Onun sizden ayrı bir hayatı olduğunu unutmayın.Kadın/erkek olsun fark etmez iki cins içinde geçerli. Her ne kadar bir hayatı paylaşıyor olsanız da zaman zaman kendimize zaman ayırmak isteriz, zaten paylaştığımız hayatın belli başlı kısımları hep bize aittir. Yani demem o ki ayrı ayrı zaman geçirin, aile iş ilişkilerine fazla hatta hiç müdahale etmeyin. Örneğin kız/ erkek arkadaşınız akşam arkadaşları ile ya da iş yemeğine gidecekse engel olmayın. Sorun çıkarmayın. Bırakın gitsin dönüş zaten sizedir.
Hayatına saygılı olun.Telefonunuzu o an için açmamış olabilir, açmak istememiştir, işi vardır, duymamıştır, belki de ölmüştür. (Yok yok sakin olun!) O an sizi aldattığı ve yalan söylediği hissine kapılmayın.. Manyaklaşmaya gerek yok sevmese zaten hayatında yer almaz değil mi? Kimse kimseye zorla bir şey yaptıramıyor, o yüzden ulaşılamaz olduğunda endişeniz "Başına bir şey mi geldi?" olsun.. Aldatıyor kesin! Kesin! Kesin! İnş ölürsün cnm yaa.. Olmasın.
Hayatındaki insanları nereye koyacağına karışmayın.Hemen hemen hepimiz bu hataya düşüyoruz. Sevgilinizin/eşinizin arkadaşlarına aşırı bir durum olmadığı sürece ile karışmayın. Siz yokken onlar vardı ve siz yokken yine onlar olacak. Sevgiliniz sizinle ayrı, arkadaşları ile ayrı duyguları paylaşıyor onun her şeyi olmaya çalışmayın. Hayat tek kişilik değil gün gelir siz gidersiniz ama arkadaşları kalır. Bu durum sizi korkutmasın..
Onun yerine kararlar vermeyin.Dışarı çıkarken benden izin al, yeni biri ile tanışırsan arkadaşlığına ben karar veririm, iş görüşmesine birlikte gideceğiz. Benim istediğim insanlarla görüşürsün, istediğim yerde çalışırsın vs vs çoğunlukla erkeklerde görülen bu durum aslında baştan aşağı çok yanlış. Siz sahiplenme diyebilirsiniz bu duruma ama karşıdaki 'evcil hayvan' olmadığı için bu durum bir süre sonra ilişkide deformasyona yol açacak. En iyisi mi bırakın, kendi kararlarını kendi versin, kararları neticesinde zarar görüyorsa işte orda müdehale edebilir çok tatlişko bi sevgili olabilirsiniz.
Üsluba dikkat!Bazı kelimeler sihirlidir ve onun kullanılış biçimi karşıdaki insanı büyüler.. Erkek/Kız arkadaşınıza bir şey yaptırmak istiyorsunuz bunu düz cümlelerle dile getirmeyin. Cümleleri biraz süslemek size çok şey kazandırır; hayatınızın her yerinde deneyebilirsiniz bunu. Orta derecede bir ses tonu oldukça etkileyicidir. Örneğin: -Akşam kuru fasulye yapsana yea! yerine ''Hayatım o lezzetli ellerinle akşama kuru fasulye yapar mısın?" demek daha makbuldur. Neticede bir hanım kızımız bu sözü duyduktan sonra yemeği aşk ile yapacaktır. Hem ne diyor Kenan Abimiz; Ne yaparsan yap aşk ile yap. Hayatımız gri, siyah onu renklendirmek ise bizim elimizde... Ellerimizde boyalarımız ve fırçamız var. Doğru kullanırsak çok güzel resimler çıkartabiliriz ortaya. Her şeyin kötüye ve tükenişe gittiği bu noktada Boya'nı (sözler) ve Fırça'nı (hitap) güzel seç! Hayatında güzel bir resmin olsun. thegeyik.com
PAPAĞAN
Lüks bir semtteki kuşçu dükkanına giren müşteri güzel bir papağan almak istediğini söyler.
Dükkan sahibi, müşterisini papağanların olduğu bölüme götürür. İçerde birbirinden güzel birçok papağan vardır. Adam gözüne kestirdiği bir papağanın yanına yaklaşıp "Bu kaç para?" diye dükkan sahibine sorar. Kuşçu "1000 dolar" deyince adam "Nedir bunun özelliği?" diye merak eder.
Kuşçu:
- Efendim bu hayvan kendi türünün en güzel örneğidir, ayrıca Türkçe ve İngilizce konuşur, diyerek papağanın özelliklerini sayar.
Bu arada müşterinin gözüne daha güzel, rengarenk ve çok canlı renkleri olan başka bir papağan çarpar. Hemen onun yanına gidip kuşçuya "Bu kaça?" der.
Kuşçu:
- 1500 dolar efendim, bu da kendi türünün en güzel örneğidir, ayrıca Türkçe, İngilizce, Almanca konuşur, diyerek müşteriye bilgi verir.
Müşteri tam bu papağanı almaya karar verdiği sırada, dükkanın en arka köşesinde tek başına kendi halinde duran, tüyleri yer yer dökülmüş kalan tüylerinin rengi ise siyah, beyaz, gri karışımı, tavukla karga arası ne olduğu belirsiz ucube gibi bir yaratık görür.
Gırgır olsun diye onun yanına gidip dükkan sahibine "Ya bu kuş kaç para?" diye sorar. Kuşçu "Onbin dolar" diye cevaplayınca adam şaşırır ve "Yok ya, peki kaç dil konuşuyor bu hayvan?" diye merakla sorar.
Kuşçu "Bu hiç konuşmaz efendim" deyince adam büsbütün şaşırır:
- Sen benimle dalga mı geçiyorsun kardeşim! O kadar güzel papağanlar var en iyisi 1500 dolar, sen bu kuşa bile benzemeyen hem de hiç konuşmayan bir hayvana 10.000 dolar diyorsun. Nedir bunun özelliği?
Deyince kuşçu gülümseyerek:
- Vallahi ben de bilmiyorum beyefendi, ama öbür papağanların hepsi de buna hocam diyor.
AlkışlıYorum
Tekirdağ tarafından İstanbul'a doğru gelirken polis durdurdu ve ehliyet, ruhsat istedi. İnceledikten sonra "Ceza yazacağım" deyince, babam atıldı: "Suçumuz nedir memur bey?" Polis "Radara girdiniz beyefendi" deyince babam tarihe geçecek şu cümleyi söyledi: "Girdikse s..çmadık ya içine; çıkarız!"
