Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

2 bin 200 yıl önce Uygur Türkleri çölün altına yaptıkları yeraltı su şebekesi sistemiyle günümüzde görenleri şaşırtıyor. Bu sistemler dünya uygarlık tarihinin en önemli buluntularından birisi. İşte 2 bin 200 yıl önce Türkler tarafından, çölün altına yapılan kanalla ilgili detaylar...

author-1
takvim.com.tr
Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Çin dendiğinde akla hemen 6000 kilometre uzunluğunda Çin Seddi gelir.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...
Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Yalnız Çin Seddi dışında daha ilginç ve daha muazzam bir yapı da var.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesindeki yeraltına inşa edilen su şebekesi...

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Onu ilginç kılansa yerin altında inşa edilmiş olmasına rağmen, Çin seddi kadar uzun olması...

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Deniz seviyesinin altında olan Turfan vilayetinin merkezi olan Turfan şehri, su kaynakları bulunmayan ve iklimi son derece kurak bir bölgede bulunuyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Bölgedeki su sıkıntısından ötürü 2 bin yıl önce Tanrı Dağları'nda Turfan istikametinde toplam uzunluğu 5 bin 272 kilometre olan yeraltı su kanalları inşa edilmesinin ardından bölge, cenneti andıran büyüleyici manzaralara sahip.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Karız Kanalları Tanrı Dağları'ndan topladığı suyu 60 km çölün altından geçirerek Turfan'daki yerleşim birimlerine götürüyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Çinliler bu kanalları ülkelerindeki üç harikadan biri olarak gösteriyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Bu kanallar bundan 2 bin 200 yıl önce Uygur Türkleri tarafından yapılmış. Kanalın derinliği 110 metreden başlıyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Kanallar çölün altından ağ gibi örülmüş.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Aralıklarla açılan kuyular yardımıyla tarım alanları sulanıyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Tanrı Dağları ile Turfan arasındaki bölge çöl olduğundan suyun aşırı sıcaktan buharlaşmaması için Karız su kanalları yeraltına inşa ediliyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Şehrin su ihtiyacının yüzde 30'u buradan sağlanıyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Karız Kanalı'nı Çinliler 'Yeraltındaki büyük kanal' olarak adlandırıyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Karez Kanalı'nın tarihini ve şimdiki özelliklerini anlatmak üzere oluşturulan sergi, bölgeyi ziyaret edemler tarafından büyük ilgi görüyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Karız Kanalı müzesinde yeraltı su kanallarının üç boyutlu masketi, insanoğlunun doğa koşullarına nasıl meydan okuduğunu net bir şekilde gösteriyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Tanrı Dağları'ndan yüzyıllardır bölge halkına hizmet veren yeraltı kanalları 1.5 metre yükseklikte, 60-70 cm genişlikte inşa edilmiş.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

2 bin 500 yıl önce sadece yerçekimi kullanılarak çalışması sağlanan Karız Kanalı, 60 kilometre uzaktaki kurak Turfan bölgesini bereketli vaha haline getirmiş.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ'nin ''İstanbul'un Yüzleri'' serisi çerçevesinde hazırladığı kitap İstanbul'ın sırlarını gün ışığına çıkarıyor.

Araştırmacı Ferhat Aslan tarafından hazırlanan kitaptaki efsaneler, tabiatla, İstanbul'un kuruluş, İstanbul'un tılsımlı sütunları, İstanbul'un semtleri, İstanbul'un fethi, tarihi yapıları ve İstanbul'un gönül sultanları kategorilerinde toplandı..

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

-AYASOFYA'NIN YAPIMI İÇİN GÖNDERİLEN HAZİNELER-

Kubbesine kadar tamamlanan Ayasofya'nın kubbesinin yerleştirilmesi sırasında paranın tükenmesi üzerine üzgün bir halde olan imparator Iustinianos'un yanına gelen beyaz giysili bir genç adamın, imparatordan istediği kadar katır vermesini istediği anlatılan efsane, şu şekilde devam ediyor:

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

''Genç adam, bu katırları altın yükleyip kendisine göndereceğini söylemesi üzerine imparator buna aldırış etmez. Ertesi gün tekrar gelen genç, imparatora neden katırları vermediğini sorar. Bunun üzerine Iustinianos, 'Bu işin içinde bir iş var, şu delikanlının istediği katırları verelim, bakalım ne olacak' der.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Katırları alan genç, şehir dışına çıkarak oradaki gizli bir sarayın hazinesinden aldığı altınları katırlara yükleyerek imparatora getirir.

İmparatorun bu olayı yakınlarına anlatması üzerine tılsım bozulur ve bir melek olan delikanlıyı ve altınları gören olmaz.''.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...


-KAPALIÇARŞI'NIN ALTINDAKİ TÜNELLER-

Efsanede, İstanbul'un altının birbirlerine bağlı dehlizlerle kaplı olduğu, bu dehlizlere Yerebatan Sarayı'nın gizli bir bölmesinden girildiği ve Marmara Denizi'nin altından devam edilerek Kınalıada'ya kadar uzandığına inanılıyor.

