Az ye öz ye direnç gösterme

‘Ne yesem yarıyor, kilo veremiyorum’ diyenler dikkat! Bunun sebebi insülin direnci olabilir. Kalp, diyabet, tansiyon ve kolesterol gibi hastalıklar yakanıza yapışmadan yaşam tarzı-beslenmenizi değiştirip, direnci kırabilirsiniz

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 10 Kasım 2017 Güncelleme 10 Kasım 2017, 00:00
Az ye öz ye direnç gösterme

İÇİNDEKİLER

Hemen herkesin adını duyduğu, ancak tam olarak ne olduğunu bilmediği insülin direncini mercek altına alıyoruz. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Dr. Özgür Şamilgil, fazla kilodan, yüksek tansiyona, kalp hastalıklarından kolesterole kadar birçok rahatsızlığın kaynağı olarak gösterilen insülin direncini anlatıyor: "3 temel gıdamız vardır; proteinler, yağlar ve karbonhidratlar. Karbonhidratlar sindirim yoluyla emilip kana geçip karaciğerde glikoza yani şekere dönüşür. Oradan kana salınıp ancak ortamda 'insulin' denen hormon varsa hücrelere girebilir. Çeşitli nedenlerle metabolizma bozulursa, hücreler şekerle beraber gelen insülini içeri almaz. Şekerin içeri alınabilmesi için daha fazla insülinin gerektiği bir durum oluşmuştur. İşte buna 'insülin direnci' denir. Pankreas bu durumda 'kanda şeker yükselmesin' ve 'hücreler enerji için şekeri içlerine alabilsin' diye üretimi artırır. Fakat artan insülin üretimi, damar sertliği ve daha birçok hastalığa neden olur; çünkü insulin yağ depolatan bir hormondur."

​AÇLIK YAŞANIR
"Bu durum ilk yıllarda karbonhidrat fazla tüketildiğinde aşırı insülin salgılanımına bağlı yemek sonrasında ani şeker düşmelerine neden olur. Bu da açlık hormonunun fazla salgılanmasına yol açarak kişiyi daha çok yemek yemeye sevk eder. Artan kilolarla pankreas bu nüfusa yetecek insülini üretmez hale gelir. Ayrıca erken yaşlanmış olduğundan insülin üretimi azalmaya başlar ve şeker yani diyabet ortaya çıkar. Aslında bu noktaya kadar geçen zamanda çoğu kişide damar sertliği çoktan oluşmuştur."

​İNCELTEN BESİNLER
SİYAH ÇİKOLATA: Yağ yakmayı kolaylaştırıyor. Tuza, şekere, yağa karşı iştahı azaltıyor.
SİYAH FASULYE: Protein ve lif içeriği yüksek olan siyah fasulye, barbunya, mercimek ve nohut, uzun süre tok tutup, iştahı kesiyor.
AVOKADO: İçerdiği faydalı yağ, protein ve lif ile tok tutuyor.
YULAF: Kahvaltıda tüketilmesi yağ yakılmasını kolaylaştırıyor sık acıkmayı engelliyor.
YOĞURT: Kilo vermeye yardımcı oluyor. Ev yapımı yani probiyotik içeriği yüksek yoğurt bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
GREYFURT: Her yemekten önce yenen yarım greyfurt zayıflatıyor.
BADEM, CEVİZ, FINDIK: Kavrulmamış tüketildiklerinde insülin direncinin kırılmasına ve yağ yakılmasına yardımcı oluyor.
EL MA, ARMUT : Kabuğundaki lif miktarının fazla olması, biraz da ham haliyle tüketildiğinde daha az yemek yeme ihtiyacı duyuluyor.
KEÇİ PEYNİRİ: Yeşillikle beslenen keçilerden elde edilen peynirdeki yağ asidi kilo verdiriyor.
YUMURTA : Tok tutucu enerji vericidir, halsizliği de engelliyor.
TARÇIN: İnsülin direncini azaltarak, kan şekerini dengeler.
YEŞİL KAHVE : Bildiğimiz kahvenin kavrulmamış hali olan yeşil kahve kan şekerini dengeliyor, kilo verdiriyor.
ACI BİBER: İçerdiği kapsaisin, metabolizmayı hızlandırıyor.
YEŞİL ÇAY : Kaşesin isimli içeriği ile karın çevresindeki yağların yakılmasını kolaylaştırıcı etkisi olduğu düşünülüyor. Bu etkinin yeterli olabilmesi için günde 5-6 bardak içilmesi gerekiyor.

