Tarihi 9 Haziran 2016

İşbirlikçi

Geçtiğimiz hafta New York Times'da ilginç bir haber yayınlandı.
İlk kez Vehabilik ve Suudi Arabistan açıkça hedef gösterildi. Dünyaya terörü vehabiliğin ihraç ettiği öne sürüldü. Halbuki 150 yıl önce Vehabilik diye bir şey yoktu. Osmanlı'yı parçalamak için İngilizler kurmuştu.
Şimdi DAEŞ, inançları ile Vehabi takılıyordu. Kurucu İngilizlere kimse tek laf etmiyordu.
Adamlar böyleydi, kurarlardı, severler ve beslerler sonra İŞBİRLİKÇİLERİNİ döverlerdi.
Şimdi "ABD'den 750 milyar dolarımı çekerim" diyen Suudi Arabistan'a New York Times ile sopa gösteriliyordu. Irak iç savaşı yoğun bir şekilde yaşıyordu. Savaşta kenetlenme olur, herkes birbirine sarılırdı. Halbuki Bağdat'ta Sadr, herkesi ayaklanmaya çağırıyordu.
Kuzey Irak'ta ise boru hatlarını bombalayan PKK'ya Barzani "Defolun" diyordu. PKK da son gelinen noktada Talabani aşireti ile ortaklık kurup, DAEŞ ile savaşan Barzani'yi devirmek için harekete geçiyordu. Mısır'da darbeci Sisi, Sina yarımadasına silah sokamıyordu. Sina'ya anlaşmalar gereği, ait olduğu ülke silah sevkiyatı yapamazdı.
Anlaşma dinlemeyen ve önüne gelene saldırtılan DAEŞ için böyle bir sorun yoktu.
Sina'da altın tepside sunulan ortama sadece silahlı DAEŞ militanları yığınak yapıyor, "Bela geliyorum" diyordu.
Afrika'da ise terörün yeni merkez üssü Libya'ydı. DAEŞ binlerce gönüllü topluyor, şu günlerde aşiretleri kendine bağlıyordu.
Yakında tüm Afrika'yı ateş saracaktı. Suriye malumdu, dünyanın tüm orduları, 30 bin DAEŞ militanını yıllardır halledemiyordu.
Suudi-İran savaşı ile ikiye bölünen Yemen'i, bombalarla sarsılan Pakistan'ı, Taliban sayesinde işgal edilen Afganistan'ı anlatmaya gerek yoktu. El Kaide, Afganistan'daki hizmetini tamamlamıştı, ancak tedavülden kalkmayacaktı. Üstte de saydığımız gibi oralardan göçüp yığınak yapacağı ve terör estireceği daha çok yeni bakir alanlar vardı.
Baktığımızda tüm operasyonlar, terörle İslam dünyası üzerinde sergileniyordu.
Ankara da bu fitne ateşinden kaçamazdı.
Her taraf yangın yeriydi ve alevler etrafımızı sarmıştı. Önemli olan bizim ne yapacağımız ve en az hasarla bu yangını nasıl bertaraf edeceğimizdi. Kenetlenmemiz, hangi inanç ve ideolojide olursak olalım tek yumruk olmamız gerekiyordu. Ancak maalesef, bugün gelinen noktada sol SAZ çalanları dinliyor, PKKsevicilere koşuyor, hatta CHP lideri bile "Cezaevinde PKK ve DHKPC'lileri ziyaret ettik" demekten hiç çekinmiyordu. Zaten CHP milletvekilleri de PKK yayın organalarında canlı yayınlarda Devlet'e saldırıyorlardı. Solcusu, sermayesi, teröristi, paraleli, beşgeni, İngilizcisi, Almancısı, Amerikancısı hepsi aynı üçgende buluşmuştu. İnanın bu ülkede Alman Meclisi'nde alınan kararlara sevinenler vardı.
Bu da normaldi. Türkiye'deki bir Lise'de, Almanların soykırım yalanı ile geldiği bir dönemde bile Alman elçi konuşturulmadı diye okul müdürü Türk öğrenciler tarafından protesto ediliyordu. Çocuklarımıza bile anlatamamıştık kenetlenmeyi. Hatta Almanla kenetlenmeyi şırınga etmiştik.
Bazı okullarımızdan Amerikan hayranları, bazılarından İngiliz ve Fransız aşıkları mezun oluyordu. 100 yıl önce kurulan eğitim sistemi buydu. Şimdi meyvelerini topluyorlardı.
İçeride nasılsa çok işbirlikçi vardı. Adamlar hiç utanmadan bunu bile deşifre ediyorlardı.
Nasıl mı?
Bakın ABD'de İsrail'in çıkarlarını korumak için kurulan CFR adlı kurum var.
Yahudi Walter Lipman tarafından hayata geçirildi. JP Morgan'dan tutun, Cornegie vakfı'na, Rotschild hanedanından Rockfeller'e kadar bildik isimlerden para yağıyor buraya.
Bir de devamlı Türkiye'ye saldıran Foreign Affairs diye bir dergi var. İsrail'in çıkarlarını korumaya and içmiş en büyük Lobi CFR'nin, dünya kamuoyunu şekillendirme ve yönetme aracı olarak karşımıza çıkıyor bu Foreing Affairs adlı dergi. Son sayısında ilginç bir habere imza attı: "Türkiye'de nasıl darbe yapılır" diye haber yayınladı.
Askerle bu iş olmazmış, zormuş. Kitlesel şiddet artar, batı şehirlerinde güvenlik zafiyeti yaşanır, büyük bir ekonomik düşüş sağlanırsa darbe gelebilirmiş. Resmen sokaklara çağrı yapıyor, yol gösteriyor haber.
Kaos ile darbe hayal ediyor. Bu hayali yaşamasının haklı gerekçeleri var.
Çünkü bu ülkede bu çağrıdan haz duyacak işbirlikçiler olduğunu biliyorlar.
İşbirlikçi demişken... Bu habere o İsrail aşığı dergide imza atan da bir Türk... Boşuna demiyoruz bu bir Kurtuluş savaşı diye.
Dışarıya çalışan az mıydı 100 yıl önce de!