Sonbahar kuşları

ÇOCUKLUĞUMUN ve gençliğimin semti Merter Tozkoparan'da evler ardı ardına yıkılıyor da manzarayı görünce yüreklere kurşun sıkılıyor sanki.
İnsanlar doğdukları büyüdükleri evlerin yerle bir oluşunu izlerken seyrederken gözyaşlarına boğuluyor.
Yıkılan evlerin altında kalan değerleri bir daha bulamayacaklarını biliyorlar.
Ellerindeki çaresizliğin boyunlarına kement olacağını da biliyorlar.
Oysa o insanlar komşuluğu bilirdi, gelenekleri, yazlık sinemaları, semt pazarlarını, insanlığın bütün hallerini.
Onlar eski çeşmelerin suyundandı, hiçbiri kağıt mendil bilmezdi.

***

Şimdilik ayakta duran ağaçları da görmelisiniz. Yıllar boyu gökyüzünde yıldızları dokunmak için yarış etmişler sanki.
O ağaçlar, boynunu darağacına uzatan yürekli delikanlılar gibi, "buyurun" diyorlar dozerlere, "benim de icabıma bakabilirsin!" Sıranın kendilerine geleceğini biliyorlar!

***

Aslında 60 yıllık kültür gitti, mahalle imecesi gitti. En çaresiz zamanlarda bile birbirlerine tutunan o sadakat bitti.
O gariban insanların evlerinin üzerine oturacak olanlara bir mesajı var.
"Her çocuğun babasının şerrinden kendine ayırdığı arsa, bir gün hayatla ödeşeceğinin resmidir. Eğer inandığı bir Allah varsa!" Not: Şifreler kırılmak içindir.

***

O insanların cümlesini tanırım.
Hiçbiri haram lokma yemedi.
Bazıları bir atın yelesine tutunarak arkalarında namuslu izler bırakıp gittiler.
Bazıları eski tüfek, çıktıkları hayat yokuşlarını sayarken tıknefestiler.
Koca semtte sadece bir futbol sahası.
Temiz sayfalar kırılan kalemler.
Uzun hikayeleri kısa kestiler.

***

Yeni çıkan şarkıları en kolay onlar ezberledi de o kadar kolay unutmadılar.
Camdan cama aşklarda haberleşmek adına, altlarına mektup bırakmak için kullandılar sokaklardaki taşları.
Oralara kim taşınırsa taşınsın, o topraklar bir daha zor görür, 30 yıllık 40 yıllık böyle arkadaşları.

***

Onlar darbeler gördü, depremler virüsler.
Grevler gördüler, gaz ve yağ kuyrukları.
Onlar okudukları kitaplar için darağacına yollanan arkadaşlarını gördüler.
Görmedikleri bir kıyamet kaldı!
Şimdi birçoğunun gidecek yeri yok, birçoğu sağlık sorunlarıyla uğraşırken bile hala birbirlerine el uzatma sevdasındalar.
Hepsinin gözlerinde mazinin gözyaşları Onlar kırılmış kanatlarıyla önlerindeki azgın kışı bekleyen sonbahar kuşları!

MUTLULUK TAKVİMİ
Yoksul çocuğun okul ihtiyacını gider.
Yürürken içinden şarkı söyle.
Bahis oyunlarına güvenme.

Üç arkadaştık
Üç deli yürek
Hayatla el sıkıştık
Ölümle şakalaştık

Üç arkadaştık
Üç vefalı dost
Yoksulluğu bölüştük
Dağlar denizler aştık

Aşka da yakıştık
Kavgalara da
Kendimiz onardık
Kalplerimizi
Sevdik ama yenildik
Zengin piçlere kaptırdık
Külkedimizi
Hakkı YALÇIN

Hayat gariban insanlara pencere kenarında bile yer ayırmıyor artık.

Yararı olur!
Uyuşturucu pazarında en çok kullanılan taktik; ıslak mendillerin içine uyuşturucu yerleştirip, ambalajı bozulmamış halde kullanıcıya ulaştırmak.
Ya da kargo yolu tercih ediliyor.
Genellikle motorlu kuryeler yapıyor işi.
İstanbul'un her yanı bunlarla kaynıyorken, yazdıklarımızın belki yararı olur.