Tarihi 10 Mart 2013

Behiye Aksoy

Çocukluğumuzun en etkileyici seslerinden biriydi.
Garip bir tınısı vardı, diğer kadın şarkıcılardan onu hemen ayırırdı.
Efsane sözcüğüne yakışan ender isimlerden biriydi.
Gazinolar vardı o zamanlar, yoksul kadınlar için bile matineler vardı.
Behiye Aksoy bir başlardı şarkı söylemeye, sözler kristal.
Özlemler o ağacın altında.
Aşıklar sokağında gözler sırılsıklam, alkışlar dağ gibi.
***

O zamanlar şarkı dinlerdi memleket, magazin dedikodularını değil.
O zamanlar yere düşeni kaldırırdı insanlık. Aydınlık bir Türkiye vardı.
Doğmamış çocukların hakkı olan topraklar yağmalanmamıştı henüz.
Bu kadar kolay öldürülmezdi kadınlar.
Tuttuğunu hapishaneye atan düzen yoktu.
Deniz kabukları kulak misafiri olurdu sevdalara.
Bırakın kayda almayı, evin içinde telefonları dinlemek bile ayıptı çünkü.
***

Çok güzel bir kadındı Behiye Aksoy.
İçten bir tebessümü vardı.
Maksim Gazinosu'nda "Gül ağacı değilem, her gelene eğilem" türküsünü söylerdi. Siyasete yağcılık yapmadı hiç, el etek öpmedi.
Yalancı dostları çoktu, gönül dostları belki bir ya da iki.
Şarkılarındaki hüzün kırıkları, kalbindeki cam kırıklarıydı aslında.
O yıllar uyuşturucu müzik dünyasını esir almamıştı.
Zibidiler kolayca şöhret olamıyordu şimdiki gibi.
Gazeteler sadece doğruları yazıyordu.
Devlet, okullarında ücretsiz okutuyordu öğrencilerini.
Ayrımcılık tohumları ekilmemişti daha.
***

Behiye Aksoy bugün 84 yaşında ve yalnızlığın adresinde yaşıyor.
Şişli'de bir huzurevinde.
Bir hatırlasa; "uzun hikaye" diyecek yaşadığı ömre. Alzheimer hastası ve hiçbir şeyi hatırlamıyor.
Posta Gazetesi'nden Abdullah Malkoç'un çektiği yeni görüntülerine bakınca, okula yeni başlamış bir çocuk gibi görünüyor.
Hemşire kendi şarkılarını dinletince sadece gülümsüyor.
Belki de, en parlak döneminden kalan yalnızlığın hesabını ödüyor. "Artık yeşerecek bir dalım yok...
Yağmurlar yağsa da boş, yağmasa da."

* * *
BABA HAYRİ
Hayri Ülgen'i futbol oynarken görecektiniz.
Ben gördüm, eline su dökülmezdi.
Yazarlık onun beyefendilik yanına yakışan ekstra bir meslek.
Onun insan sevgisini körükleyen bir tutku.
Hayri Ülgen, kendi hayatını yazdı ve kitap haline getirdi. "Baba Hayri". Alfa Yayınları'ndan çıktı.
Çocukluğundan bugünlere uzanan emekçi bir yolculuğun onurlu sayfaları.
Baba adamdır Hayri Ülgen. Okuyunca daha iyi anlayacaksınız.

* * *
Mutluluğu hissetmenin tek çaresi paylaşmaktır.

* * *
Serdar Ortaç'ın müzikte jüri üyesi olduğu bir ülkede neyi konuşalım?

* * *
10 Mart 2013
Mutluluk takvimi
Kötü düşüncelerini kağıda yaz, çöpe at.
Bahar temizliğine başla.
Asansör yerine merdiven kullan.

* * *
Gözlerimdeki
Islak incilerden
Bir kolye yaptım kendime
Acılarıma bol gelen
Elbise diktim
Çok yakıştı hasretime

Bana sevmek
Çok yakışıyor diye
Hep bayramlıklarımı
Giyecek değilim
Aşkın canımı acıtmıyor
Şu sıralar
Galiba seni unutmak
Üzereyim
Hakkı YALÇIN