BİR insana tuz yalatırsanız tuz yerine suyu düşünürmüş! Bir insana sevgiyi ve saygıyı hatırlatırsanız sadece düşmanlık düşünürmüş. O yüzden bazı şeylerin anlamı yokmuş.
Artık onlarınmış meydan!
***
Suçluluk duymak eskidenmiş, vicdanının sesini duymayan kimsenin çığlığını duymazmış ya da onların kitabına uymazmış. Çocukların geleceği aydınlık olsun diye kendilerini yakmayı göze alan bir avuç insan kalmış. Yüz kızartıcı suçların bile arkasında durulurken arama motorlarında bile hükmü kalmamış insanlığın. Şimdi tetikçilikle beslenmek varmış! Parası olanın adaletiyle adaleti olmayan para kardeşmiş!
***
Magazindeki zehirli sarmaşıkların kahkaha seslerine alkış tutmak varken lösemili çocukların çığlıklarına kulak kabartmak da neymiş.
Ortalığı yangın yerine çevirmek kolaymış da bilgisayarların içindeki virüslerin çocuklara enjekte edilen zehirlerin korkulacak yanı yokmuş.
Haksızlığın karşısında eğilip bükülmenin anlamı varmış artık.
Uyuşturucuya verilen can kayıplarının çoğunluğunu yine çocukların oluşturacağını söylemek anlamsızmış. Ya da cennette yer çokmuş!
***
Tahrip gücü yüksek şiddet dizilerinin sokaklardaki saldırgan üretiminde korkunç etkisi varsa da böyle dizilerin ekranlarda çoğalmasının sakıncası yokmuş.
Cehaletin kendi içinde aldığı kararlar infaza dönüşür sonra da sokak jargonu olurmuş ama cehaletin ve vicdansızlığın otorite kurmasına sesini çıkartmayanların yarın kendi feryatları da duyulmaz olurmuş. Böyle şeyler dizilerdeki gerçek hikayelerde olmazmış!
***
"Müjdeler olsun" muş!
Binlerce üniversite mezunu genç işsiz dolaşırken başka iş kolları doğmuş!
Sosyal medya mezbahalarında çalıştırılmak üzere tetikçilik konusunda uzman elemanlar alınıyormuş! Ücret dolgunmuş!
***
Herkes kendi nefretinin jürisi olmuş.
Soysuzluk meşrulaşırken, kötülük gittikçe palazlanırken çocukların ömrüne bilet kesen kondüktörlerde aydınlık yarınlar için hiç bilet kalmamış.
Üzeri renkli çiçeklerle bezenmiş uçurumlar çok modaymış şu sıralar!
***
Çocukların alnındaki sineği baltayla öldürmek futboldaki yöneticiliğin şanı olmuş. Gözlerinden katran akanlara insanlara yukarıdan bakanlara kafa tutacak insan da kalmamış ayna tutacak birileri de.
Lafı ağzında geveleyen develer televizyonlarda hala tellallık yapıyormuş da berberlik yapan pireler yapay zekayla anlaşmış.
***
Masallar bile evrim geçirmiş, sosyal medyadaki veba fareleri dişlerini çocuklarımıza geçirmiş, bizlere de züğürt tesellisi kalmış.
"İyiler mutlaka kazanırmış!"
MUTLULUK TAKVİMİ
Asansörde telefonla konuşma.
Kütüphaneni kitapla doldur.
Kuş satın al özgür bırak.
Her şartta öfkeni yen.
Hikayenin sonunu
Hiç düşünmeden sevdim
Hüküm sürdüğüm kadar
Sende vazgeçilmezdim
Aşkın gözyaşlarını
Bir anda silmez zaman
Yaralı anılara
Elini sürmez zaman
Yazık ettiğin sevda
Bir gün kapını çalacak
Kalbinde pişmanlıkla
Gözlerine bakacak
İçin için yakacak
Birkaç özel dakika
Hakkı YALÇIN
İnsanlara yaşadıkları sokaklar bile tuzak kuruyor artık!
İçimizdeki yara!
Bizler Yeşilçam filmlerinde bir veda sahnesine ağlayan annelerin babaların çocuklarıyız. Bu şehrin eski güzelliklerini görmüş, insanlıklarına şahitlik etmiş biri için şimdi bazı gerçekler öylesine acı veriyor ki.
Onu gökdelenlerden bakanlar, dizilere melül melül bakanlar ve hazıra konanlar anlayamaz Özgürlüğü, zarafeti ve komşuluğu çalınan babaların çocukları anlar.
Ellerinde siyah beyaz düşlerle o yılları arayan nostaljik çocuklar.