Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 23 Mart 2012

Ayıptır beyler

İbranice "SEFARAD" İspanya demektir.
İspanya'nın yanında Portekiz, İtalya, Kuzey Afrika, İstanbul ve Ege'de yaşayan YAHUDİLER, SEFARAD ismiyle anılır.
Türkçe, İbranice ve biraz da RUMCA karışımı olan LADİNO dilini konuşurlardı. Fakat sık yer değiştirmeler ve gittikleri ülkelerdeki şartlar bu dilin zamanla yok olmasına yol açtı.
Osmanlı Yahudiler'e kucak açtığında tarih 1492'yi gösteriyordu. İspanya ve Portekiz'den çok sayıda Sefarad Yahudisi Ege'nin yolunu tuttu.
Yerleştikleri iki nokta vardı.
MANİSA ve TİRE...
Acı veren göç, 1497 yılına kadar sürdü.
Osmanlı'ya sığınan bu insanlar BEREKETLİ ve TARIMA uygun toprakları kendine vatan belledi. Tire'de daha çoktular.
Kısa zamanda uyum sağladılar.
Hem inançlarını yaşıyorlar hem de üretiyorlardı. Devlet de ileride çöküşü getirecek olan NÜFUS AZLIĞINI böyle çözmeye çalışıyordu.
Saray iradesi BÜYÜK devletin büyük nüfusla olacağını çok iyi tespit etmişti.
Neyse...
Osmanlı'ya uyum sağlayan Yahudiler CELALİ İSYANLARI sırasında büyük panik yaşadı. Gidecekleri tek yer vardı. O da İZMİR'di...
Depremlerle yerlebir olan sahil tek şanslarıydı. İzmir 1424'te fethedildiği zaman tek bir YAHUDİ bile şehirde yoktu.
Ancak bölgenin kaderini değiştirecek insanlar akın akın geliyordu. 1631'de şehrin yüzde 10'u Yahudi'ydi. Limanın gelişmesi ve kıyı ticaretinin artmasıyla sayıları 1676'da 15 bine çıktı. Aynı tarihte şehirde yaşayan Müslüman-Türk sayısı da 55 bindi...
Şehrin yeni misafirleri üç semte yerleşti. TİLKİLİK, KARATAŞ ve ALSANCAK...
Hepsi fakirdi. Önce Karataş'taki evlerini yaptılar.
Sonra da sinagoglarını...
Zamanla zenginleştiler. Özellikle DOKTORLAR onlardan çıkıyordu. Kadın-doğum konusunda rakipsizdiler.
Bizim yaşlarda olup da İzmir'de Yahudi doktora görünmeyen yok gibidir...
1700'lerde bölgeyi vuran VEBADAN en çok onlar etkilendi. Nüfusları azaldı. Ama hep kendi renkleriyle yaşadılar.
Kimse inançlarına, yaşamlarına karışmadı.
Düşmanlık yoktu, hiç olmadı...
1950'lerde İSRAİL'e göçenler olduysa da hep "Türkiye'de çok mutluyduk" dediler...
Benim dedemler de 1912'de BALKAN SAVAŞI sırasında YUGOSLAVYA'dan göç edip İzmir'e geldi.
Anne tarafım da BANJALUKA'dan...
Kendimizi hep İzmirli gördük. Yahudi arkadaşımız da oldu. Çok şakalaştık. Maç yaptık, bazen de dövüştük. Ama hiçbirine AYIRIM yapmadık. Zaten yapamazdık da...
Çünkü adamlar bizden 400 yıl önce buralara gelmişti. Bizden daha fazla İzmirli'ydi. Bizden daha fazla SAMYELİNİ göğüslemiş, bizden daha fazla BUCA'nın üzümü yemiş, bizden daha fazla kordon sefası yapmıştı.
Biz bizi biliyorduk.
Ama bunları bilmeyenler de yok değildi.
Eurovision'da Türkiye'yi CAN BONOMO temsil edeceği için bazıları çok rahatsız oldu.
Hakaretin bini bir para. Ne Yahudiliği kaldı ne de İsrail dostu oluşu...
Sözde yaptığı İllüminati işareti için de yediği küfürün haddi hesabı yok.
Küfredenlere "Hanginiz BONOMOLAR'DAN daha önce Anadolu'ya geldiniz" diye sormayacağım.
Ama "biraz vicdan" diyeceğim.
TRT, bu topraklarda yetişen bir YAHUDİ genci göndererek çok doğru bir iş yaptı.
Biz "İsrail'in politikalarına karşıyız Yahudiler'e değil" mesajı verdi.
Bu toprakların rengi olan insanlara kucak açtı.
Fransa'da önceki gün başlarına kurşun sıkılan üç Yahudi çocuğa nasıl üzüldüysek CAN'a yapılanlar için de üzülmeliyiz.
Bütün hengame arasında insanlığımızı unutmamalıyız.
Nasıl Filistin'de köpeklere ısırtılan çocuklar için İSRAİL'i şiddetle kınıyorsak dünyanın her yerinde ölen çocukların da bizim olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Belki bunu İSRAİL yapamaz ama biz yaparız.
Tarihte yaptık, çok örneği var..
İsteyen açıp bakabilir.
Şimdi sıra CAN'da...
Git ve birinci ol. Sahnede dalgalandırdığın Türk Bayrağı hepimize en güzel cevap olur.
Tek yapacağın İzmir'in kokusunu da beraberinde götürmek olacaktır.
Tamam mı BİLADER!