BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 24 Ocak 2017

Yeni sistem için ‘Evet’çiyiz

1989 YILINDA Berlin Duvarı yıkıldı.
1991'de Sovyetler Birliği dağıldı.
Derin Amerika beyni Henry Kissinger'ın çizdiği stratejiye göre, dünyada tek süper güç ABD olacaktı.
Kurgulanmış 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında Derin Amerika -Neo-Con Cunta, Afganistan'a, Irak'a çöktü.
Derin Amerika/İngiltere / Batı, uzun vadeli planlar hazırlarken, Türkiye ne yapıyordu?
Koalisyonlar, batan bankalar, faili meçhul cinayetler, azdırılan PKK, DHKP-C terörüyle başını kaldıracak durumda değildi.
1995 seçimlerinde birinci parti olan rahmetli Necmettin Erbakan'a, hükümet kurdurmamak için Ordu yönetimi/Büyük sermaye/Atanmış bürokratik oligarklar AZİZ MİLLETİMİZİN gözünün içine baka baka, utanmaz, arlanmaz tezgâhlar kuruyordu. 28 Şubat darbesiyle askeri ve bürokratik oligarkların hâkimiyetini kurdular. Türkiye dünyaya bakamıyordu.
Gözlerimiz karartılmıştı. NİHAYET...
2002 seçiminde "statükoya direnen siyasi dip dalga" gerçeği ile Aziz Milletimiz, başını kaldırdı. Büyük lider Tayyip Erdoğan'la DEĞİŞİME imza atıldı...
Sosyal, siyasal, ekonomik reformlarla çok önemli adımlar gerçekleşti.
Oligarkların son kalesi ÇANKAYA, 2007 yılında yıkıldı. Askerler 88 yıl önce kurulan devleti sivillere, seçilmişlere bırakmamıştı. Seçim sandığından çıkanlara güven duymamıştı. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan'larda, sivil siyaset alanını her seferinde daraltmıştı. Ve 367 krizinde bir takım uyduruk hukuki kavram ve kurumlarla harekete geçtiler, antidemokratik ve aynı zamanda millet iradesine hakaret niteliği taşıyacak bir tutum izlemişlerdi. İlk 'zihniyet değişimi', 27 Nisan 2007 e-muhtırasından sonra Tayyip Erdoğan'ın aldığı DEMOKRATİK TAVIR oldu. Ardından, milletimiz Cumhurbaşkanını seçme kararı verdi. 2014 yılında Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı olarak ilk kez bizzat seçerek, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne yöneldik. Türkiyemiz 15 Temmuz'da tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşadı. Karanlık gecedeki küresel bir operasyonun hedefi, Türkiye'yi Ortadoğu'ya çıkamaz hale getirmek, içeriden çökertmekti. Yönetilemeyen bir devlet haline getirmekti. Karşımızda öyle bir yapı vardı ki, ülkemizin gelecek 100 yılına da müdahale etmeye, pranga vurmaya çalışıyordu. Üst aklın kuklası müstemlekeci o kadar çok devşirme, kendi ülkesine ihanet etmeye teşne o kadar insan vardı ki 15 Temmuz gecesi milletimiz Tayyip Erdoğan-Binali Yıldırım-Gazi Meclis ile birlikte devleti, ülkesini, canı pahasına korudu. Darbeci cuntayı tarihin çöplüğüne gömdü. Ve 21 Ocak 2017 gecesi de TBMM'de kalkan 339 demokrat el milletimizin Türkiye'ye istikamet vermesinin önünü açtı...
Referandumundan sonraki süreçte, "Yeni bir sistem, yeni bir devlet" inşa edilecek.
Cumhuriyetin kurucusu, kollayıcısı ve koruyucusu sadece ve halkın bizatihi kendisi olacak. Millet egemenliğini sadece ve sadece seçilmiş yasama, seçilmiş Cumhurbaşkanı eliyle kullanacak.
Askeri ve sivil bürokratik oligarkların siyaset üzerindeki tahakkümü tamamen kırılacak ve sivil siyasetin temelleri sağlamlaştırılacak. Bundan sonra, (Yetkili organ tabiri nedeniyle) asker, Anayasa Mahkemesi, MGK, Danıştay gibi pek çok kurum durumdan vazife çıkarıp, milletin egemenliğine el atma cesaretini bulamayacaklar. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan liderliğinde süratli karar alınacağı, ayaklara takoz olacakların gücünün kırılacağı, bürokratik engellerin yıkılacağı Darbecilik Ruhunun yok edileceği bir 21'inci yüzyıl yürüyüşüne geçilecektir.

SONUÇ: Bugün önümüze gelen fırsat 100 yıllık Cumhuriyet'in yenilenmesidir, güçlendirilmesidir. Yeni yüzyıl-Yeni Türkiye mimarisidir. Bu fırsat Modern demokrasilere uygun, milletimizin ve gelecek kuşaklarımızın BAŞI DİK, BAĞIMSIZ DURUŞU için büyük şanstır.
BÜYÜK TÜRKİYE OLMANIN, AZİZ MİLLETİMİZİN DEMOKRATİK, ÖZGÜRLÜKÇÜ, İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNE İNANMIŞ BİR
ZİHNİYETE KAVUŞMANIN ÖNÜ AÇILMIŞTIR.
YENİ SİSTEM-YENİ DEVLET- YENİ TÜRKİYE İÇİN 'EVET'ÇİYİZ.