BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 29 Ekim 2014

CHP-İngiliz dostluğu

100 yıl önce bugünlerde yaşanan 1914 yılı dünya için bir dönüm noktasıydı. İnsanlık ilk kez 'dünya savaşı' kavramıyla bu yıl tanışmıştı. Yeni dünyayı ve yüzyılın kaderini (20'inci yüzyıl) belirleyen topyekûn savaş, aynı zamanda on yıllar sürecek kapışmaların, yok oluşların ve gerginliklerin kapısını aralamıştı.
Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalayan, yapay sınırlarla yeni devletçikler kuran İngiliz-Fransız Sykes Picot'un sonuna gelirken, buna vesile olan Birinci Dünya Savaşı'nı yeniden okumamız gerekiyor.
Birinci Dünya Savaşı'nı yeniden okurken, Genel Yayın Yönetmenimiz Ergün Diler'in 'Gidecekler' başlıklı yazısının içinde, zamanımızdaki olayların perde arkasını aydınlatan hayati bir cümleyi hatırlatalım...
Ergün diler diyor ki: "Cumhuriyet'in 100. yılına kadar, yani 2023'e kadar 100 yaşını doldurmuş her olay için ETKİNLİK düzenleyecek!
Mesela 14-15 Kasım'da, tanınmış tarihçi ve bilim insanlarının katılımıyla '1. Dünya Savaşı Sempozyumu' gerçekleştirilecek. Ve bu ETKİNLİK için İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in torunları getirilecek!
Yani biz ne diyoruz, CHP ne yapıyor?
Her şeyi YEREL sanıyoruz! Bağları, bağlantıları içeride arıyoruz! Böyle bir şey yok. İngilizler maalesef CHP'nin içinde çok güçlü. Bunu CHP'lilerin bilmediğini düşünüyorum. 'İyi niyetli yanılgı' diye değerlendiriyorum. Ama Kemal Bey'in de SOROS'la yakınlığını düşününce 'Acaba?' diye sormadan edemiyorum.
Çünkü bu adamlar dünyayı marketin reyonları gibi görüp yönetme derdinde! Her hedef ülkede partnerleri var. Türkiye'de ise LAİKLİK ve CUMHURİYET elden gidiyor yaygarasıyla CHP bu işin içinde ve arkasında'' Ergün Diler'in bu analizi üzerine evdeki kütüphane raflarından bir kitaba elim gitti. İsmail Soysal'ın Diplomat kitabında tarihi bir not var.
Hatırlayalım... Atatürk'ün Dışişleri Bakanı Dr.
Tevfik Rüştü Aras: "Dışişleri Bakanı kaldığım müddetçe, yani büyük liderimizi kaybettiğimiz güne kadar... (1938 yılı) Atatürk yalnız İngiltere değil, hiçbir büyük devletle ittifakın taraftarı olmamıştır. Böyle ittifakların sakıncalarının faydalarından daha çok olduğu kanaati her ikimizde de vardı."Atatürk vefat ettikten sonra İsmet Paşa, İNGİLİZ ANAHTARINA büyük ihtiyaç duymuştu. Başbakanlıktan düştükten sonra (1937-1938 yılları) evinde İngilizce kurslar almış, Cumhurbaşkanı seçilmesinde o dönemin en en önemli Küresel Güç'ü İngiltere'nin büyük rolü olmuştu. İnönü, daha cumhurbaşkanlığının birinci yılına girmeden İngiltere ile anlaşma imzalamaktan çekinmemişti. (Türk-İngiliz-Fransız, Türkiye İttifak anlaşması. 19 Ekim 1939)

Kürtler'i aldatan Batı

Türk-Kürt kardeşliğini perçinleyecek çözüm süreci sabote ediliyor. Sabote eden ülkelerin başında Derin İngiltere ve Almanya'nın bulunması da tesadüf değildir. 20. yüzyılda Ortadoğu yeniden şekillenirken İngiltere ve Fransa 'Bırakınız Kürtler dağınık kalsın' diyerek Kürt nüfusun yaşadığı coğrafyanın dört ülke arasında bölünmesinin yaracağı sorunları bilerek plan-program yaptılar.
20. yüzyılın bu sömürgeci politikaları her bakımdan sürüyor. Irak'ta, Suriye'de Kürt kardeşlerimizin üzerinden plan yapıyorlar. Desteklerinin arkasında petrol ve gaz sömürüsünden başka bir şey yoktur.
Utanmadan o Batılılar bugün yeni bir Kürt politikası inşa etmekle meşguller. Bu politikayı inşa edenlerin, Kürt-Türk siyasi ilişkilerinin normalleşmesinden pek hoşlanmadığı, Kürt sorunundan kaynaklanan sorunların çözümünde inisiyatifi, Yeni Türkiye liderliğine devretmeye hiç de istekli olmadığı görülüyor.

SONUÇ: İnsanı üzen, Kandil-PKK'nın Avrupa kanadı Derin Avrupa ile iç içe bulunuyor. Kürtlere tuzak kuran sömürgecilerin aleti oluyor. Kürt kardeşlerimizin bu gerçeği görmeleri lazım. Geçen yüzyılın başında Kürtler'i aldatan Batılıların Kürt kardeşlerimize hiç faydası olmaz.
Unutmasınlar. Türkiye eski Türkiye değil. 100 yıl önce batılıların aldattığı Kürt kardeşlerimizde gerçekleri daha iyi okumaktadır.