BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Ekim 2014

Yeni Türkiye bekçi olmayacak

Çözüm sürecini sabote etmek için şeytani planlar yapanlar yine avuçlarını yaladılar. 6-7 Ekim'de sokakları kana bulayan sinsi planların hedefinde, Habur ve Oslo deşifrasyonları ile yapıldığı barış görüşmelerini durdurmak vardı ama aldandılar. Türk ve Kürt vatandaşlarımızın sağduyusuyla ve Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu'nun tam zamanında yaptığı akıllı hamlelerle, yaratılmak istenen puslu hava dağıtıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Devlet Aklı'nı ve sivil hayatın 'Akil Adamları'nın Dolmabahçe sarayında gerçekleşen beyin fırtınası tam zamanında gerçekleşti.
10 saatlık beyin fırtınasının aydınlatacağı yoldaki gelişmeleri analiz edelim.
BİR) Toplantı, hem zaman hem içerik bakımından sisli havayı seven, kapalı odalarda derin plan yapanların kafalarına çarpacak şekilde sonuçlandı. Sisli havayı dağıtacak bir harita ortaya çıktı.
İKİ) 3'ÜNCÜ GÖZ DİKKATLE KURULMALIDIR. Çözüm sürecini sabote etmeyi kafasına koymuş iç-dış hainler muhakkak 3'üncü göz içine adamını koymak, paravan sivil toplum kuruluşlarını sokmak isteyecektir.
Davutoğlu bu bağlamda bir gerçeğe parmak bastı: "Çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. Oslo sürecinden sonra 7 Şubat kriziyle nelerin hedef alındığını biliyoruz.
Birileri puslu havayı seviyor. Ne zaman ilerleme sağlansa ortaya çıkıyor. Oslo sızdırıldı. Habur'dan o gelişler gereksiz adımlarla akamete uğratıldı. Ne olacaksa bu toprakların insanları arasında olacak'' Oslo'yu hatırlayalım... Barış süreci milli bir proje olarak planlanamamıştı. 2009'daki Oslo sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasında en önemli faktör, Hakem Adam'ın İngiliz olmasıydı. Oslo müzakereleri medyaya 3.
Göz (Derin Avrupa-Kandil işbirliği) tarafından sızdırılarak barış sürecinin baltalanmak istendi. Bunun yanı sıra Yahudi ortaklı Amerikan-İngiliz-Alman basınında psikolojik harekât kokan haberler yapılmaya başlandı. Psikolojik operasyonların amacı, Türkiye adına müzakereleri kapalı kapılar ardında Oslo'da sürdüren Milli İstihbarat Teşkilatı'nı zor duruma düşürmek ve barış sürecini sabote etmekti.

Milli Çözüm Süreci

Bu olaydan ders alan Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye Devlet Aklı, çözüm sürecini, 'Milli, yerli, özgün...' bir proje olarak geliştirdi.
Cumhurbaşkanı (o dönemde Başbakan) Tayyip Erdoğan'dan tam yetki alan MİT müsteşarı Hakan Fidan, müzakerelerin artık gizli değil, Türkiye toplumunun bilgi alma sınırları içinde yapılması yönünde radikal bir karar aldı. Bu çerçevede barış görüşmelerinin üçüncü bir ülkede değil, Türkiye'de İmralı-Ankara, Ankara-BDP hattında yürütülmesi planlandı. Hakan Fidan direkt olarak İmralı'da Abdullah Öcalan'la başa baş görüşmeler yaparak, Milli Çözüm Süreci'ne işlerlik kazandırdı.
ÜÇ) SYKES -PİCOT BİTECEK...
Başbakan Ahmet Davutoğlu kapalı bölümde basına önümüzdeki günlerde daha çok yansıyacak analizlerle, 21'inci yüzyılda Ortadoğu'nun şekillenmesini masaya yatırdı..
Küresel güçlerin yeni paylaşım savaşını gözler önüne serdi. Davutoğlu'nun 'Türkiye, Sykes-
Picot'un bekçiliğini yapmayacak. Bölgede yeni düzen ya barışla veya savaşla kurulacak' sözleri toplantıya damga vurdu.
Başbakan Davutoğlu'nun sözleri ne manaya geliyor?
Sykes-Picot Anlaşması "Osmanlı'yı parçalayan İngiliz-Fransız ortaklığı"dır.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Ortadoğu parçalanmış, İngiltere'nin ve Fransa'nın boş vaatleri ile kaos haritası çizilmiştir. 1948'de İsrail'in kuruluşu ve 2003'te Irak'ın işgaline uzanan bir "Batılı ihanet zincirinin" ilk halkasıdır.
SON SÖZ: Artık, Ortadoğu'daki birçok sorunun yapay sınırlardan kaynaklandığını herkes görmektedir. Çözüm süreci, sadece Türkiye'nin projesi değil, burada başarılı olduğunda yakın çevremizdeki kardeş halklar ve ülkeler için de ilham kaynağı olacak önemli bir tarihi yol ve yöntem tespit etme meselesidir. Çözüm sürecini başarıyla tamamlayacak Yeni Türkiye'nin Türk ve Kürt ittifakı Yeni Haritanın oluşmasında, çok önemli bir GÜÇ konumuna gelecektir.