Kavgaya karıştım davalık oldum

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 11 Haziran 2018 Güncelleme 11 Haziran 2018, 00:00
Kavgaya karıştım davalık oldum

İÇİNDEKİLER

İstanbul'da bir restoranda kavga çıktı. Ben de kavgayı ayırmak istedim. Ancak taraflardan biri bana sopayla vurdu. Ben de kendimi kavganın içinde bulunca karşılık verdim. Burnunu ve elmacık kemiğini kırmışım. O da ben de dava açtım. Hakim hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakatimin olup olmadığını sordu. Bu konuda ne yapmalıyım. Hangi yolu izlemeliyim?
Öncelıkle okuyucularımız için Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararının ne anlama geldiğini açıklayalım.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında verilen cezanın verilen süre içinde kasıtlı herhangi bir suç işlenmediği takdirde hiçbir sonuç doğurmaması, ortadan kalkması demektir. HAGB sanığa neredeyse ikinci bir şans tanıyan bir kurumdur. Adli sicil kaydına işlemez. Hakim vereceği kararda bir cezaya hükmedecek ve bu cezanın hükmünün açıklanmasını geri bırakacaktır. Sorunuza dönecek olursak, bunun için somut olayı mutlaka bir avukatla değerlendirmeniz uygun olur. Fakat genellikle HAGB, sanığın lehine olan bir kurumdur.

VELAYET KONUSUNDA KİM DAHA ŞANSLI?
Ayrılık kararı aldım. Dokuz yaşında bir kız çocuğumuz var. Velayet konusunda şansım nedir?
Boşanmanın en kısa süreni, eşinizle tüm şartlarda anlaşmış olmanız sonucu imzalayacağınız bir protokolle açılacak olan anlaşmalı boşanma davasıdır. Bunun için her ikiniz de boşanmak istemeli, velayet, nafaka, tazminat, eşyalar, ortak mal varlığı varsa bunların paylaşımı konusunda anlaşmış olmalısınız. Herhangi birinde anlaşamamanız anlaşmalı boşanmayı imkansız kılar.
Çekişmeli boşanma davası ise davanın seyrine, mahkemelerin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişmekle birlikte uzun ve zorlu bir süreçtir.
Velayet konusunda Gerek Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, gerek Yargıtay'ın içtihatlarıyla oluşturduğu görüş, gerekse yasal düzenlemeler gereği müşterek çocukların velayetleri hususunda karar tesis edilirken çocukların içinde bulundukları düzen, okul ve sosyal çevre, psikolojik yönden en az düzeyde etkilenecekleri şekilde Üstün Yararları göz önünde bulundurulmalıdır.
Yaşı küçük olan çocukların velayeti anne bakım ve ilgisine muhtaç oldukları için anneye verilir. Ama kızınız gibi idrak kabiliyetine sahip yaşta olan çocuklar bakımından mahkeme pedagoglar vasıtasıyla çocuğun üstün yararını tespit ederken mutlaka ve mutlaka çocuğun da görüşünü almalıdır.
Sizin müşterek çocuğa sağlayacağınız olanaklar ilgi ve alaka yanında, çocuğunuzun ifade ettiği görüş mahkemenin velayet kararında oldukça önemli olacaktır. Hakim çocuğun psikolojisinin en az düzeyde etkileneceği şekilde karar vermelidir.

KIZIMIN OKUL TAKSİTLERİNİ ÖDEYEMEDİM...
Bodrum'da kızım özel bir okulda eğitim görüyor. Sınıfı iyi dereceyle geçti. Ancak maddi zorluklar nedeniyle beş taksiti ödeyemedim.
Şimdi ısrarla okul yönetimi çok ağır faiz uyguladı. Belki yüzde 100'den daha fazla. Ne yapabilirim?
Özel okulda almış olduğunuz hizmet eğitim hizmetidir ve özel okul karşısında siz tüketicini haklarına sahipsiniz.
Aylık %100 şeklinde fahiş bir faiz oranının kabulü mümkün olmadığı gibi YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ'nin E. 2007/510 K. 2007/1989 T. 15.2.2007 sayılı kararında "Özel okul eğitim sözleşmesinde daha önceden müzakere edilmeden taksit vadelerine ilişkin olarak "her geciken ay için %12 gecikme faizi uygulanacağı" hükmü haksız şarttır ve geçersizdir" şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Haksız şart tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Genellikle okullarda, bankalarda, abonelik işlemlerinde tüketiciye sunulan sözleşmeler daha önceden hazırlanmış matbu evraklardır ve biz tüketici olarak çoğu zaman okuma gereği dahi duymadan bu sözleşmeleri imzalarız. İşte bu sözleşmeler, taraflar arasında tartışılmadan tek taraflı olarak hazırlandıkları için, tüketicinin aleyhine dengesizliğe neden olabilecek maddeleri haksız şarttır ve geçersizdir. Sizin de bu faiz oranını parasal sınırına göre Tüketici hakem heyetlerine şikayet etme veya Tüketici Mahkemeleri'nde dava etme hakkınız vardır.

HUKUKÇU FERİDE HİLAL İMAL