DİYABET BAŞLIYOR ÖMÜR KISALIYOR
Kalp ve böbrek hastalıkları, inme, hatta körlüğün bile nedeni olan tip-2 diyabet, insülin metabolizmasının bozulmasıyla ortaya çıkıyor. bu diyabette hücreler insülini kullanamıyor. vücut daha fazla insülin yaparak tepki veriyor. zamanla insülin üretilemiyor, erken ölümler yaşanıyor. hastaların çoğunun kilolu olması dikkat çekiyor.

​ALTTA YATAN NEDENLER
Sık ve gereksiz antibiyotik içmek bağırsaklardaki faydalı bakterileri azaltır. Kilo alımını hızlandırır.
Yasak olmasına rağmen büyüme, gebelik, süt salgılatıcı, kas geliştirici hormonların kullanıldığı hayvanların etini emek insülin direncine yol açar.
Evlerdeki plastik ürünler, deterjan gibi kimyasallar yapı olarak insan hormonlarına benzediğinden zamanla hormon benzeri etkilerle kilo aldırır.
Suni tatlandırıcılar vücudu kandırdığı için, vücut açlık hormonu salgısını arttırıyor. İnsülin kan şekerini düşürerek şeker isteğini yükseltiyor. Bu da bizi daha fazla yemeye sevk ediyor.
Taze sebze-meyve yerine kimyasal katkılarla bayatlanması engellenmiş, çekici renkte boyanmış, yapay lezzetlendirilmiş, saf şekerli hazır gıda tüketiminin yayılması ve reklamlarının aşırı yapılması tüketimi körüklüyor. Hastalıkları çağırıyor.

​HASTALIKLARI TETİKLİYOR
Koroner kalp hastalığı: İnsülin direnciyle birlikte kilo artıyor, kalp damarları yağlanıyor, kriz yaşanıyor.
İnme: Fazla kilo atardamarlarda yağ birikmesine yol açar. Yağ tabakası aniden yırtıldığında üzerinde kan pıhtılaşıp beyin damarına gidip tıkanma yapar. Oksijensiz kalan beyin bölgesinde inme denilen ağır ve kalıcı bir hasar oluşabilir.
Yüksek tansiyon: Aşırı kilolu veya obez iseniz yüksek tansiyon hastası olma olasılığınız büyüktür.
Kolesterol: Kan yağlarındaki artış fazla kilolu kişilerde yüksektir. Kolesterol ve trigliserid denilen kan yağlarındaki yükseklik koroner kalp hastalığı için de bir risk faktörüdür.
Metabolik sendrom: Kalp hastalığı, diyabet ve inme gibi diğer sağlık sorunlarının riskini yükselten faktörlerin bir grup adıdır. İçerisinde kanser, kısırlık, safra taşları da vardır. Bu sendrom ciddidir.

​YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİRMELİSİNİZ
Sigara (tütün ürünleri) kullanmayın.
Katkılı gıdalar yerine, doğal ve mümkünse organik gıdayla beslenin.
Mevsiminde taze meyve-sebze, zeytinyağ, kuruyemiş tüketin.
Tam tahıl ürünleri azaltın, bölgenizde üretilen balı tercih edin.
Katkılı, işlenmiş et ürünleri yerine, serbest otlayan hayvanların etini tercih edin.
Yüksek ısıda, is ve duman altında pişirme ve kızartma yerine, buğulama, haşlama ve ızgara yöntemlerini tercih edin.
Yoğurt, sirke, turşu gibi fermente edilmiş gıdaları tüketin.
Zararlı kimyasal maddeler içeren kaplar yerine çelik, cam veya porselen pişirme kaplarını kullanın.
7 saat uyumayı ihmal etmeyin.

TEDAVİSİ VAR MI?
İnsülin direncini azaltmaya yarayan çeşitli ilaçlar vardır. Bunlar çoğunlukla karaciğer, kas, yağ ve damar iç duvarındaki hücrelerde etkilidirler. Buralarda insüline hassasiyeti artar glikoz kolayca hücre içine girer ve kullanılıp işe yarar, böylece kan şekerinin yükselmesinin önüne geçilmiş olur. Esas olan insülin direnci gelişmesini engelleyecek yaşam tarzı değişiklikleridir. İnsülin direnci geliştikten sonra bile yapılan yaşam tarzı değişiklikleri, şeker hastalığı ve buna bağlı oluşabilecek hastalıkları yüzde 58 kadar azaltabilmektedir.