İsrail ordusu, Gazze ve Lübnan'ın ardından Beşar Esad'ın devrilmesini fırsat bilerek Golan'daki tampon bölgeyi geçti ve Suriye topraklarına girdi.
ŞAM'A 25 KM'DE SİYONİST İŞGAL
Golan'dan Suriye'ye giren İsrail tankları Şam'a 25 kilometre mesafeye kadar yaklaştı. Suriye'ye girmek için kimyasal silah bahanesini kullanan İsrail, Esad rejiminin sahip olduğu kimyasal silahların "imha edildiğinden emin olmak istediklerini" iddia ediyor.
SURİYE'Yİ İSRAİL'E ESAD MI SATTI?
Geçtiğimiz hafta Suriyeli muhalif gruplar Şam'a doğru ilerlerken Rusya'nın başkenti Moskova'ya kaçan Beşar Esad'ın İsrail'le "Uçağımı vurmayın hava sahasında kolaylık sağlayın" anlaşması yapıp silah ve üslerin koordinatlarının yer aldığı bir liste verdiği iddia ediliyor.
CNN'in Planet Labs'tan elde ettiği uydu görüntülerini analizine göre, Suriye'deki bir hava üssüne düzenlenen hava saldırılarında en az 15 askeri uçak hedef alındı. Saldırıların üssün altyapısını da hedef aldığı görülüyor.
HAVA ÜSLERİNİ VE LİMANLARI VURDULAR
İsrail ordusu son günlerde Suriye'nin askeri varlıklarını yok etmek için yoğun bir çaba içine girerken ülkenin dört bir yanındaki hava üslerini, limanları ve silah stoklarını vurarak bunların muhalif grupların eline geçmesini engellemeye çalışıyor.
Şam'ın 18 mil (30 km) güneyinde yer alan Marj Ruhayyil Hava Üssü, Planet Labs tarafından 3 Aralık'ta toplanan uydu görüntülerinde ve bu yılın başlarında Maxar görüntülerinde görülen Mi-25 “Hind” helikopterlerinden oluşan bir birimi barındırıyor gibi görünüyor.
TAMPON BÖLGEDE İŞGAL
İsrail ordusu, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'ni Suriye'nin geri kalanından ayıran tampon bölge boyunca birkaç Suriye tankına el koyduğunu duyurdu.
İsrail birlikleri ayrıca tampon bölge içindeki Hermon Dağı bölgesinde Suriye'ye ait bir gözlem noktası tespit ettiklerini ve füzeler, patlayıcılar ve diğer ekipmanlar da dahil olmak üzere bir silah zulası ele geçirdiklerini söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu orduya tampon bölgeyi ve yakınındaki diğer mevzileri ele geçirme emri verdi.
Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, günlük basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Suriye'deki gelişmeler üzerine ABD'nin Türkiye'deki mevkidaşlarıyla "harika bir ilişkisi" olduğunu belirten Singh, Suriye'deki durum için "Sahadaki durumun sürekli değişen dinamikleri olduğunu biliyoruz. Türkiye kesinlikle Suriye'nin içinden gelen tehditlerle karşı karşıya ve kendilerini koruma hakkına sahip." dedi.
Singh, ABD'nin Suriye ile ilgili sadece Türkiye ile değil, diğer taraflarla da iletişiminin devam ettiğini belirterek, bölgede gerginliğin ve çatışmaların azaltılması çağrısında bulundu.
ABD'nin Suriye'de sadece DEAŞ'e karşı mücadele için bulunduğunu iddia eden ve bu konuda Suriye'de SDG adını kullanan PKK/YPG terör örgütü grupları ile temasının devam ettiğini söyleyen Singh, Türkiye ile bu terör örgütleri arasındaki çatışmaların artması halinde ABD'nin olası tutumu konusundaki soruları ise geçiştirdi.
Singh, Suriye'deki rejim değişikliğinin "büyük bir fırsat ve aynı zamanda büyük bir risk" oluşturduğunu belirterek, ABD'nin bölgedeki duruşunda, askerlerini korumak ve DEAŞ'a karşı mücadele dışında hiçbir değişiklik olmadığını öne sürdü.
Ayrıca İsrail'in tehditlerle başa çıkmak için Suriye'de operasyonlar başlattığını ve meşru güvenlik kaygıları olduğunu ifade etti.
Mısır, İsrail'in Suriye'ye yönelik düzenlemiş olduğu hava saldırılarını kınadı.
Suriyeli muhalif lider Ebu Muhammed el-Cevlani olarak bilinen Ahmed El Şaraa, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından binlerce mahkumun işkenceye maruz kaldığı ve hayatını kaybettiğinin ortaya çıkmasının ardından açıklamada bulundu.
El Şaraa, mahkumlara işkence yapanların aftan yararlanamayacağını belirterek, "Tutuklulara işkence yapanları affetmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. El Şaraa, uluslararası topluma, Suriye’den başka ülkelere kaçan suçluları adalete teslim etmeleri çağrısında bulundu.
Fransa, İsrail'e, işgal ettiği Suriye'ye ait Golan Tepeleri'nden çekilmesi ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyması çağrısında bulundu.
Fransa Dışişleri Bakanlığı, bir gazetecinin, "Golan'daki son gelişmelere tepkiniz nedir?" sorusuna yazılı açıklamayla yanıt verdi. Açıklamada, İsrail ile Suriye arasındaki tampon bölgede herhangi bir şekilde asker konuşlandırmanın, 1974'te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması'nın ihlali anlamına geleceği ifade edildi.
İsrail'in, Suriye ile imzaladıkları 1974'teki anlaşmaya uyması gerektiği vurgulanan açıklamada, Fransa'nın, Suriye Golan Tepeleri'nde görev yapan Birleşmiş Milletler Ateşkes Gözlem Gücü'nü (UNDOF) tamamen desteklediği ve UNDOF'un güvenliğinin sağlanması gerektiği belirtildi.
Açıklamada, İsrail'in işgal ettiği Suriye'deki Golan Tepeleri hakkında, "Fransa, İsrail'i, bölgeden çekilmeye ve Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymaya çağırıyor." ifadesine yer verildi.
İsrail Savunma Kuvvetleri, Suriye'de 48 saat süren büyük bir bombardımanın ardından salı günü, Beşar Esad rejiminin stratejik askeri kabiliyetlerinin çoğunu yok ettiğini ve gelişmiş silahların düşman unsurların eline geçmesini önleme çabasında olduğunu iddia etti.
Siyonist İsrail ordusundan yapılan açıklamada Hava ve Deniz Kuvvetleri'nin, Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'deki "stratejik hedeflere" yönelik 350'den fazla saldırı düzenlediği ve "Suriye'deki stratejik silah stoklarının çoğunu" yok ettiği belirtildi. Siyonist ordu, Esad rejiminin stratejik askeri kapasitesinin yüzde 70-80'ini yok ettiğini öne sürdü.