Türkler 2 bin 200 yıl önce yaptı! İşte o harika sistem...

Dehlizlerin Kapalıçarşı'nın da altında geçtiğine inanılan efsaneye göre, çarşının gizli tutulan bir yerinden bu dehlizlere girildiği...

undefined

Buralarda yemek takımı üzerinde çalışan gümüş kaplama atölyelerinin bulunduğu, çalışanlara da işe başladıkları gün söz konusu dehlizlerden bahsetmemeleri için Kuran-ı Kerime el bastırıldığı söyleniyor..

undefined

AYASOFYA'NIN PLANINI ÇİZEN BİR 'ERMİŞ'-


Bizans imparatoru Iustinianos'un, Ayasofya'yı yaptırmak için en ünlü mimarları İstanbul'a davet ettiği ve yaptıracağı kilise için mimarlardan taslak hazırlamalarını istediğine inanılan efsanede, ancak bu taslakları beğenmeyen imparator üzgün ve umutsuz şekilde uykuya daldığı gecelerden birinde bir rüya gördüğü kaydediliyor.

undefined

Rüyasında, kiliseyi yaptıracağı alanda nur yüzlü bir ihtiyarı gören imparatorun, hemen adamın yanına giderek elindeki levhaya baktığı vurgulanıyor.

undefined

Levhada kilisenin resminin çizildiği ve resmin tam da imparatorun hayalini kurduğu biçimdeki kilise olduğuna inanılan efsane, ''İmparator, Tanrıya dua eder ve kilisesini yaptırabilmek için ondan bu resmin kendisinde olmasını ister.

undefined

Bunun üzerine ihtiyar, 'al bu resmi, kiliseni buna göre yap' der. Sevinçle resmi alan Iustinianos, 'peki kilisenin ismi ne olsun?' diye ihtiyara sorar. Yaşlı adam da 'kuracağın tapınağın adı Ayasofya olacaktır'' der'' şeklinde devam ediyor.

undefined

ÇEMBERLİTAŞ'TAKİ KUTSAL KADEH-

Bu efsaneye göre, Hazreti İsa'nın ölmeden önce son kez kullandığı kutsal kadehin, bin havarisi tarafından büyük bir titizlikle saklandığı anlatılıyor.

undefined

Çünkü bu kadehten bir şey içen kişinin, ölümsüz olduğuna inanılıyor.

undefined

Bizans imparatoru Helena'nın Kudüs ziyaretinde Hazreti İsa'nın birçok eşyasıyla birlikte kadehi de alarak İstanbul'a getirdiği ve bu kadehin kenti koruması için 3. Konstantinos adına Çeamberlitaş'ta dikilen sütunun altına yaptırdığı odada saklattığı ifade ediliyor..

undefined

MELEKLERİN İNŞA ETTİĞİ SURLAR

İstanbul'un surlarının melekler tarafından inşa edildiğine Rumlarca inanılan efsanede, Aziz Konstantin'in beraberindeki birçok gemi ve ordusuyla Roma'dan bugünkü İstanbul'a geldiği kaydediliyor.

undefined

İmparatorun karaya ayak bastığında Tanrı'nın bir meleği onu görerek, ''Buraya yerleşmelisin, fakat şimdi atından inme, sakın arkana bakma ve atını yola çıktığın yere sür'' dediğine inanılıyor.

undefined

Bunun üzerine Tanrı'nın dediği gibi davranan imparatorun, yarım gün dolaştıktan sonra atına bindiği yere geldiğinde arkasına bakarak bir surun yükseldiğini gördüğü rivayet ediliyor..

undefined

PERİLERİN ŞEHRİ: İSTANBUL-

İnsanoğlunun henüz yaratılmadığı günlerde yeryüzünde bugünkü insanlar gibi toplumsal bir yaşayış tarzına sahip cinlerin yaşadığına inanılan efsanede, cinlerden birinin oğlunun başka bir cinin kızına aşık olduğu ve kızın babasının bu birliktelik karşılığında ''kendilerine dünyanın en güzel yerinde güzel bir saray yaptırılması'' şartını koyduğu anlatılıyor.

undefined

Oğlanın babasının bu şarta rıza göstererek tüm dünyayı dolaştığı, tüm dünyayı dolaştıktan sonra da dünyanın en güzel yerinin İstanbul'un bulunduğu bölge olduğuna karar vererek, buraya çok güzel bir saray yaptırdığı rivayet ediliyor.

undefined

Efsanede, sarayın inşaatı bittikten sonra kızın babasına haber gönderdiği, kızın babasının hem saraya hem de İstanbul'a hayran kalması üzerine kızını oğlanla evlendirmeye karar verdiği ifade ediliyor. İnanışa göre, İstanbul'un dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Boğaziçi'nde kurulduğu anlatılıyor.

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined

undefined