Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 8 Mart 2013

Harita

Yakın tarihimiz hep korkuyla dolu.
Solculardan, komünistlerden, muhafazakarlardan, ülkücülerden, Araplar'dan, Ruslar'dan korktuk! Bu korku yapay da olsa şırınga ile verildiği için vücudumuz reddetmedi!
Oysa şimdi İstanbul'da ya da Antalya'da sokağa çıktığında binlerce Rus ve Arap görme şansın var! Kimse de bize düşman değil! 60 yılı yalan rüzgarı gibi yaşayan Türk Devleti şimdi en azılı problemi olan KÜRT sorunu ile baş başa!
Bir yanda "Eyvah!
Bölüneceğiz"
diye feryat edenler, diğer yanda "Hepsi Öcalan'a af çıkarmak için" diye ortalığı ayağa kaldıranlar!
Biz böyleydik!
Bütün sorunlarımızın nedenini hep içeride arardık! Dünyanın en değerli bölgesini elimizde tuttuğumuzu ve bunun gereğini yapmadığımız zaman başımızın beladan kurtulmayacağını bilmezdik!
Düşünmediğimiz için tahlillerimiz doğru olmazdı! Bölgenin en büyük gücü olduğumuz halde, İsrail bile tehditti bizim için! Garip! Oysa bütün güç bizdeydi!
Sadece oyunu görmek ve pozisyon almak yeterliydi!
Nasıl mı?
Anlatalım...
Avrupa Birliği çok önemli bir güçtü! Ve asla KİMLİK konusunu öne çıkarmazdı!
Yani bizi Alevi-Sünni, Türk-Kürt, sağsol diye karıştırırken kendileri Katolik, Protestan, Ortodoks Slav, Latin, Germen gibi farklı farklı kutuplardan insanlarla bir araya gelip ceplerini dolduruyordu!
Ama bizim soydaşımız ve kardeşimiz olan KÜRTLERLE birlikteliğimizi istemiyordu! En azından bir kısmı!
Türkiye, Ortadoğu'da su ve petrol havzasının kalbinde oturuyordu! Eğer Avrupa BÜYÜK GÜÇ olup Amerika'yı sallamak istiyorsa Ankara ile kesinlikle el sıkışmalıydı! Ama Almanya, TRUVA ATI olur gerekçesiyle bundan çekiniyordu!
İstemediğinden değil yani... Fransa da aynı şekilde! Ancak bölgeyi bilen İngilizler her fırsatta "Türkiye'nin yeri Avrupa'dır" diyordu! Çünkü akıl onlardaydı! Bizi içeri çekip, Ankara üzerinden bölgeye sıçrayacaklardı! Misak-ı Milli'de bunu yapacak çok partnerleri vardı! PKK'ya destek veren AB patentli güçlü oyuncular Kürtler'i koparıp ayrı yerde toplamak istiyordu! Onlar için en iyi formül buydu! Bu durumda, kullandıkları İran, Suriye ve Irak üzerinden KÜRTLER'i sarıp kuşatacaklardı!
Ancak bir de madalyonun diğer yüzü vardı! Amerika 10 bin kilometre öteden boşuna gelip Irak'ı işgal etmemişti! Yazdıkları senaryoda Kürtler önemli bir yerdeydi!
Kullanacaklarından emindiler! Bu yüzden aralıksız PKK'ya destek sağladılar! Eğer günün birinde Türkiye, AB'yi tercih ederse hem Kuzey Irak'ı hem Güneydoğu'yu cehenneme çevireceklerdi! Bu kronik bir hal aldığında KÜRTLER hem bizden, hem AB'den kopacaktı! Yani Ankara "AB" derse, Avrupa büyüyecek, Türkiye ise eriyip küçülecekti!
Amerika da Türkiye'yi kaybettiği için bölgede olamayacak ama bize de rahat yüzü göstermeyecekti!
İşte bilerek, isteyerek İmralı ve Öcalan'a sıkıştırılan denklemin rengi buydu!
