BOŞ zamanlarımda balıkları örgütlüyorum. Katil balıkçıların görüntülerini ve kullandıkları silahları balıkların hafızalarına yüklüyorum.
Avcılık adı altında minicik balıklara bile kıyan balıkçılar derdine yansın! Gariban zaten balık yiyemiyor.
***
Küskün farelerle dağları barıştırmak için çıktım dağların başına.
Haberleri bile yoktu da "git başımızdan" dediler! Ben de eteklerine tutunup aşağı inerken dağlardan bir avuç kar getirdim, Terkos Gölü'ne boşalttım.
O gölün halini görünce ciğerim yandı.
***
Şerefsiz insanların teşhir edilmesi gerektiğini belirten proje sundum birine.
"Bunların ne mal olduklarını herkes görmeli" dedim, meğer onlar "şerefsizlere arka çıkanlar derneği" adı altında birliktelermiş. Keyifler keka, şeref kimin umurunda!
***
Göz çukurlarımın neden derinleştiğini öğrendim; yağmuru seviyorlar!
Bu durum gerçek hallerde yaşlılık, bazı sözlüklerde keder diye geçiyor.
Yıllar da su gibi akıp geçiyor zaten.
***
Önceki gün İstanbul'un boğazından haram lokma geçmediğini söyleyen biri çıktı karşıma. Cümlesini bitirdikten sonra boğazına kılçık takıldı.
Adamda bir el var tek hamleyle kılçığı çıkardı.
"Eli uzun olmak" böyle bir şey demek ki!
***
Bakmayın havaların bu denli sıcak ve kurak geçmesine, kışın acelesi var.
Doğalgazla nasıl yanacağımızın resmini gösterince hiç şaşırmadım.
***
Önceki akşam, gökteki saklı yıldızları gösterdim mahalledeki çocuklara.
Gözleri ışıl ışıl parladı. "Nerden buldun bu yıldızları?" diye sordular da "sırtında mum taşıyan kaplumbağaların gökyüzünde gezindiği yıllarda büyüdüm" dedim. Işık hızını da hesaba katıp.
***
Gecenin ortasında "bu kadar ruhsatsız silahla, bu kadar karanlık ve vicdansız adamla o çocuklar nasıl büyüyecek?" diye haykırdım.
Kimse duymadı. Televizyonlarda dizilerin yeni sezonu başlamıştı çünkü.
***
Bu hayatta kaybetmem gereken hiçbir şeyi kazanmadım ama kazanmam gereken çok şeyi kaybettim.
Ne insanlar tanıdım birçoğunda hayal kırıklıkları yaşadım ve hala yaşıyorum.
Kalleşler dost kılığına girip leş rollerini yutturdular, para için ruhlarını sattılar, emeklerimi çaldılar, denizlerimi kuruttular.
Ama "hayal teknemi" batıramadılar!
MUTLULUK TAKVİMİ
Çocuklara renkli yumurta haşla.
Nankörlük yapana ikinci şansı verme.
Tütün ürünlerinden uzak dur.
Seviyorum dediğim
Kimseyi unutmadım
Hala saklıyorum
Emanetlerini
Onlar beni öldürdüyse
Canları sağolsun
Kitaplar da yazmaz zaten
Sevda şehitlerini
Ne zaman aklıma gelseler
İçimde buruk bir sevinç
Hepsini saygıyla anarım
Biri hariç
Herkesin hayatında
Sırtına hançer saplayan
Biri vardır mutlaka
Hakkı YALÇIN
Müzik emekçilerinin hakkını yiyen ve onlara göz yuman kim varsa, boynunun altında kalsın.
Eskidendi aşk!
Aşk eskiden taşıma suyla değirmeni
döndürmekti, bilmem kaç bin dolara
erkeklerin başını döndürmek.
Aşk eskiden Leyla ile Mecnun
hikayesiydi, şimdi müşteri velinimet
meselesi.
Aşk eskiden 1001 gece masalıydı şimdi
"seviştim ama aldatmadım" masalı.
Aşk eskiden namus bellemekti sevdiğini,
şimdi bul-işlet-devret!
Aşk eskiden el değmemiş duyguların
sesiydi, şimdi
40 kocalı bakirelerin medyatik
defilesi.
Aşk eskiden karşılıksız sevmekti. Şimdi
"lütfen veresiye teklif etmeyiniz!"
