Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Haziran 2014

Nereden nereye...

Zaman hızla akıyor! Bazen yetişmekte zorlandığımız oluyor!
Ama burası Türkiye! Yeniden kurulan, iddialı ve büyük bir devlet!
Çekemeyen çok! Saldıranlar hep olacak!
Son günlerde çok önemli gelişmeler birbirini izliyor! Türkiye'nin İMPARATORLUĞU için gerekli adımlar bir bir atılıyor! Ama bir de daha dün devleti ele geçirmeye çalışanlar vardı! Biçmek için muhabirlerle dertleşenler vardı!
Hatırlayalım...
Süleyman Hamit Müftigil, paralel yapının DIŞ ODAKALI çalışan bir ismi... 17 Aralık öncesi nelerin planlandığını onun ses kayıtlarından öğrendik! Bir gazetenin muhabiriyle görüşen Müftigil, şunları söylüyordu: "AK Parti'den 78 vekil hemen istifa edecek ve Cemaat adına parti kurarak yüzde 35 civarında oy alacak. Tuzluk koysam milletvekili seçtiririm. ABD'de yapılan Kürt Kongresi'ni İsrail destekliyor. Bu kongre sonrası İmralı (Öcalan) bertaraf edilecek, artık tekrar silahlı ve çatışmalı bir dönem geliyor.
Barzani de bertaraf edilecek, Erdoğan da... Türkiye'de halkı uyutmuşlar, halk aptal, zavallı hepsi... Ben onunla (Fethullah Gülen) her an beraberim.
Günde 3 defa görüşüyoruz. Orada benim payım var. Onun evinde (Pensilvanya'daki ev) benim payım var. Washington DC'de, tam Beyaz Saray'ın karşısında bir otel var. Otelin ismi, fiyatı belli. Bana bu otel teklifini yapan adamla 2.5 saat görüştüm.
Alamama şansım var mı sence... Otel üstünde yüzde 90 oranında prensip anlaşmasına varıldı. (Bu şahıs ile) Herhalde Türk ve dünya tarihinde birinde bir saat, birinde 45-50 dakika, bir de son dakika onunla yüz yüze görüşen bir üçüncü adam yoktur..."
Paralel yapının uluslararası ismi olan bu şahsın en önemli cümlesi sona sakladığı ve çok kişinin anlayamadığı "Otel üstünde yüzde 90 oranında prensip anlaşmasına varıldı!" cümlesiydi! Dünya tarihinde kimsenin üç kez üst üste bu kadar geniş zamanda görüşemeyeceği ADAM belli ki Rockefeller ya da Rothschild ailesinin en tepesindeki isimdi! Yani EN BÜYÜK BARONDU!
Bu konuşmadan Türkiye'nin ipinin çekildiği ve PARALEL'in gelip onlar adına devleti ele geçireceği anlaşılıyor!
Zaten o garanti de verilmişti!
Hep söylediğim gibi Türkiye hiç bizim değildi!
Bırakmadılar! İstedikleri zaman istedikleri adamları bulup koltuklara oturttular! Biz, BİZ olamadık! Sesimiz çıkmadı! Kimliğimiz, kişiliğimiz, dilimiz, dinimiz hep örselendi!
Karşımızda kimse yoktu! KUKLACIYI gösterdiğinizde hemen KOMPLOCU damgası yiyordunuz! Bu millete mesajı olanlar engelleniyordu! O parti, bu parti meselesi değildi konuştuklarımız!
Devletti, vatandı, memleketti... Ama birileri ısrarla anlamıyordu! Kimseler bilmeden pırıl pırıl BEYİNLERE acı çektiriliyordu! Marjinalleştirilip kenara çekilmeleri sağlanıyordu!
Ama şimdi işler değişti! Bu ülkenin çocukları sesini çıkarıyor! Ve 90 yıldır örttükleri perdeler yırtılıp atılıyor! Artık işleri hiç kolay değil!
Bunu nereden mi biliyorum!
Nereden olacak İNGİLİZ medyasından...
The Daily Telegraph yazarı James Hurley İstanbul'a gelerek HSBC'nin Türkiye şefi Martin Spurling ile görüştü! Gazete, Spurling'in ilginç sözlerine geniş yer ayırdı! Şef, şöyle diyordu: "Önceleri Türkiye'ye neden gönderildiğimi anlamadım! 'Nerede hata yaptım ki!' diye düşündüm!
