ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 6 Mart 2013

Müslüm Gürses'in parası mı yoktu?

Müslüm Gürses'in 600 bin lira tutan hastane masrafını 'Başbakan'ımız sildirmek için devreye girmiş sağolsun. Bunun üzerine hicap duyan hastane yönetimi, "Hayır biz zaten parayı almıyoruz" diyerek ne kadar yüce gönüllü bir kurum olduklarını Türk halkına ispat ettiler. 'Türk halkı' demem lafın gelişi.
Normal vatandaşın kapısından bile geçmesi mümkün olmayan yerler buraları. Çünkü sigortalı hasta kabul edilmiyor. Onların gözü; iş adamları, Müslüm Gürses gibi ünlü ve paralı sanatçılar veya karun kadar zengin Suudi şeyhlerde...
Birinden biri yatağa düşse de adamı kapıp reklamımızı yapsak diye bakıyorlar olaya.
Nitekim rahmetli Müslüm'ün son kamera görüntülerinde, üzerine örttüğü çarşafta, çarşaf çarşaf o malum hastanenin adı yazıyordu.
Ama benim kafama takılan başka bir mevzu. 50 yılını müziğe vermiş dev bir sanatçının 600 bin lira birikimi yok muydu da, ölümü sonrasında kala kala bir hastanenin lütfuna kaldı?
Bırakın yaptığı altın plakları, satış rekorları kıran CD'leri, çıktığı konserleri, turneleri... Bu adam bu güne kadar 90'a yakın film çevirmiş yav! Elin Frank Sinatra'sı bunun yarısıyla trilyoner oldu.
Yine dönüp dolaşıp 'Eski sanatçılarımızı boğaz tokluğuna yıllarca nasıl çalıştırıldığımıza ve telif hakkının haybeye bir müessese olduğuna' geliyoruz ki burada ne kadar yazsak boş. Ve 'rahmetlinin bu birikimden yoksun olduğu' sonucunu değiştirmiyor. Müzik tarihine adını yazdırmış koskoca Müslüm Gürses biraz daha hasta yatsaymış demek ki Muhterem hanım avuç açacak hale gelecekmiş.
İşin içinde başka bir neden yoksa, bu utanç hepimize yeter sanırım.

* * *
HAKİMİM BAS GİT!

'Oğlum bak git' polemiği sonrasında kavgaya dönüşen ve mahkemeye taşınan davada karar çıktı. Hakim, temizlik işçisi Selçuk Kahraman'ı 740 lira para cezasına çarptırırken, 5 yıl da denetime tabii tutulmasına karar verdi.
Bacak kadar çocuğu süpürge sopasıyla kovalayan adam cezasız kalmamalıydı. Bu hakimimize helal olsun.
Peki bu karar, benzeri davalarda serbestlik veren diğer hakimlerimize ne olsun? Mesela;
*
12 Nisan 2012 tarihinde Akçaabat'ta, marul fidanlarını sulamadığı gerekçesiyle 16 yıllık eşi S.B'yi sopayla döverek hastanelik eden kocayı serbest bırakan...
* Yomra ilçesinde 7 Nisan 2012 tarihinde, "Niye yemek yapmadın" diyerek 13 yıllık eşi A.K'yı öldüresiye döven kocayı serbest bırakan...
* Çaykara ilçesinde 31 Mart 2012 tarihinde saat 03.00 sıralarında kendisiyle ilişkiye girmek istemeyen eşi Y.A'nın yüzünü tanınmayacak hale getiren H.A'yı çıkarıldığı mahkemede serbest bırakan...
* 6 Mart 2012 tarihin Hayrat ilçesinde, "Saksıları neden sulamadın" diye, 5 çocuğunun anası 14 yıllık karısı N.Ç'nin kafasını saksılar atarak kıran sinirli kocayı serbest bırakan...
* Sürmene ilçesinde 27 mart günü "Senin dilinden ancak Haydar anlar" (Haydar, değneğe verilen ad) diyerek karısını hastanelik eden ve gözaltına alınan kocayı serbest bırakan...
* 23 Şubat 2012 tarihinde Akçaabat ilçesinde, gece geç saatlerde alkollü olarak gelen ve ayaklarını yıkamadı diye bir çocuk annesi eşinin vücudunda kırılmadık yer bırakmayan kocayı serbest bırakan...
* 29 Şubat 2012'de Kemerkaya mahallesinde oturan P.P isimli karısının tedavi olmak amacıyla hastaneye giderken komşularının aracına binmesi üzerine küplere binerek kadını iki kez hastanelik eden R.P adlı kocayı serbest bırakan...
Vallahi yazmaktan yoruldum ama bu Karadenizli kocalar dayak atmaktan yorulmuyorlar demek ki.
Çünkü liste uzayıp gidiyor.
Esas sözümüz, bunları hiç bir ceza vermeden serbest bırakan hakimlere elbette. 'Oğlum bak git'e bile ceza veren bir meslektaş umarız örnek olur kendilerine.

Not; Yukarıdaki liste sadece Karadeniz bölgesinden bir kaç alıntı. Bunu yurt genelindeki kadın dayaklarına, bıçaklamalara ve diğer tüm suçlulara yayabilirsiniz. Ama maalesef ülkemizdeki yargı sistemi bir parça da, "Hepsini içeri tıksak, mapushanelerde yer kalmazdı" gerekçesine teslim.