Anlayın artık, bu halk sizi sevmiyor!

Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu bugünkü köşesinde Türkiye üzerinde kirli ittifaklar kurup komplo üreten küresel güçlerin taşeronlarına tokat gibi bir yazı yazdı

Giriş Tarihi 25 Aralık 2013, 00:00 Güncelleme 25 Aralık 2013, 19:40
Anlayın artık, bu halk sizi sevmiyor!

İÇİNDEKİLER

Haşmet Babaoğlu, ülke yönetimine gelmek için kirli oyunlar peşinde olanlara çok açık bir şekilde yazdı. Babaoğlu, çeşitli oyunların içerisinde olanlara, "İstediğiniz kadar tepinin, dövünün, dövüşün... İstediğiniz kadar ağlaşın, zırlayın...Ama şunu kabul edin artık... BU HALK SİZİ HİÇ SEVMEDİ, SEVMİYOR"

İşte Haşmet Babaoğlu'nun 'Anlayın artık bu halk sizi sevmiyor'

İstediğiniz kadar tepinin, dövünün, dövüşün...
İstediğiniz kadar ağlaşın, zırlayın...
Çeşit çeşit iltifatlar ve ittifaklardan medet umup istediğinizle anlaşıp uzlaşın...
Ne yaparsanız, yapın...
Mesele oy oranlarıysa eğer, üç puan aşağı beş puan yukarı...
Bunlar olabilir!
Ama şunu kabul edin artık...
Bu halk sizi sevmedi hiç, sevmiyor!

Böyle kalmakta ısrar ederseniz de aranız hiç düzelmeyecek!
İsterseniz, demokrasi havarisi rolü oynayın...
İsterseniz, Kemalist ulusalcı kesilin ya da bu toprakların en has milliyetçisi havasına girin...
İsterseniz, dinden dem vurun...
İsterseniz, hayatın zevklerinden...

Bu halk size inanmadı hiç! İnanmıyor!
O yüzden sandık vakti gelince duvara tosluyorsunuz.
O yüzden ikide bir denize düşüyor, her tuttuğunuz yılana sarılıyorsunuz.
Anlayın artık bunu! Anlayın da "Nerede hata yaptım ben, nerede koptum?" diye bir düşünün!

***
Aldandığınız nokta şu...
Halkın geniş kesiminin onlarca yıllık suskunluğunu, onun "yokluğu" sandınız.
Halkın belli bir kısmının haklı korkularından Stockholm Sendromu yarattınız.
Tornadan çıkmış fakat kendisini pek sıra dışı sanan aydınların yazıp çizdiklerini "yüksek kültür" sanacak kadar ruhsuzlaştınız.
Elinizde kala kala, "hayat tarzı" denen şey kaldı.
Şimdi şaşırıyorsunuz...
Neden hep halkçı olduk da, halk olamadık diye...
Mesele "halkçılık" değil oysa, popülizm de değil, bütün renkleri ve çeşitliliğiyle "halk olmak"tı!
Aranızdayım, tanığınızım...
Ve görüyorum...
Kıvranarak birbirinize yakınıyorsunuz: Neden top tüfek, tank desteği olmayınca; yabancı parmaklar işe karışmayınca, komplolar kurmayınca başaramıyoruz?

***
Merak ettiğiniz cevabı bulmak için küçük bir ev ödevi vereyim mi size?
Isınma turu gibi, konuya ısınma soruları...
Mesela...
Bu halk talim terbiyenin onca karşıt propagandasına rağmen Abdülhamit'i terk etmemiş ama zamanında da ona en sert muhalefeti yapmış Mehmet Akif'i de bağrına basmış...
Fakat okulda durmadan kafasına çakılan Tevfik Fikret'e neden en ufak bir yakınlık duymamıştır?
Neden "inkilap"larının çoğuna içten içe itiraz etmesine karşın Gazi Mustafa Kemal'i bağrına basmış da, İsmet Paşa'ya hiç ısınamamıştır?
Neden bu halk uçarı gönüllü Adnan Menderes'i hep sahiplenmiştir de, Celal Bayar'a asla "demokrat" gözüyle bakmamıştır?
Bir sorun bunları...
Kim bilir, belki bu sayede hem kendinizi; yani durmadan zenciler yaratan "beyaz"lığınızı anlarsınız, hem de memleketi!