Tarihi 18 Şubat 2013

Başbakan, savcılar ve 28 Şubat davası

Geçen hafta 28 Şubat soruşturmasına devam edildi...
Yargılanan asker sayısı 100'e yaklaştı...
Postmodern bir darbe olan yani askerin doğrudan müdahil olmadığı; darbecilerin emrindeki sivil unsurlar vasıtasıyla hükümeti devirme operasyonu yürütülen bu süreçte yargılanan sivil sayısı: 1. İşte bu tuhaf ve düşündürücü bir manzaradır...
Sivil darbe güçlerinin çok daha ağırlıkta olduğu bir darbe modelinde sadece askerler yargılanıyor...
Başbakan Erdoğan'ın 28 Şubat savcılarına yönelik tepkisinin TEK AMA TEK sebebi budur...
Bir nevi şunu söylemeye çalışmaktadır Başbakan...

Başbakan'ın mesajı
Ey 28 Şubat savcıları... Savcı Mustafa Bilgili... Savcı Kemal Çetin...
Savcı Cemil Tuğtekin... Savcı Sadık Bayındır... Savcı Mehmet Özgür... Bu postmodern darbenin hiç sivil ayağı yok mu? Hiç sivil ayağı yok ise askerler nasıl doğrudan darbe yapmadan hükümeti indirebildi?
Yoksa 1997'de askerler 12 Eylül tipi direkt darbe yaptı, parlamentoyu kapattı, seçimleri iptal etti de bizim mi haberimiz yok? Darbeciler yargı maşasıyla, medya maşasıyla, finansal maşalarla ve diğer birçok sivil maşaları kullanarak bu ortamı yaratmadılar mı? Yoksa bu kalantor sivillere dokunmaktan korkuyorsunuz da,ondan mı askerlerin gelenini indir gidenini indir olayına girdiniz? Kimi sivillere ayrıcalık sağlanırken askerlere haksızlık edilmiyor mu?

Sorgulanan maddeler
Öte yandan bu dalgada savcılar çok önemli noktaların da üzerinde durdular...
Haklarını yememek lazım...
28 Şubat soruşturmasında gözaltına alınan şüphelilere sorulan, 6 Mayıs 1997 tarihli, 12 sayfadan oluşan Batı Harekât Planı'yla ilgili maddeler şöyle...
TC, hâlihazırda kuruluşundan bugüne kadarki en büyük irticai tehdit ile karşı karşıya bulunmaktadır. Milli görüşçüler, radikal İslamcılar ve tarikatlar gibi bütün irticai grupların müşterek amacı, şeriata dayalı İran benzeri bir İslam Cumhuriyeti kurmaktadır.
Cumhuriyetimizin niteliklerinden en önemlisi olan laiklik karşıtı görüşler, milli iradenin üstünlüğü aldatmacası altında topluma özümsetilmeye çalışılmaktadır.
Demokrasinin nimetlerinden istifade ederek iktidar olduklarında aynı yöntemlerle iktidardan uzaklaştırılabileceklerini ummak gaflettir.
Tamamıyla irticai örgüt ve partilerin lehine, laik ve demokratik Cumhuriyet taraftarlarının aleyhine gelişen bu şartlar ve ortamda süratle değişiklik sağlanmadığı takdirde, 2000 yılına kadar meşru yoldan iktidarı ele geçirecekleri ve yanlarına aldıkları halk desteğiyle de Cumhuriyet'in temel niteliklerinde istedikleri şekilde değişiklik yapacakları, eğer bu günden ciddi ve köklü tedbirler alınmazsa, önümüzdeki yıllarda önlem alma imkanı kalmayacaktır...
Yarın devam edeceğiz...