
15 Temmuz'da darbeciler devletin silahı ile milleti vurmuş, yaralılar kan gölüne dönmüş kamyonlarla, taksilerle hastanelere taşınmıştı. Fedakâr sağlık çalışanları ise o gece vatan için canlarını ortaya koyan kahramanları insanüstü bir gayretle tedavi etti. Kimi sağlık çalışanı o gece şehitlere son suyunu içirdi, kimi mucize kurtuluşlara şahitlik etti.
ŞEHİDİN SON SUYUNU VERDİ
Hemşire Fatma Şahin kanlı darbe girişiminde yaşananları şu sözlerle anlattı:
7 aylık hamile ve nöbetçiydim. Gölbaşı Devlet Hastanesi, 15 Temmuz'u çok ağır yaşadı. Hastanede güvenlik görevlisi dahil toplam 18 kişiydik. Özel harekâtın bombalanmasıyla birlikte başhekim yardımcımdan destek göndermesini istedim.
Bombaların arasından koşup gelen çok sayıda çalışma arkadaşımız oldu. Hastanemize 57 şehidimiz geldi. Son suyunu verdiğim polisin şehit olma anına ve polislerimizin ameliyatta kurtarılma anlarına şahit oldum.
ÖNCE İŞİMİZİ YAPACAĞIZ, DAHA SONRA AĞLAYAĞIZ
Tepemizde helikopterler uçuyordu. Hastanenin ışıklarını söndürüp telefon ışıkları ile yaralılarımıza müdahale ettik. Ağır yaralıları büyük hastanelere sevk etmek istedik, ambulansımız vuruldu. İlk anda savaş olduğunu düşündük, bu kadar alçakça bir saldırı olabileceği aklımın ucundan geçmedi.
O gece arkadaşlarımla karar aldık, 'Önce işimizi yapacağız, daha sonra ağlayacağız' diye. Hâlâ 15 Temmuz'da gözümden yaş geliyor, 15 Temmuz'a 'tiyatro' diyenler var. Yaşadığım her an, her saniye çok gerçekti.
YARALIYKEN BAŞKASINA YARDIM EDENLER VARDI
Hemşire Sevda Salar, o gece yaşanları mahşer yeri olarak nitelendirdi:
Ankara Fizik Tedavi Eğitim Araştırma Hastanesi'nde nöbetçiydim. Olay yaşandığında apar topar organize olup Numune Hastanesi'ne geçiş yaptık. Üzerinde Türk bayraklarıyla getirilen yaralı çocuklar, vücut bütünlüğü bozulmuş polisler, şehitler ve her yer kan gölüydü...