Yiğiner, özellikle Kızılay ve çevresindeki işyeri sahiplerinin günlerdir mağdur edildiğini vurguladı. İnsanların demokratik bir şekilde olmak kaydıyla tepkilerini göstermelerinin çok doğal olduğunu dile getiren Yiğiner, barışçıl yoldan, hukuk kuralları çerçevesinde yapılmayan gösterilerin kamu düzenini bozacağını, dolayısıyla topluma doğru mesajın verilemeyeceğini söyledi.
Yiğiner, güven ve huzurun sağlanması için herkesin sağduyulu, soğukkanlı ve itidalli olması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Herkesin protestoda bulunma hakkı tabii ki var, ama şiddet başka. Taksim Gezi Parkı'nda ağaç kesme eylemi bahanesiyle çevreye zarar verenlerin bir talepte bulunma hakkı olamaz. Bu eylemin masum isteklerle düzenlenmediği ortada. Eylemlerde atılan sloganlar, yakıp yıkma olayları, sanki daha derinlerdeki sorunların dışavurumu gibi. Taksim'e destek gösterisi adı altında gerçekleşen olaylar, huzur ortamının hangi istikamete ve sonuçlara doğru götürülmek istendiğini açıkça anlatıyor. Bu eylemler neticesinde 'insanlar protesto hakkını kullanıyor' sonucunu çıkarmak son derece yanlış olur. Neticede, asıl üzücü ve düşündürücü olan polisle vatandaşın karşı karşıya getirilmek istenmesidir. Bu oyuna gelmeyelim."
"KIZILAY EYLEME KAPATILMALI"
Bu tür eylemlerin merkezi yerlerde yapılmasını doğru bulmadığını belirten Yiğiner, eylemlerden zarar gören esnafın zararının karşılanması ve bundan sonra Kızılay'ın her tür eyleme kapatılması gerektiğini dile getirdi. Esnaf ve vatandaşın daha fazla zarar görmemesi için yaşanan gerginliğin son bulması gerektiğini belirten Yiğiner, "Şiddete dayalı eylemlere artık son verilmeli. Başta Kızılay olmak üzere birçok bölgede son birkaç gündür yollar kapandı, tüm işler durdu. İşverenler, yanlarında çalışanların maaşlarını ödeyemez oldu. İnsanlar ne işine gidebiliyor, ne de evine. Bu olaylardan herkes bir şekilde zarar görüyor. Bu işin galibi yok" ifadelerini kullandı.
