Yüksek gerilim!

İş dünyasının başı, gökdelenler yüzünden dertte... Yüksek katlı binalarda çalışmak; gerilim ağrısını tetikliyor ve dayanılmaz migren atakları başlıyor

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 06 Şubat 2012 Güncelleme 06 Şubat 2012, 00:00
Yüksek gerilim!

İÇİNDEKİLER

Yüksek katlı binalar iş hayatında sağladıkları olumlu katkılarının dışında birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Özellikle gökdelenlerde çalışanların en çok yakındıkları sağlık sorunlarının başında is gerilim tipi baş ağrıları ve migren geliyor! Yüksek katlı binalar, çalışanlara sağladıkları konfor, kaynakların ekonomik kullanımı, daha fazla insanı bir arada çalıştırma imkanı gibi olumlu katkılarının dışında birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Klimalardan kaynaklanan enfeksiyonlar, üst solunum yolu sorunlarının dışında, gökdelenlerde çalışanların en çok yakındıkları sağlık sorunlarının başında gerilim tipi baş ağrıları ve migren geliyor. Acıbadem Levent Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Serdar Dağ, gökdelenlerde çalışan kişilerin yüzde 60-70'nin baş ağrısı şikayeti bulunduğunu, bunun da çoğunun gerilim tipi baş ağrısı ve migren olduğunu belirtiyor. İş dünyasının stresiyle gerilim tipi baş ağrıları çok fazla insanda görülüyor, iş stresinin etkilediği bir diğer hasta grubu da migreni olanlar. Migren baş ağrıları içinde en çok rastlanılan türü oluşturuyor.

GENÇ KIZLARDA YOĞUN
Doç. Dr. Serdar Dağ, migrenin beyin damarlarını ilgilendiren bir tip baş ağrısı olduğunu belirterek şunları söylüyor: "Migren ağrısı özellikle de genç kızlarda daha fazla görülüyor. Eğer kişinin annesinde migren varsa, kızında da ortaya çıkabiliyor. Migren erkeklerde daha nadir bir şekilde ortaya çıkıyor, bunun nedeninin hormonal olduğu düşünülüyor. Migrenle beraber, hastada mide bulantısı, çarpıntı, kusma, görme bozukluğu gibi belirtiler olabiliyor. Migren hemen hemen her durumda gerilim baş ağrısı ile birlikte beraber ortaya çıkıyor." Gerilim tip baş ağrısının psikolojik olup olmadığı sık sorulan bir soru. Eski yıllarda veremin tedavisi olmadığı için birçok insan bu hastalıktan hayatını kaybetmişti.

DEPRESYON!
Dolayısıyla sinir sistemi hastalığının tanısı ve tedavisi olmadığı için basit depresyona yakalanan insanlara, kendisine ve çevresine zarar vermemesi için uyuşturucu özelliği olan ilaçlar veriliyordu. Fakat son 15-20 yıldır depresyonun ilaçlarla tedavi edilebildiği ispatlandı. Soğukta kalan bir insan nasıl grip olabilirse yoğun iş stresi de insanın sinir sisteminin biyokimyasını bozuyor. Eğer insan takıntılıysa takıntısını artırıyor, sinirliyse daha da sinirli oluyor.

BOTOKSLA TEDAVİ
Depresyon psikolojik bir sorun gibi algılansa da sinir sisteminin gribidir ve tedavisi şarttır. Önemli olan bu gribi zatürreye çevirmemek.
Ayrıca migren tipi baş ağrısında günümüzde tedaviden oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Örneğin çok başarıyla uygulanan botoks enjeksiyonu tedavisi migreni tamamen ortadan kaldırıyor. Herkese uygulanabiliyor.
Başın arka kısmına, şakak kısmına, ön kısmına ve göz etrafına yapılan botoks kaslardaki spazmı önleyip ağrıları ortadan kaldırıyor.
İlaca cevap vermeyen vakalarda botoks enjeksiyon tedavisinin başarısı daha da fazla.

DEPRESYON VARSA AĞRI 3 KAT ARTAR
Depresyonda sinir sisteminin çalışması etkilendiği için vücuttaki arızalar 2-3 kat fazla algılanıyor. Dolayısıyla depresyonu olan insanlarda baş ağrısı da görülüyor. Migreni olanlarda baş ağrısı 3-4 kat fazla hissediliyor.
Doç. Dr. Serdar Dağ, bu nedenle kronik geçmeyen baş ağrısının tedavisinde anti depresan kullanmanın şart olduğunu belirtiyor.


Dr. Serdar DAĞ