7 düvelin hesabının olduğu yerde kafalar çarpışıyordu!
Avrupa destekli BASIN sorunu el altından bozmak için çırpınıyordu!
Amerika, İsrail'in insanlık dışı operasyonları nedeniyle bölgedeki bütün prestijini kaybetmişti! "Müslüman" demek "ABD karşıtı" demekti! Zaten İsrail'in ayakta kalması için gerekli olan tek şey Türkiye'nin desteğiydi! Bu kesildiğinde ARAPLAR'la çevrilmiş bir bölgede uzun süre yaşaması mümkün değildi! Nefes alamaz, batardı! Ya da ABD desteğiyle 1000 yıl sürecek bir savaşa yol açardı! Ama Washington buna izin veremezdi! Bütün operasyonu Türkiye üzerinden götürmeliydi! Tek şansları buydu! Eğer Ortadoğu'yu kaybederse o da hem süper güç kalamaz, hem de yarınları göremezdi! Anlayacağınız İKİ DEV hayatta kalmak için KÜRTLER üzerinden çarpışıyordu! Biz ise senaryoyu anlamadığımız için 30 yıl silahla yola devam ediyorduk! Herkesin bize mahkum olduğunu göremedik!
Göremeyince birbirimizi yedik!
Ankara'daki YENİ MASA ilk kez AKLINI devreye koydu!
Oslo'nun sızması, 7 Şubat'taki MİT operasyonu, Uludere faciası ve Başbakan'ın ofisine böcek koyma gibi gelişmeler bu AKILA gösterilen TEPKİYDİ! Bunlar kimdi?
Bilmiyoruz ama hep vardılar!
Bana kızdıklarını bilsem de CHP, MHP ve BDP içinde de Londra ile bağlantılı çok isim bulunuyordu! Ülkenin çıkarını bu yönde görüyorlardı! PKK ve Kürt meselesine AVRUPA gözlüğüyle bakıyorlardı! Ve zamanı geldiğinde gereğini yapıyorlardı!
Amerika, KÜRT kimliğini kendi çıkarı için öne çıkarıyor, Avrupa ise söylemese de Kürtler'den nefret ediyordu! Buna rağmen hedef Türkiye olunca Londra'dan Paris'e kadar her başkentte PKK'lıları barındırıyordu!
Ankara ise OSMANLI'yı sildiği için BÖLGEDEKİ kaynamayı ve uzatılan elleri görmüyordu! Ne de olsa LAİKTİK!
İngiliz gider, Fransız gider, Danimarkalı gider ama biz gidemezdik! Din ve devlet işlerini ayırmış, ancak yabancıların kullandığı bir devlete KUL olarak sığınmıştık! Tarihimizi unuttuğumuz için kompleksliydik! Gerçek yüzümüzü gösterecek ayna bulamıyorduk!
Başta söylediğim gibi Avrupa ve Amerika her renge zenginlik diye bakarken TÜRK-KÜRT birbirini yiyordu!
Kürtler'in bunu görecek akılları hiç olmamıştı! Devlet de onlara ayak uydurunca ACI SON kaçınılmaz olmuştu!
İşte Öcalan gerçeği yaşayarak gördüğü için Ankara'nın yanında! "Sızıntıya" dikkatle bakarsanız Ankara'ya sırt vermeyen güçleri deşifre ediyor, "Türkiye'nin sınırı MUSULKERKÜK'ten başlar!" diyor! Bunu da Mezopotamya kelimesiyle anlatıyordu!
Anlayacağınız Türkiye iki ateş arasında!
Ya büyüyeceğiz ya küçüleceğiz!
Üçüncü bir şık yok!
Büyümenin formülü dışarıda değil bizde! Karar sizin!

NOT: İsrail, varlığını devam ettirebilmek için Öcalan'a Şam'da yapılması düşünülen operasyona destek verdi.
Amaç, Apo'yu ortadan kaldırıp Türkiye'yi bölmekti.
Bu, onlar için can simidiydi.