BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Kasım 2013

Derin Almanya'nın Türkiye korkusu

Dünyada hiçbir şey tesadüfen olmaz.
Aslında her şey DERİN DEVLET stratejilerine göre yürür. Bu bağlamda, 2 örnek üzerinden dünyaya bakalım:
1: Dünyayı idare eden stratejileri kurgulayan Rockefeller 'Türkiye, dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için önemlidir' dedi.
Yahudiler, 'Hayali Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynakları şu anda Türkiye'ye ait. Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir.
İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye'den başlamalıyız.
Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır.
Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya'ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır' der.
2: Derin Alman Devlet'inin, Ortadoğu, Afrika, Avrasya üzerinde çok ilgisi olduğu biliniyor. Derin Alman Devleti ve Başbakan Merkel, küresel Silah konumunda olan Lufthansa'yı her alanda kullanıyor. Dünyayı ele geçirme stratejisi çerçevesinde kullandığı araçlardan birisinin de küresel şirketler olması nedeniyle, Lufthansa'nın Almanya ötesinde daha çok Avrupa'nın havayolu olarak dünya hâkimiyetinde pozisyon almasını sağlıyor.
Avrupa'nın en büyük havayolu şirketi Lufthansa, önceki gün aniden Türk Hava Yolları ile sıcak ilişkileri azaltma kararı aldı.
Almanya'nın en etkili der Spiegel dergisi de Lufthansa- THY ilişkilerinin yara aldığını açıkladı.
Bu gelişmeleri nasıl okumak lazım?
Lufthansa'nın THY ile ilişkisini dondurması kararı küçük bir iş değildir. Arka planındaki önemli gelişmelerin habercisidir.
Lufthansa'nın sadece bir şirket olmayıp Derin Alman Devlet'inin, 'küresel bir silahı' özelliğini taşıması ve Merkel'in seçimleri kazandıktan sonra Avrupa'nın patronu olarak Türkiye'ye karşı hasmane bir tutum sergilemesi, işin küçük bir iş olmadığını göstermektedir. Havacılık sektöründe 2000'li yılların fırsatlarını ve risklerini en iyi okuyan şirketlerin başında THY ve Lufthansa geliyordu. Bir yıl önce (3 Aralık 2012) Başbakan rdoğan'a Almanya ziyaretinde Alman Başbakanı Merkel, Lufthansa'nın THY ile ortak işletmeciliğini teklif etmesinden sonra ne oldu da, Almanya geri adım attı?
Buna cevap verdiğimiz anda, işin arka planını ortaya çıkarmamız ve Almanya'nın ve Başbakan Merkel'in bazı gelişmelerden korktuklarını anlamamız mümkün olacaktır.

1 yıl içinde ne değişti?

Merkel-Erdoğan 03-Aralık 2012 günü yaptıkları görüşmede Merkel'den sürpriz THY önerisi gelmişti. Başbakan Merkel, 25 Şubat 2013'te Ankara'ya geldi. İlginçtir, Lufthansa-
THY ilişkisinden hiç bahsetmedi.
Merkel'in seçimi kazanmasından sonra, Alman havayolu şirketi Lufthansa'nın Başkanı Simone Menne, şirketin Türk Hava Yolları ile ortak olabileceği herhangi bir proje planlamadığını söyleyince, bir rahatsızlıkları oldukları anlaşılıyordu. Lufthansa THY ile ilişkisini nerede ise dondurma noktasına getirmesinin arka planında ne yattığı tek paragraf şudur: Türkiye'nin yakın coğrafya ilişkileri, İstanbul 3 üncü alan projesi ile Franfurt'ta darbe vurulacak olması ve küresel ataklar yapan THY'nin Lufthansa'nın gelişme alanlarına göz dikmesinden korkuluyor.
Alman Derin devletinin önemli bir silahı durumunda bulunan lufthansa'yı, Alman Başbakanı Merkel geri planı çekerek yeni hamlelere hazırlanıyor.''

Neden korktular?
THY akıllı strateji ve planlama ile açtığı yeni hatlar sayesinde cazibesi yüksek kıtasal bir güç görünümü sergiliyordu.
2013 yılı göstergelerine göre, THY'nin Lufthansa'nın liderliğini zorlamaya başladı. Lufthansa ile THY arasındaki Star Alliance uygulamasının star'ı THY oldu. THY bu kozunu iyi kullanıyordu. Star Alliance katılımı ile görülmemiş sayıda transit yolcuyu İstanbul'a çekiyordu. THY, Almanya'da Lufthansa'dan ciddi oranda müşteri kapıyordu. THY ciddi bir tehlike olmaya başlamıştı. Kıtalararası uçuş hatlarının Dörtyol ağzı İstanbul olarak görülmeye başlandı.
İstanbul aktarmalı Avrupa'dan Asya'ya, Uzakdoğu'ya, Ortadoğu'ya ya da Afrika'ya ve buralardan Avrupa'ya olmak üzere her yıl en az 2 milyona yakın transit yolcu almayı başarıyordu.
Almanya içinde ve Lufthansa'nın hedeflediği Afrika kıtasında daha atik davranmaya başlamıştı.
İstanbul 3. havalimanın, Münih ve Frankfurt'tan sonra inşaat halinde olan devasa havalimanı Schönefeld işletmeye açılmasından önce devreye girecek olması Alman derin devletini tedirgin ediyordu.
İşte Lufthansa'nın operasyonuna bu gözle bakmak daha doğru olur.