Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 11 Temmuz 2016

Ne idi, ne oldu!..

NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin Varşova'da toplanması, oldukça ilgi çekici bir durum. Varşova, 1949'da kurulan NATO'ya karşı, sekiz sosyalist ülke tarafından 1955'te "Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması" adı altında oluşturulan siyasi ve askeri birliğin kurulduğu şehir çünkü.
SSCB, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya ve Romanya tarafından oluşturulan ve Doğu Bloku olarak anılan bu birliğin bir ismi de Varşova Paktı idi zaten.
Soğuk Savaş dönemin boyunca NATO'ya karşı faaliyetlerin yürütülüp kararların alındığı Varşova'nın şimdilerde NATO karşıtı faaliyetlere yönelik bir zirvenin düzenlendiği şehir olması ironik.
Aynı şekilde bu toplantıda Polonya ve bölge ülkelerin istikrar ve güvenlikleri açısından önemli görüşmeler yapılmış olması da...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın zirve dönüşü uçakta söyledikleri, NATO'nun Doğu ve Güney sınırları konusuna bundan böyle daha dikkatli bir şekilde eğileceğini işaret ediyor. NATO üyesi olan ya da olmayan eski Doğu Bloku ülkelerinin istikrar ve güvenliği yanında Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu durum da zirvenin önemli konuları arasındaydı belli ki.
Cumhurbaşkanımızın şu sözleri bunun göstergesi: "Güneyden ve doğudan gelen tehditler bağlamında ittifakın istikrarı yayma kapasitesinin güçlendirilmesi, müttefik ülkelerin kapasite ve mukavemetlerinin arttırılması hususlarında alınabilecek tedbirler üzerinde de durma fırsatını bulduk. NATO'nun özellikle terörizme karşı mücadelede şimdiye kadar olduğundan daha fazlasını yapmasının gereğini ısrarla vurguladık. Buna atıfla, özellikle ben de zirve sırasında, güneyde Suriye ve Irak'taki gelişmelerden de kaynaklanan duruma, delilleriyle birlikte ısrarla vurgu yaptım." 28 üyeli NATO'nun, ittifakın gerekleri ve başat üyelerin talep ve ihtiyaçları konusunda nasıl bir denge kurabileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu yıl sonuna doğru yapılacak İttifak Dışişleri Bakanları toplantısı ve ABD'deki seçimlerden sonra önümüzdeki yıl yapılması düşünülen mini zirve de, bundan sonraki adımları etkileyecek hususlardan.
Özet olarak belirtmek gerekirse, Polonya ve yakın coğrafyası yanında Ukrayna açısından önemli görüşmelere sahne oldu NATO zirvesi. Tabii aynı zamanda Türkiye için de.

Gazze'ye yardım artarak sürecek...

Cumhurbaşkanımızın Varşova dönüşü uçakta söyledikleri arasında belki de en dikkat çekici olan hususlardan birisi de Gazze ile ilgili olanlarıydı. İsrail'le varılan mutabakat sonrasında Ramazan Bayramı günlerinde Gazze'ye ulaşan yardım gemisinin bir ilk olduğunu ve bundan sonra belki de her ay bir geminin Gazze'ye gönderileceğini öğrenmiş olduk.
Gazze'deki diğer hususlar konusundaki çalışmaların hızla sürdüğü de öğrendiklerimiz arasında. Enerji ve su temini konusunda süren çalışmaların kısa bir sürede bitirilmesi için çalışıldığını, yapımı biten hastanenin iç donanımının tamamlanmak üzere olduğunu ve yakında açılışının yapılacağını da belirtti Cumhurbaşkanımız.
Gazze'ye yönelik yardımlar konusunda bazı İslam Ülkelerinin de Türkiye ile beraber hareket etme teklifinde bulunduklarını vurguladı Cumhurbaşkanımız. Anlaşıldığı kadarıyla şu anda yapılacakların maliyet tespiti için çalışmalar sürdürülüyor. Sonrasında ise talep sahibi ülkelerle ortak hareket edilerek, yardımlar sürdürülecek.