BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 22 Ağustos 2015

Öcalan devreye girme hazırlığında

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, "Terör bu kadar azmışken seçim mi yapılır?
Sıkıyönetim ilan edilsin" sözleri, siyaset kulislerinde derin dalgalanmalara yol açtı. Bu sözler üzerine, Başbakan Ahmet Davutoğlu, olası gelişmeleri erken okuyarak gardını aldı ve sıkıyönetim ilanına sert şekilde karşı çıktı. Bir taraftan Bahçeli'nin, 'sıkıyönetim' lafları, diğer taraftan Kandil'in PKK militanlarını daha çok kullanması ve özerklik ilanı gibi, akıl dışı eylemlere yönelmesi üzerine, siyaset kulislerine dikkati çekici bir duyum düştü:
Mart-2015'ten bu yana konuşmayan Abdullah Öcalan kritik gelişmelerden çok rahatsız oldu.
Devreye girmeye hazırlanıyor.
Önümüzdeki günlerde önemli mesajlar verecek. Kandil ve Selahattin Demirtaş'a sert çıkacak. PKK'nın saldırılarını durduracak ve erken seçimin yapılmasını sağlayacak. Kandil ve Demirtaş'ın, Öcalan'ı pasifize etmeye yönelik temasları ve eylemleri bir süreden beri tartışılıyordu. Bu durumu bazı başlıklar eşliğinde analiz edelim:
Öcalan'la HDP heyetinin son görüşmesi, 5 Nisan 2015'te oldu. O günden bugüne Öcalan sadece Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu dışında kimseyle konuşmadı. Kandil ve Selahattin Demirtaş, Öcalan'ı pasifize ederek, Nisan'da, "Erdoğan'ı başkan yaptırmayacağız" kampanyasına başladı.
16 Mayıs 2015'te, Sırrı Süreyya Önder, "Başkanlık meselesini Öcalan ile konuştuk.
Bizimle aynı fikirde" dedi.

HDP'NİN YALANI MI?
HDP- Demirtaş'ın, Öcalan'ın, başkanlığa karşı olduğu şeklindeki laf ve kampanyasının, bir yalan makinası üzerine oturtulduğuna yönelik söylentiler çoğaldı. 29 Temmuz 2015'te, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan çok önemli bir açıklamada bulundu: "HDP yöneticilerinin 'Öcalan başkanlığa karşı çıktı' iddiası külliyen yalandır, Öcalan, bunları yakalasa sopayla kovalar. HDP, hem süreci hem ana aktörü olan kişiyi bitirmek için girişimlerde bulundu.
Bütün kurgusunu Erdoğan karşıtlığı üzerine konumlandırdı. 'Erdoğan'ı başkan seçtirmeyeceğiz' aslında bir tahrik." 20 Ağustos 2015: Değerli kardeşim Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Öcalan'ın ne düşündüğüne ilişkin çok dikkati çeken bir yazıya imza attı:
İmralı'nın, Demirtaş ve Kandil'e bakışına dair yeni bilgiler var. Demiş ki:
1- HDP'nin, "Seni başkan seçtirmeyeceğiz" söylemi yanlıştı. Çözüm Süreci için siyasi risk alan Tayyip Erdoğan'dı.
Erdoğan'ın doğrudan hedef alınması ve kampanyanın ana konusu haline getirilmesi çözüm çabalarına ve geleceğine darbe vurdu.
2- HDP'nin, seçimlerin ardından, 'AK Parti ile koalisyona girmeyeceğiz' açıklaması yapması da doğru değildi. Bu politika ne konuşuldu ne de kararlaştırıldı.

KANDİL TEZGAHINI İYİ OKUYOR
Öcalan'ın, Kandil-PKK'nın 'özerklik' ilanı oluşturmasını, hükümeti 'yıpratmayı' hedeflemesi üzerinde düşünceleri oluştu.
1) PKK'nın Türkiye'ye odaklanmasının IŞİD ile mücadele kapasitesini zaafa uğratabileceği düşünülüyor. Türkiye'nin dikkatini dağıtmasının önüne geçmesi, PKK/HDP'nin uyarılmasında yatıyor.
2) Kandil'in, ayaklanma çağrısı yapması karşısında, Kürt vatandaşlarımızın bu çağrıya karşılık vermediğini görüyor.
3) PKK saldırıları nedeniyle, sıkıyönetim ve/veya seçimin yapılamaması, kendisini devreden çıkaracağı için bunu engellemesi gerekli. Yenilenecek seçimin stratejisine önemli katkılar sağlaması söz konusu.
4) PKK'nın tansiyonu düşürmesiyle, baraj üstünde kalacak HDP'ye çeki düzen verme şansı olacak.
5) Tayyip Erdoğan'ın, çözüm sürecinin 'buzdolabında' olduğu ilanını, şartlar oluştuğunda masaya geri dönüleceğinin işareti olarak değerlendiriyor.
6) Gücünü tekrar kazanacak Öcalan'ın, hem ABD'nin kendisine yönelmesine, hem de çözüm sürecinin tekrar rayına oturtulması yolunda Hükümetle ilişkileri artıracağı düşünülmelidir.

SONUÇ: Çözüm sürecinin akamete uğratılmasında ve dökülen kanlarda sorumluluğu olan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kandil'in, Öcalan tarafından tasfiyeye uğrayacağını önümüzdeki günlerde muhakkak görebiliriz.