BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 25 Temmuz 2015

Cerablus-Azez hattı

İşte Devlet. İşte Hükümet. Ankara'da Yeni Türkiye'nin liderleri var. Aziz milletimize oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmiş Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin omurgası Ak Parti'nin lideri Ahmet Davutoğlu ve Türk ordu'sunun komutanlarını çaresiz mi sanıyordunuz?
Sessiz durmalarını çekingenlik olarak mı yorumluyordunuz?
Aldanırsınız. 'Nerede Bu Devlet' diye soruluyordu. İşte, burada. 'Dostları için müşfik, düşmanları için kahredici' özellikli Türk Devleti, harekete geçti ve İKİ STRATEJİK HAMLE yapıldı:
BİR) Kobani ve Cizire kantonlarını birleştirmeyi düşünen PKK-PYD'nin, Cerablus'la Afrin arasındaki hattı da alması ve CERABLUS AZEZ HATTI'na İŞİD militanlarının yerleşmesi engellendi. Fırat nehrinin batısı, ordumuzun kontrolünde olacak.
IŞİD ve PYD'nin Kuzey Halep kaynaklı büyük göç dalgasına karşı önlem alındı.
İKİ) DAEŞ VE PKK 'YA ÖLDÜRÜCÜ DARBE: DAEŞ'miş, PKK imiş, taşeron örgütler nerede olurlarsa olsunlar, Türkiye'ye uzanan elleri kırılmaya mahkûmdur. Nefesleri kesilecektir.
Her şeyin bir zamanı var. Bakmayın bir süredir sessiz durulduğuna. Bir karar verilirse, bir eserse fırtına; düşmanlarıhainleri yakıp yıkıp geçer. Susulan zamanın bedelini ağır ödeyecekler var. Onlara öyle bir ağır ceza verilir ki, hayatları boyunca unutamazlar.
Telaşlandık mı? Hayır. Büyük Devlet serinkanlı olur. Küresel güçlerin dans ettiği, dünya savaşlarının çıktığıyaşandığı yakın coğrafyamızda, bizi diğer devletlerden ayıran özelliklerimiz var.
Arkasına 5 bin yıllık devlet geleneğini almış aziz milletimizi çaresiz mi sanıyorsunuz? Aldanırsınız. Aldanırlar.
Ne demek istediğimizi Milli şair Mehmet Akif anlatıyor:
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Asla unutulmasın...

Aziz milletimiz 1071'de Anadolu topraklarında yürürken, karşısına çıkan Bizans İmparatoru'nu ezip geçmişti.
1453'te dünyanın incisi İstanbul, ebediyen Türkiye topraklarına kavuşmuştu. İngiliz Başbakanı'nın 'Atın Türkleri Asya'ya diyerek gönderdiği HAÇLI ORDUSU'nu Akdeniz sularına döktük. Çok gördük, Asala'nızı. Yem verdiğiniz komünist örgütleri, DHKP-C'yi, şimdi İngiliz anahtarı DAEŞ'i, PKK'yı başımıza bela ettiniz. Şimdi de, onları yok etmeye kararlıyız.
CEMİL BAYIK, TAMİL KAPLANLARININ AKIBETİNİ UNUTMA: 1983'ten itibaren Sri Lanka ordusuna bir direniş sergileyen Tamil İlam Kurtuluş Kaplanları'nın (TİKK) 2009 yılında kökü kazındı. Bu örgüt, yaklaşık 15,000 kişilik gerilla ordusunun yanı sıra, bir deniz kuvvetine, küçük uçaklardan oluşan bir hava kuvvetine sahip bulunuyordu, çok etkili suikast eylemleri gerçekleştirebiliyordu. Hiç kuşkunuz olmasın, PKK'yı da Tamil Kaplanları'nın sonu bekliyor. Tamil'de taşeron örgüttü, son kullanma tarihi geçince, kendisini kollayan küresel silahuyuşturucu baronlarınca eller tarafından terk edilince yok edildi. Türkiye'ye karşı silah bırakmazlarsa, PKK'yı da bekleyen akıbet farklı değildir...

SONUÇ: Vatanımıza, aziz milletimize uzanan elleri kırarız. Bize dönük parmakları koparmaktan korkmayız. Yeter ki, İstiklal'imize dokunmasınlar. Kandil Baronları, onların bileşenleri dikkat etsin. DAEŞ'i öpen-koklayanlar dikkat etsin. Aziz milletimiz, sabırlıdır. Fakat damarına dokunduğunuz zaman, esen bir fırtına olur. Kasırga olur.