Türkiye ve Öcalan'ın avukatları, 18 Mart'taki karardan sonra, davanın 18 yargıçtan oluşan ve temyiz niteliğindeki büyük dairede görüşmesini talep etmişti. Ayrı ayrı yapılan temyiz başvurularını inceleyen AİHM'in 5 kişiden oluşan kurulu, davanın büyük mahkemede görüşülmesine gerek görmedi.
18 Mart'taki karar
AİHM, 18 Mart'taki kararında Öcalan'ın avukatlarının tutukluluk koşullarıyla ilgili yaptığı başvuruyu kısmen haklı bulmuştu.
AİHM, 2009 yılına kadarki tutukluluk koşullarında, ihlal kararı olduğunu belirtmiş, ancak bu tarihten sonra koşulların iyileştiğine hükmetmişti. Mahkeme ayrıca, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili olarak şartlı salıverme olanağı tanınması gerektiği yorumunu yapmıştı.
Mahkeme, 2009 yılından önceki dönemdeki tutukluluk koşullarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu sonucuna varmıştı. AİHM, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili olarak ise şartlı salıverme olanağı ihtimalinin açık tutulması gerektiğini belirtmişti.
AİHM, Abdullah Öcalan'a tazminat ödenmesine gerek görmemiş sadece mahkeme masrafları olarak 25 bin Avro ödenmesine hükmetmişti.
Öcalan'ı 1999 yılından bu yana İmralı'da 6 kez ziyaret eden Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin (CPT), son raporu geçen yıl mart ayında açıklamıştı. Raporda, Öcalan'ın materyal tutukluluk koşullarında sorun olmadığı ve kötü muamele görmediği belirtilmiş, buna karşılık avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşmesinde yaşadığı sorunların giderilmesi istenmişti.
