Tarihi 6 Şubat 2016

Üzülme Mustafa

Yıllar önce beni çok etkileyen bir olayı gündeme getirmiştim.
İki Maraşlı dondurmacı, Avustralya'ya gidiyor, Çanakkale savaşı patlak verince Sidney'de resmi makamlara başvuruyordu. "Trenlerle limana Anzak askerleri taşıyıp Gemilerle Çanakkale'ye gönderiyorsunuz. O gemilere biz de binsek.
Çanakkale'ye gelince denize atlayıp Osmanlı ordusuna katılsak
" diye ricada bulunuyorlar.
Avustralya resmi makamları düşüncenin çok kutsal olduğunu söylüyor ancak "Düşmanımıza bir kum tanesi bile götürmeyiz" diyerek teklifi reddetti.
Avustralya sokaklarında dondurma satan iki Türk de "O zaman biz de size burada savaş ilan ederiz" diyor ve harekete geçiyordu. Tren yollarına yerleştirdikleri dondurma arabaları, yüzlerce Anzak askerini daha Avustralya'dan ayrılmadan hallediyor ve şehit düşüyorlardı. Sidney Elçimizle de olayı konuşmuş ve bu iki yiğit anısına Avustralya hükümetinin anıt diktiğini öğrenmiştim. O dönem Doğan grubundan bir yazar çıkmış ve köşesinde beni eleştirmişti. "Bekir Hazar'ın kahraman olarak lanse ettiği o iki kişi Türk değil, Afgan... Yani bugünkü anlamı ile TALİBAN KAFALAR" demişti.
Halbuki Taliban gibi örgütlerin Osmanlı için savaşma gibi bir amaçları asla olamazdı.
Tıpkı DAEŞ'in bugün PKK'yle birlikte YENİ Türkiye'nin bölgeye gitmesini engellemek için harcadığı çaba gibi, Taliban da aynı kafadaydı.
Üstelik ben o iki Türk'le ilgili bu olayı Hürriyet gazetesinin 50 yıl önceki yayınlarında okumuş ve öğrenmiştim. Hürriyet 50 yıl önce "İki Türk'ün kahramanlığı" diye haber yapıyordu. 50 yıl sonra aynı Hürriyet'in bir yazarı "Ne Türk'ü uydurmayın, bunlar Afgan Taliban kafalar" diyordu. Yazarın hem kendi gazete arşivinden haberi yoktu.
Hem de olayı biz gündeme getirdiğimizde, "Vayy yandaş medya yazıyorsa vuralım" mantığına sığınarak aslında kendi gazetesinin yayınladığı habere vuruyordu. Çanakkale için şehadet şerbeti içenlere bile "Bunlar Taliban kafalar" diyecek kadar şuursuzca mücadele ve bir gözü dönmüşlük vardı ortada. Ben o iki Türk kahramanı köşemde gündeme getirdiğimde ilk arayan o zamanın Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Balbay olmuştu. Balbay boğazı düğümlenmiş bir şekilde konuşarak "Çok etkilendim Bekir. Ellerine sağlık" diyerek ağlayarak telefonu kapatmıştı. O Mustafa Balbay, malum yapı tarafından Ergenekoncu denilerek 5 yıl içeri atıldığında gazetesi günlerce malum yapıya karşı kampanya yaptı. "Balbay'ı serbest bırakın" diye. Aradan yıllar geçti, Balbay tahliye oldu ve yazılarına devam ediyordu. Ancak Cumhuriyet Gazetesi aniden Mustafa Balbay'ı KOVDU. Balbay solcudur, CHP milletvekilidir, farklı görüşleri savunuyoruz. Ancak bizi birleştiren konu "Memleket, Devlet ve Çanakkale'dir." Bu da aynı ülkede aynı oksijeni soluyan iki insan için yeterlidir.
Cumhuriyet Gazetesi'nden kovulan Mustafa Balbay bir twit atarak kendisini hapse attıran malum yapı tarafından şimdi de Cumhuriyet Gazetesi'nden kovulduğunu ima etti. O tweet'te "Cumhuriyet'te FETÖ'cülükten Kürtçülüğe kadar her şey serbest ama CHP Milletvekili olarak yazı yazmak yasak" diye yazdı. Ve bir gazeteye röportaj verip; "Görüşlerine katılmıyorum, ama ona yapılanları haksız buluyorum' diyebilirsiniz. Ancak Cumhuriyet yayınlarında, genel duruşunda tamamen 'Onlar doğru yapmışlardır ve haksızlığa uğramışlardır' diyor.
Halbuki dünyanın her ülkesinde devletin içinde devlet hiyerarşisi dışında bir örgütlenme kurarsanız bu suçtur
" dedi. Evet Balbay PKK'ya ve malum yapıya karşı yazılara imza attığı için Cumhuriyet'ten kovuldu. Onun için solcu örgütler, gazeteciler,"Bu memlekette basın özgürlüğü yok" diyenler ayağa kalkmadı.
Çanakkale için şehadet şerbeti içen, düşmanla düşmanın topraklarında savaşan iki Türk için ağlayan bir adam uğuruna bu ülkede neden ayaklansınlardı? Bu ülke topraklarında, ülkeyi bölmek için kurşun sıkanlar, devlete sızıp devleti ele geçirmek için çırpınanlar uğuruna ayaklanmak varken! Osmanlı için Çanakkale uğuruna canını verenlere "TALİBAN KAFA" diyen zihniyet, tabii ki PKK ve malum yapılara da "Aslanlar" diyecek. Sen üzülme sevgili Mustafa Balbay... Gel bir gün birlikte Çanakkale'ye gidelim. Bu topraklarda bizim ve evlatlarımızın yaşaması için can veren şehitlerimize dua edelim. Çanakkale savaşını Avustralya'da başlatan kahramanlardan hellallık isteyelim. Ruhları şad olsun.