Tarihi 4 Mart 2013

Müslüm Gürses'i anlamak...

Müslüm Gürses'i kaybettik... Efsane bir adamdı... Allah rahmet eylesin... Nur içinde yatsın...
Gerçek adı Müslüm Akbaş'tı Müslüm Baba'nın...Son yıllarda bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuarına katarak Nilüfer'in Olmadı Yar isimli şarkısını, Teoman'ın Paramparça ve Tarkan'ın İkimizin Yerine adlı çalışmalarını seslendirse de o has arabeskin adamıydı, damardan hüznün ve ızdırabın adamıydı...
Esas Müslüm o idi... Son dönemi "Müslüm'ü sevimlileştirme" projesiydi... Hastane önünde bekleşenlerin çoğu o gerçek Müslümcülerdi... Ben de cuma günü hastanedeydim, gözlerimle gördüm...
7 Mayıs 1953'te Şanlıurfa'nın Halfeti İlçesi'nin Fıstıközü Köyü'nde kerpiç bir evde dünyaya geldi. Annesi Emine Akbaş ev hanımı, babası Mehmet Akbaş rençberlik yapar, türkü söylemeyi sever, bağlama çalardı. Akbaş çiftinin Müslüm'den sonra Ahmet ve Zeyno adında çocukları oldu.
Müslüm Gürses'in çocukluğunun ilk yılları Şanlıurfa'da geçti. Gürses 3 yaşındayken ekonomik nedenlerden dolayı ailece Adana'ya göç ettiler.
Müslüm Gürses şarkıcılığa, 1965'te, küçük yaşta Adana'da bir çay bahçesinde şarkılar söyleyerek başladı, aynı zamanda halkevine de gitti. Terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı, o yıllarda bir gazinoda sahneye çıktı. Ayrıca ilkokuldan mezun olduktan sonra 14 yaşındayken, 1967'de Adana Aile Çay Bahçesi'nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses, kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söylüyordu:
"İlkokulu bitirdim. Gerisi yok.
Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım halkevine gidiyordu.
Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum."
Soyadını da orada çalışırken "Gürses" olarak değiştirdiler...
1967'den itibaren TRT-AdanaÇukurova Radyosu'nda da her hafta Cumartesi günü canlı olarak türküler söyledi. 1968'den itibaren piyasaya ilk 45'likleri çıkarmaya başladı. İlk plağı "Emmioğlu/Ovada Taşa Basma" plağıdır ve Ömür Plak, Adana basımıdır.
Ömür Plak ile toplam 4 adet 45'lik yaptı.
İstanbul'a gelen Gürses, Selahattin Sarıkaya'nın sahibi olduğu Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik plak yaptı: "Giyin Kuşan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin" ile "Gitme Gel Gel/Haram Aşk" adındaydı bu 45'likler... Türküleri güzel söylüyordu genç Müslüm...
1950'lerden önceki durağan hayatımızın durağan köyleri ve kasabalarının ruhunu yansıtıyordu türkülerimiz... Hepsi çok anlamlı ve çok güzeldi ama o köylerde ve kasabalarda yaşayanlar artık başka bir ruh ikliminin insanı olmuşlardı... Müslüm de çok güzel türkü çığırıyor ama bir yanı eksik kalıyordu... Türküler ve bu haliyle halk müziğimiz artık Müslüm'ün temsil ettiği toplumsal kesimlere yeterince hitap etmiyordu... Köy ve kasaba hayatının türküleri metropollerde yaşam mücadelesi veren milyonlarca insanın duygularına tercüman olmuyordu artık... Şehirlerin çeperlerinde yeni bir yaşam başlıyordu, halkın çoğunluğu için. 60'ların sonundaydık. Başka bir Türkiye vardı...
İşte bu arayışlar neticesinde 1969'da İstanbul'da Palandöken firması ile çıkış parçası olan "Sevda Yüklü Kervanlar"ı içeren "Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma" isimli 45'lik plağı çıktı Müslüm'ün... Bu plak tam 330 bin adet satarak rekor kırdı...
Gürses, bu plaktan sonra askerliğini yaptı, tekrar İstanbul'a gelerek aynı firmada plaklarını çıkarmaya devam etti.
Palandöken firması ile tam 13, sonra Bestefon firması ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile tam 15 ve nihayet Çın Çın Plak ile tam 2 adet 45'lik plak yaptı.
Hepsi akıl almaz satış rakamlarına ulaştı...
Milyonlarca insanın duygularına tercüman oldu Müslüm şarkıları...
Yarın devam edeceğiz Müslüm Baba'nın hikayesini anlatmaya...