BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Aralık 2014

Gülen darbesinin yol haritası (2)

Emre Taner, MİT müsteşarlığından 6 Mayıs 2010'da emekli oldu. Yerine Hakan Fidan geldi. Fidan bir anda, İsrail ve cemaat kıskacına alındı. Gülen bu atamadan çok rahatsız oldu. Çünkü Emre Taner MİT'ten ayrılırken, yerine bir MİT Müsteşarı hazırlamıştı.

Bunun da, Emniyet İstihbarat Başkanı Ramazan Akyürek olduğu yazıldı. Hakan Fidan'ın göreve başladığı sırada dünyada örneğine pek rastlanmayan bir başka çıkışı İSRAİL yaptı.

Hakan Fidan ile ilgili tartışmalar daha göreve gelmeden İsrail basınında çıkan haberlerle başlamıştı. Fidan MİT Müsteşarı koltuğuna oturduktan 3 ay sonra Ağustos 2010'da dönemin İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, utanmadan, Fidan'ı İran yanlısı olmakla suçlamış ve Tahran'ın İsrail sırlarına ulaşmasından endişe duyduğunu iddia etmişti. 1 OCAK 2011: Ankara Gölbaşı'nda her dinleme teknolojisinin bulunduğu dev tesis (GES)Başbakan Erdoğan tarafından MİT'e verildi. Her iletişim aracının dinlenebileceği bir teknolojiye sahip bir tesisin MİT'e verilmesini kafasına takan Gülen'in bazı kumpaslara geçmesi gecikmedi.

13 Eylül 2011: Fidan'ın, hem Abdullah Öcalan'la hem de PKK temsilcileriyle, Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla ve "özel temsilci" sıfatıyla görüştüğü TOP SECRET OSLO GÖRÜŞMELERİ sızdırıldı. Sızdıranların İngiliz-İsrail servisleri-Derin PKK olduğu ağırlıklı görüştü. 7 Şubat 2012: Gülen Cuntası, MİT müsteşarı Hakan Fidan'ı yemeye kalktı. Şubat 2012 günü Türkiye tarihinde ilk kez görevi başında bir MİT Müsteşarı ifadeye çağırıldı. Paralel yargının siyasete ilk müdahalesi olarak tarihe geçen bu önemli gün, 17-25 Aralık polis-yargı darbesinin de habercisiydi. Genelkurmay Başkanı'nı tutukladıktan sonra MİT Müsteşarı kim oluyor diye düşündüler. Planı da Başbakan ameliyat olacağı güne göre ayarladılar. Başta, Zaman gazetesi olmak üzere Fethullah Gülen medyasının, Hakan Fidan'ı yemeye yönelik savcılık harekatını yürekten desteklemesi düşündürücüydü.

2013 YILININ SİHRİ

Perde arkasında, petrol/gaz paylaşımı, Amerika/Rusya'nın Doğu Avrupa paylaşımı ve Yeni Ortadoğu düzen çalışmaları vardı.

KÜRESEL BEYİN (ÜST AKIL) dünyanın en stratejik coğrafyasında, Avrasya'nın kalpgahındaki 3 ülkede Türkiye-Mısır-Ukrayna'da darbe planlandı.
Kendi adamlarını yönetime taşımayı düşünüyordu. Mısır'da Mursi ve Ukrayna'da Yanukoviç devrildi. Tayyip Erdoğan'ı deviremediler.
Erdoğan'ı tasfiye planı, 2013-2015 olmak iki yıla göre hazırlanmıştı ve başlıkları şöyleydi: Gezi, 17-25 Aralık, 30 Mart yerel seçimleri, Köşk seçimleri ve 2015 genel seçimleri.

GEZİ
üzerinden, Ukrayna ve Mısır'da olduğu gibi bir politik kaos yaratarak Erdoğan'ı devirme planını uygulamaya soktular. Seçimlerden fayda ummayan güçler, olaylara müdahil oldu. Fethullah Gülen-CHP-MHP-Sol fraksiyonlar-yabancı istihbarat servisleri kol kola hareket ettiler. 27 Mayıs 2013, Gezi olaylarının başladığı tarih oldu. İlginçtir, o gün başlayan birkaç haftalık süreçte 27 Mayıs 1960 darbesi öncesini hatırlatan gelişmeler yaşandı. Halkın oylarıyla işbaşına gelmiş olan bir hükümet tıpkı 27 Mayıs darbesi öncesinde olduğu gibi sokak hareketleriyle baskı altına alınmak ve devrilmek istendi.

Olayların başlama nedeni bir çevre duyarlılığı gibi görünse de asıl etkenin hükümetin devrilmesi olduğu çarpıcı delillerle ortaya çıktı. Olaylara aktif destek veren katılımcılar bu niyetlerini açıkça dile getirmekten çekinmediler. AK Parti'nin dış politikasından rahatsızlık duyan Suriye ve İran gibi ülkelerin yanında ABD ve Avrupa ülkeleri de Gezi olaylarında açık tutum aldı. Claudia Roth gibi Avrupalı parlamenterler Gezi olaylarına Taksim'de bizzat katılacak kadar ileri gittiler. ABD televizyon kanalı CNN, Gezi olaylarına tepki gösteren AK Parti mitinglerini hükümet karşıtı gösterecek kadar çılgınlaştı.

YARIN: Gülen cuntasının son hedefi