Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 7 Ekim 2011

iPhone, iPad, iPod ve iStanbul

Napolyon Bonapart
Adolf Hitler
William Wallace
Ernesto Che Guevara
Selahattin Eyyübi
Hun İmparatoru Attila
Jül Sezar
Büyük İskender
Alparslan
Cengiz Han
Bilge Kaan
Kartacalı Hannibal
Abraham Lincoln
Fatih Sultan Mehmet
Charlemagne
Kubilay Han
Kanuni Sultan Süleyman
Vladimir İlyiç Lenin
Mao Zedung
George Washington
Ömer Muhtar
Barbaros Hayrettin
Eisenhower
Aliya İzzetbegoviç.... gibi sayamayacağımız binlerce isim...

Hepsi ya ülkelerini ya bölgelerini ya da rejimleri değiştirdi. Adına para basılan oldu, heykeli dikilen oldu. Asılan oldu. İhanete uğrayan oldu. Zafer kazanan oldu. Hepsi tarihin altın sayfalarında kendilerine ayrılan yeri buldu... Ama hiçbiri EVLATLIK Steve Jobs gibi TEK BAŞINA tarihi ve dünyayı değiştiremedi. Jobs, hem güçlü bir devrimci, hem hayalperest, hem değişim tutkunu, hem de "ölüm için"
İCATLARIN en güzeli diyebilen bir dahiydi...
56 yıla umut, acı, aile, çocuk, hayal, başarı, atılma, dışlanma ve BİR NUMARA olmayı sığdırdı. Hepimize bir dokunuşta dünyayı değiştirmeyi öğretti. Siyah kazağıyla tanıdığımız EVLATLIK DAHİ son fotoğraflarında tekerlekli sandalyede pembe t-shirtiyle hiç mutlu görünmüyordu. Çünkü ilk kez kendisine eşi de olsa bir başkası hükmediyordu. İlk kez yüreğinin götürdüğü yere gidip istediğini yapamıyordu. Zaten öyle yaşamayı da istemezdi. Belki bu yüzden çok direnmedi, kim bilir?.. Belki ölümünün ardından bütün dünyanın gözyaşı dökeceğini biliyordu. Belki de yeni bir başlangıç fikri cazip gelmiştir...
Dünya ELMA'ya can veren SİHİRBAZI çok özleyecek...

* * *
iStanbul
"56 yaş ölüm için çok erken değil mi?" diye otomobilin içinde hayatı sorgularken bir anda İstanbul'un kurtuluşuna kendimizi kaptırdık!
Felç olan trafikte yüzbinlerce kişi evine, işine, sevdiğine, anne-babasına yetişmeye çalışıyordu.
Ancak kapatılan yollar buna izin vermiyordu.
Her yıl aynı çile yaşanmasına rağmen biri çıkıp da "Artık başka bir çözüm bulalım.
Şehrin kurtuluşunu tankla, zırhlı araçlarla kutlayıp ahaliye eziyet etmeyelim
" demiyordu. 1940 model kutlamadan kimse rahatsızlık duymuyordu.
Kurtuluşun 88. yılı olmasına rağmen bir FİLM bile çekilememiş olmasını kimse sorgulamıyor, "Zamandan önemli ne olabilir" sorusunu kimse sormuyordu. Her zamanki gibi "Böyle gelmiş böyle gider" demeyi tercih ediyorduk.
Oysa Steve Jobs'la kalıpların nasıl kırıldığını gördük. Bir tuşla her şeyin değişebileceğini anladık. İçimizde böyle insanların olduğunu biliyoruz. Sadece birinin çıkıp ilk adımı atması gerekiyor. Gerisi gelir zaten. Çünkü hayat heba edilmeyecek kadar kısa...

NOT: Geçtiğimiz gün bir dostum "2 saatte gidip, 2 saatte geliyorum. Günde 4 saatim ayda ise 5 günüm trafikte geçiyor" dedi...

Asfalta gömdüğümüz zamana yazık olmuyor mu?