görüşmesinin olmadığını söyledi.
Parti ile ilgili şikayetlerini her zaman dile getirdiğini belirten Batum, "Siyaset öncesinde de sonrasında her zaman hukuku savundum. AKP'ye de 'hukuka uymuyor, bir ay içinde 7 tane genci öldürdü hukuksuz olarak' diyerek kızan bir insandım. CHP, kendi hukukunu, kendi milletvekiline en basit kuralları görmezden geliyorsa, genel başkanın, 'arkadaşlar yapmışlar, benim haberim yok' demeye hakkı yoktur" dedi.
- "Biz bunlarla mücadele edeceğiz"
Batum, İşçi Partisi'ne gitmeyeceğini, ayrı ayrı bölünerek bir yere varmalarının mümkün olmadığını, CHP'den ayrılarak parti kurmanın yararlı olmayacağını bildiğini söyledi.
Bu süreçte "Sakın bizi yalnız bırakmayın, biz bunlarla mücadele edeceğiz" telefonları aldığını belirten Batum, partide kalan arkadaşlarıyla sonuna kadar mücadele edeceklerini ve hep birlikte oyunu bozacaklarını bildirdi. "Bu bir sindirme, korkutma ağzını açma politikasıdır" diyen Batum, siyasete girdiği için kendisinin pişman olmadığını, ailesinin ise pişman olduğunu söyledi. Batum, siyasete Kılıçdaroğlu ile girdiğini belirterek, "Kılıçdaroğlu'na çok güvenmiştim ama 'Kılıçdaroğlu beni çamurdan çıkarttı, falan bunları kabul etmiyorum. Daha Kılıçdaroğlu yokken ben CHP veya hukuk adına Türkiye'de dolaşıyordum. Siyasete el ele girilir diye düşünüyordum" diye konuştu.
