İşadamlarına hesap soracağız" diyemeyeceği, rezalete imza atan konuşma yapamayacağı Yeni Türkiye demektir.
Cumhurbaşkanlığı sistemli Yeni Türkiye'de, statükocu CHP iktidar olma imkânı bulamayacağından bırakın gazetelere el koymayı, işadamlarından hesap sormayı, böyle bir konuşmaya zemin bulamayacaktır. Cesaret edemeyecektir.
Çerçeveyi biraz daha açalım. Türkiye adım adım 7 Haziran seçimlerine gidiyordu. İç-dış odaklar, 7 Haziran'a giderken, dört bir koldan milletin adamı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a diş geçirmeye karar vermişlerdi. AK Parti'nin tek başına iktidar olmasının önünü kesmek üzere, "Yüzde 60'lık blok" oluşturmaya çalışıyorlardı.
Aynen bugün olduğu gibi, merkezinde statükocu CHP'nin bulunduğu bir BLOK kurulmuştu. Bu fikri veren de CHP strateji grubu bir NEOCON ruhlu Amerikan Benenson yapıyordu.
Sanal Blok'un liderliğini ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu üslenmişti.
Yanında PKK'nın uzantısı HDP vardı. Beştepe'yi kuşatma hayaline kapılmışlardı. 20 Şubat 2015 günü, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, o kadar havaya girmişti ki "Ahdımız olsun 8 Haziran'da demiyorum. 7 Haziran'da bu basın kuruluşlarının tamamına el koyacağız" diyerek masaya vuruyor.
İşaret parmağını basın mensuplarına sallıyordu.
İşte bu oyunu MHP lideri Devlet Bahçeli bozdu. CHPHDP ortaklığındaki koalisyon hükümetine MHP girmedi.
Kılıçdaroğlu'nun gözü öyle kararmıştı ki Devlet Bahçeli'ye Başbakan olması teklifi yapabiliyordu. Olmayınca, CHP bu sefer AK Parti ile koalisyon kurmak için çırpınmaya başladı. Amerikaİngiltere bastırıyordu. IMF Valisi Kemal Derviş gelmişti. Doğan Medya ile beraber koalisyon için kollarını sıvamıştı.
Cumhurbaşkanımız, iç -dış odaklı tezgâhları gördü. 1 Kasım'da seçimlerin yenilenmesini sağladı. Aziz milletimiz de 7 Haziran oyunlarını, planlarını görerek AK Parti'yi tek başına yine iktidar yaptı.
2013 Taksim/Gezi senaryosundaki konsorsiyumla 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi konsorsiyumu aynıydı.
7 Haziran konsorsiyumu yine karşımızda.
Bugün, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı "Hayır"cı konsorsiyum oluşturuldu. Ne tesadüf yine aynı sesler:
Fetullah Gülen, Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş, Meral Akşener, Doğu Perinçek, Temel Karamollaoğlu, Figen Yüksekdağ, Ertuğrul Özkök, Abdüllatif Şener, Metin Feyzioğlu, Ümit Özdağ, Koray Aydın, Sinan Ogan, Nuri Okutan, İsmail Ok, Yusuf Halaçoğlu- Hüsamettin Cindoruk, Can Dündar, Hasan Korkmazcan, Kani Beko- Lami Özgen, Uğur Dündar, Emin Koramaz, Tuna Bekleviç, Muharrem İnce...
CHP-HDP-PKK bileşenleri (DBP, DTK, HDK, TJA)-DİSK-TMMOBKESK- bir takım Hürriyet'çi-Cumhuriyet- Aydınlık- Sözcü-ÖDP-Birgün-DPTürkiye Barolar Birliği, Eczacılar Birliği, Gezi platformu...
SONUÇ: Birbirine selam vermeyen, bir arada oturup kahve bile içmeyen, birbirine zıt sandığımız "Hayır'cı Konsorsiyumu" bir araya getiren kimler olabilir? Washington-Londra, Berlin-Paris-Tel Aviv'e bakınca kimlerin ne yaptığını, ne gibi derin planlar hazırladığını görüyoruz.
ÜST AKIL UYUMUYOR.TATİL YAPMIYOR.
AVRASYA'NIN KALPGAHI TÜRKİYEMİZ'İ GÖZDEN KAÇIRMIYOR. NE YAPMALIYIZ?
ÜST AKLA KARŞI MİLLETÇE KENETLENEREK ORTAK AKILLA ÇIKMALIYIZ.
