2005-2015 arasında 10 yılda yazılmış diriliş hikayesini hiçbir zaman unutmayınız. Bugünlere kolay gelinmedi. Kardeşlik yürüyüşü 2005'te Diyarbakır meydanında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın (Cumhurbaşkanı) tarihi konuşmasıyla başlamıştı. 2005-DIYARBAKIR: Tayyip Erdoğan, Kürt sorununun çözümünün anahtarını elinde tutan güçte bir liderdi.
Cesurdu. Kürt sorununu çözebilmek için 'olmazsa olmaz' özelliklerin birçoğuna sahipti. 2005'te Diyarbakır'a gidip, "Kürt sorunu vardır ve devletin bugüne kadar yaptığı hatalardan dolayı özeleştiri yapıyorum. Birlik ve kardeşlik yürüyüşünü başlatıyorum" demişti. Bugüne dek hiçbir Türk lideri, ülkenin 'tarihi' ve 'en sancılı' sorununa ilişkin böylesine özlü konuşma yapmamıştı. Diyarbakır'da attığı 'büyük' bir adımdı. Yeni Türkiye'nin bölgesel güç kavramının ilan edilmesiydi. Konuşmayla sadece Türkiye içi bir meseleye neşter atmıyor, Ortadoğu'nun da kaderini değiştirecek bir hamleyi başlatıyordu.
2013 Nevruz deklarasyonu
Türk-Kürt kardeşliğini kırmak için o günden sonra yerli-yabancı birçok odak uğraştı. Kritik kavşaklardan geçildi, 2013 Nevruz'unda, Türk-Kürt kardeşliğinin önündeki setleri yıkacak İKİNCİ HAMLE geldi. Abdullah Öcalan, Ortadoğu'daki gelişmeleri iyi okumuş, yepyeni bir döneme Türkiye ile beraber imza atmak için çok önemli bir açıklamayla ortaya çıkmıştı. "Yeni bir süreç başlıyor" mesajı: Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor.
Birbirine karşı kışkırtıcı savaşlara artık dur diyor. Bugün artık yeni bir Türkiye'ye, yeni bir Ortadoğu'ya uyanıyoruz. Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor. Demokratik hakları özgürlüğü eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor. SİLAHLAR SUSSUN, FİKİRLER KONUŞSUN. Silah değil, siyaset öne çıkıyor. Zaman çatışmanın değil, ittifakın ve helalleşmenin zamanıdır.
Çanakkale'de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis'ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir.
2015-DOLMABAHÇE: Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan-İçişleri Bakanı Efkan Ala ve HDP heyeti, tarihi deklarasyonu açıkladı: "Barışa giderken, demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedeftir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK'yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır." Akdoğan son noktayı koydu: "Silahsızlanma ve tam anlamıyla bir eylemsizliğin hayata geçirilmesi çok önemlidir."
SONUÇ: Zamanın ruhunu okuyamayan tarihin çöp sepetine giderdi. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirdi. Buna asla izin verilemezdi. Bin yıllık kardeşler Türkler ve Kürtler kökleri üzerinden yeniden doğmaya ve ayağa kalkmaya karar verdi.
2015 Nevruzu'na giderken yeni müjde geldi. BÜYÜK TÜRKİYE'NİN YOLU AÇIK OLSUN
YARIN: Dolmabahçe deklarasyonun bölgesel ve küresel dengelerde yaratacağı deprem...