Tarihi 28 Kasım 2015

Süper lig!

İçimizde bazı akademisyenler dünyayı okuyamıyordu. Çocuklarımızı yetiştiren koca koca Proflar, Alman başbakanı Merkel'e "Türkiye'ye gelme, Erdoğan'la görüşme" diye YALVARAN mektuplar yazıyordu. Zannediyorlardı ki, Merkel gelirse Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "GÜÇ" verecekti!
Halbuki Almanya'ya muhtaç olan ne Erdoğan ne de Türkiye'ydi. Tam tersine Merkel'in Türkiye'ye ihtiyacı vardı ve koşa koşa Ankara'ya geldi. O günden beri gittiği her yerde bas bas bağırıyor. "Türkiye'ye ihtiyacımız var" diye haykırıyor.
Bizim Profların göremedikleri buydu! Apar topar AB yolunda Türkiye adına 17. Fasıl açıldı. Çünkü Avrupa Birliği İPİ ÇEKİLDİĞİ için çatırdıyor. Washington'dan DOLAR'ın GÜCÜ adına EURO'ya hergün birileri ŞAPLAK patlatıyor. Böyle bir çöküşün yaşandığı dönemde yükselen DEĞER olarak Türkiye hergeçen gün DEVLERLİGİ'ne adını yazdırıyor. Artık tüm yollar Ankara'ya çıkıyor. Avrupa Birliği'nin ipinin çekildiğini gören ve ilk fark eden İNGİLTERE oldu.
Kendisi de Ortadoğu'dan kovulduğunun farkında, kaybedeceği çıkarlarının derdine düştü. Washington-Ankara-Moskova ekseninde yer almak için ilk harekete geçen isim İngiliz Başbakan Cameron'du. Bundan dört ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova'da cami açıp Putin'le enerji projelerini konuşurken, Londra'dan Cameron Ankara'ya sesleniyordu. "Türkiye-Rusya arasındaki enerji projelerine katılmaya hazırız" diye avaz avaz bağırıyordu...
Antalya'da yapılan G-20 zirvesinde de sürpriz bir isim vardı. Ne "Bu adam neden burada" diye soran AKIL, ne de gören göz vardı bu memlekette. İngiltere eski Başbakanlarından Tony Blair'di onun ismi. New York-Tel Aviv-Londra eksenindeki küresel sermayenin bir numaralı adamlarından biriydi. Birleşmiş Milletler Ortadoğu temsilcisi, akil adam ÜNVANLARI verilerek dünya sermayesi tarafından sahaya sürülmüş bir lejyonerdi.
Geliyor Antalya'da randevu istiyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşüyordu.
Aslında Putin ülkesindeki Yahudi sermayeyi kovan kişiydi. Erdoğan da Gezi olaylarından beri faizle şişmanlayan Küresel Sermaye'nin hedefindeydi. Nitekim bundan 20 gün önce İstanbul sermayesinin 80'li yaşlardaki Yahudi işadamının doğumgününü kutlamak için Boğaz'daki Yalılara koşan Küresel Sermaye'nin tetikçisi Soros çok önemli bir cümle sarfediyordu. Bir soru üzerine "Erdoğan ve Putin aynı düşünce olan iki lider" diyordu. Evet Obama ile de savaşan PARANIN FİRAVUNLARI'nın hedefindeki iki lider için tetikçi aynen böyle diyordu. Ancak ne olduysa oldu bir AKIL, Putin'i oyuna getirdi. Dost ülke Türkiye'nin Suriye sınırı ötesinde yaşayan soydaşlarına saldırttı ve ölüm yağdırttı. Tezgaha gelen Putin Türkiye'nin dibinde uçakları ile TÜRK öldürüyordu. Rus ve Türk generalleri sınırdaki TACİZ olaylarının son bulacağı konusunda kesin anlaşma ve güvence sağlarken, devreye giren bir el de Rus uçaklarını tekrar sınırımızdan içeri sokuyordu. Düşürülen uçak, sonrasında yaşanan gerilim ve bundan medet bekleyenler... Nitekim İngiliz gazeteleri daha ilk günden Rusya'ya sallıyor, Türkiye'ye gaz veriyordu. ABD'de Neoconların ve sermayenin adamı, Ankara eski Büyükelçisi, Baronlara çalışan Bush'un Ulusal Güvenlik danışmanı ve yardımcısı James Jeffrey, Fox Business kanalına çıkıyor ve şöyle diyordu? "Doğrusu sonunda birinin Putin'e haddini bildirmesinden son derece memnun oldum. Eğer Pinokyo olsaydı burnu 1 metre uzun olurdu. IŞİD'i değil gidip Suriye'deki Türkleri bombalıyor"
Baronların medyasında "Erdoğan Putin'in karizmasını çizdi" başlıkları atılıyor, Rusya'da yapılan anketlerde "Türkiye'ye karşılık verelim mi" sorusuna yüzde 63 "SAKIN HA" cevabı veriliyor, ortada bir kriz alıp başını gidiyordu. Birileri hem içeride hem dışarıda Türk-Rus savaşından medet umacak kadar ileri gitmişti. Hiç merak etmeyin bu kriz aşılacak. Bazılarının kursağında kalacak.
Şu anda tüm dünyada ve özellikle İngiliz basınında "Eyvah.. Türkiye üst lige çıktı" diye ağıtlar yakılıyor bir taraftan da... Evet içerde kim ne yaparsa yapsın artık DEVLER LİGİ'nde büyük bir coğrafyadaki halkların umudu, temsilcisi, hamisi ve lideriyiz... Bu ivme her geçen gün hızla artacak. Bakın Hollande dün Putin'in yanında "IŞİD" demiyor "DAEŞ" diyerek Türkiye'ye yanındayım mesajı veriyor. G-20 zirvesinde Obama da "DAEŞ" diyerek bu ismi dünyaya haykırdı. IŞİD'in adını değiştirip "DAEŞ" yaptıran kim? Ankara... Erdoğan... Anlayan anlayacak... Anlamayan kaybedecek!