Sonra ülkeyi görünce şaşırıp kaldım.
Türkiye'nin hâlâ gelişmekte olan ülke olarak anılması haksızlık...
Türkiye hâlihazırda Avrupa'nın altıncı ve dünya'nın 16. en büyük ekonomisi. 77 milyon nüfusunun 27,9 milyonu iş gücüne katılıyor.
IMF ve Goldman Sachs verilerine göre 2000 yılında kişi başına düşen gelir 2 bin 400 sterlinken 2012'de bu rakam 6 bin 300'e yükseldi. Bu rakamın 2050 yılında 28 bin 700 sterline yükselmesi bekleniyor. OECD, Türkiye'nin 2020 yılına kadar dünyanın en hızlı büyüyen ikinci en büyük ekonomisi olacağına inanıyor.
Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezi olan Türkiye, Avrupa'yı Asya'ya bağlayan İpek Yolu'nun nimetlerinden faydalanmış. Şimdi ise Ortadoğu ile Afrika-Avrupa-Asya arasında yapılan ticaret için aktarma merkezi...
Türkiye, bir şeyin zirvesinde.
Yeni bir Türkiye imparatorluğu doğmak üzere olabilir. Sağını-solunu istila ederek değil, ticaret dünyasını sollayarak bunu yapabilir. Türkiye 10 yıl önce Avrupa'nın hasta adamı konumundan, istikrarlı ve tutarlı bir ülkeye dönüştü. Artık uluslararası sahnede yer alıyor..."
HSBC, Rothschild ailesinin en büyük piyasa oyuncularından biri! ÇİN'e yapılan seferden sonra HONG-KONG ile ŞANGHAY'ı kontrol etmek için kurulan bir banka!
17 Aralık'tan önce Türkiye'de DARBE planlayanlar, yıkamayınca, istedikleri olmayınca bir anda kulvar değiştirdi! Ki bunu kolay kolay yapmazlardı! Aslında sadece ve sadece BÜYÜK TÜRKİYE'nin kurulacağını biliyor ve deşifre ediyorlar!
Türkler'in yönettiği bir yapıya şiddetle itirazları var! Çünkü bu onların sonu olacak! Bu nedenle klasik İNGİLİZ metodu sahnede!
Önce kesinlikle engellemeye çalışırlar!
Başaramayınca zor da olsa geciktirmeye çalışırlar! Ve bunun için ellerinden geleni yaparlar!
Bütün bu uğraşlar sonuç vermezse "Tamam olsun!" diyerek kontrolü ele almaya çalışırlar!
Bütün dünyada izledikleri metod budur!
PARAYI
kimseye bırakmazlar!
İşte Güneş Batmayan İmparatorluk ne yazık ki burada güneşi zor görecek gibi! Çünkü bu metod burada tamamen çöpe atıldı!
Mekanizma kuruldu ve onlara yer vermeden çarklar dönmeye başladı!
200 yıldır bu coğrafyada ilk kez YENİLDİLER!
Türkler'in rövanşı çok kötü oldu!
Bunu da yaşadılar!
Kürtler'le bütünleşme tüm hızıyla sürerken Neçirvan Barzani "Türkiye ile 50 yıllık enerji anlaşması yaptık! Ucu açık. Daha da uzatabiliriz!" dedi. Artık bölgede 100 yıllık yeni bir oyun kuruluyor!
Önceden sorun olan İRAN bile Ankara'ya bırakıldı!
Artık İMPARATORLUK kaçınılmaz olarak geliyor!
Verdiğimiz rahatsızlık BÜYÜK TÜRKİYE'nin ayak sesleri. ÜZGÜNÜZ!

NOT 1:
Gezi'ye çıkıp Erdoğan'ın ofisini basmak isteyenler ve onlara destek verenler BÜYÜK TÜRKİYE'nin kaymağını yerken acaba "Ne kadar büyük hata yapmışız!" diyecekler mi?

NOT 2: Cemaat'in her yıl düzenlediği TÜRKÇE OLİMPİYATLARI'na İstanbul sermayesi destek olmak için sıraya girerdi! Duyduğuma göre en büyük patron "Artık biz yokuz!
Başınızın çaresine bakın!" demiş! Nereden nereye...
Yıkılışın ayak sesleri...