Çolak, Eczacılık Haftası dolayısıyla bir otelde düzenlediği basın toplantısında, modern ve bilimsel eczacılığın 176. yılını kutlamanın gururunu yaşadıklarını söyledi.
Sağlık, ilaç ve eczacılık sorunlarına ortak akılla çözüm önerileri üretilebilmesi için çaba harcadıklarını ifade eden Çolak, Eczacılık Haftası'nın bu yılki temasının ''eczane ekonomileri'' olarak belirlendiğini anlattı.
"TÜRKİYE EN UCUZ İLACI BULUNDURUYOR"
Çolak, global bütçe yöntemine ilişkin değerlendirmede bulunarak, ''İlaç harcamalarında tasarruf adına uygulamaya konulan düzenlemelerin ilaç fiyatlarında yarattığı düşüşler nedeniyle, eczane ekonomileri artık geniş ölçekli kayıplar yaşar hale gelmiştir. İlaç fiyatları sürekli baskılanmakta, Türkiye şu anda Avrupa ülkelerinin en ucuz ilacını bulundurmaktadır'' diye konuştu.
TEB olarak ilacın bulunabilir ve alınabilir olmasını istediklerini vurgulayan Çolak, şöyle devam etti:
''Hem kamu ekonomisinin korunması hem de ilaca erişim hakkı bakımından bunun gerekli olduğunu düşünmekte, yıllardır bu politikanın savunuculuğunu yapmaktayız. Ancak ilaç fiyatlarının sürekli düşmesi, geliri sadece buna bağlı olan eczacıları ekonomik zora sokmuş, bunun yanı sıra bazı ilaçların piyasada bulunamamasına yol açmıştır. Günübirlik tedavi, kanser ilaçlarının hastanelerden verilmeye başlanması, bazı ilaçların ruhsat alamaması gibi uygulamalar nedeniyle, eczane pazarı da gün geçtikçe daralmaktadır.''
Çolak, ilaç fiyatlarıyla eczacıların gelirlerinin de düştüğünü, buna karşın giderlerin arttığını belirterek, ''2004'ten bu yana ilaç fiyatları 300 kez düştü. Bu düşen ilaçların bedellerini ilaç firmalarından alamıyoruz'' dedi.
"ECZACILIK FAKÜLTELERİNE YENİLERİ EKLENMEMELİ"
TEB olarak geçen yıl aralıkta 8 bin 520 eczacıyla ''Eczacı ve Eczane Profili Araştırması'' yaptıklarını bildiren Çolak, ''Araştırma sonucuna göre, eczanelerimizin yüzde 63,8'i 'düşük cirolu eczane' kategorisine girmektedir. Bugün her iki eczacıdan birinin zor durumda olduğu bariz görülmektedir'' ifadelerini kullandı.
Eczanelerde son rakamlara göre 73 bin 500 kişinin istihdam edildiğini dile getiren Çolak, ''Ülkemizde 250 bin kişinin ekmek kapısıdır. Politika yapıcıların, ilaç fiyatlandırma ve geri ödeme politikalarının eczaneleri nasıl bir noktaya sürüklediğini görmeleri ve acilen önlem almaları gerekmektedir'' görüşünü bildirdi.
Sayısı 42'ye çıkan eczacılık fakültelerine artık yenilerinin eklenmemesi gerektiğini savunan Çolak, şöyle devam etti:
''Var olanların birleştirilmesi ve hatta YÖK tarafından öğrenci sayılarının azaltılması, yönetmeliğin tam uygulanması, kamuda özellikle hastanelerde eczacılara yeni istihdam alanları açılması, eczacı kar oranlarının artırılması ve buna ilaveten kutu bazında sabit bir kar eklenmesi gerekmektedir.
Bunun dışında SGK protokollerinde var olan reçete başı hizmet bedelinin artırılması, eczacılara verdikleri ek hizmetler için meslek hakkı ödenmesi, SGK iskontolarının toplam ciro üzerinden değil SGK cirosu üzerinden yapılması, stok zararlarının 60 günlük geçiş süreci içinde ödenmesi, kamu eczacılarının özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep ediyoruz.''
"2014'TE YAKLAŞIK 700 ECZANE KAPANDI"
Bir gazetecinin ''ekonomik sıkıntılara bağlı kaç eczanenin kapandığına'' ilişkin sorusu üzerine Çolak, Türkiye'de 24 bin 500 eczane bulunduğunu belirterek, ''2000'in başında 50-70 arasında eczane kapanıyordu, bu doğaldı. 2004'te bu rakamlar 100-150'ye, 2005'te 350'ye ulaştı. Daha sonraki yıllarda ise 500-600 derken, 2014'te yaklaşık 700 eczane kapandı'' diye konuştu.
Çolak, ''1 Temmuz'dan itibaren kanser ilaçlarının eczanelerden temin edilmesinin TEB'e ekonomik zararı ne olacak?'' sorusuna, ''Eczane pazarı, 16 milyar lira. Bu ise tüm pazarımızda yüzde 10'luk bir rakama denk geliyor. Bu da 1,3 milyar liralık kayba neden olacak. Bu, çok ciddi bir rakam. Son olarak böylesine ciddi bir kalem, eczacıların elinden çıkıyor'' yanıtını verdi.
Bu uygulamaya karşı olduklarını aktaran Çolak, ''Bu ilaçların ne kadar kullanıldığı çok bilinmeyecek. Çünkü ilaç takip sistemi hastanelerde yok. Eczanelerde bu sistem var, üretim, dağıtım ve hangi hastaya gittiği barkodundan belli oluyor. Hastanelerde ise böyle bir uygulama yok'' dedi.
Çolak, bu durumun sahte ilaç gibi sıkıntılara da yol açabileceğinden endişelendiklerini söyledi.
