Münevver Karabulut cinayeti yeniden Türkiye'nin gündeminde! Sevgilisi tarafından vahşice katledilmişti: Katil Cem Garipoğlu için flaş mezar kararı!
2009 yılında gerçekleşen Münevver Karabulut cinayeti Türkiye'nin kanını dondurmuştu. Münevver Karabulut 17 yaşındayken vahşice katledilmiş ve katili Cem Garipoğlu olay sonrası 197 günün ardından kendi isteğiyle teslim olmuştu. Türkiye'yi ayağı kaldıran korkunç cinayet oyuncu Nilperi Şahinkaya'nın Garipoğlu ailesinden Sakine Garipoğlu ile çıkan fotoğrafları sonucu yeniden gündem oldu. Sosyal medyadan tepkiler çığ gibi büyürken skandal bir paylaşımda Cem Garipoğlunun kız kardeşi Sakine Garipoğlu'ndan geldi. Paylaşılan fotoğraftaki büstte ters duran makası görenlerin aklına Karabulut'un otopsi raporunda ortaya çıkan 'V' şeklindeki kesik geldi. Öte yandan cinayetle ilgili flaş açıklama geldi. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Garipoğlu'nun mezarının açılması talebine verilen takipsizlik kararına, Adalet Bakanlığı nezdinde itiraz ettiklerini söyledi. Peki, Münevver Karabulut cinayeti ne zaman ve nasıl oldu? İşte Münevver Karabulut cinayetinin ayrıntıları ve soruşturma sürecinde Cem Garipoğlu ve ailesiyle ilgili detaylar...
Olayla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan aile avukatı Rezan Epözdemir Başsavcılık ve Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen Garipoğlu'nun mezarının açılması talebine takipsizlik kararına, Adalet Bakanlığı nezdinde itiraz ettiklerini söyledi. Epözdemir, olağanüstü kanun yoluna başvurarak, kanun yararına bozma talep ettiklerini duyurdu.
Yaptığı 12 maddelik açıklamada davanın seyrine ilişkin bilgi veren Epözdemir, cinayetin üzerinden 14 sene geçmiş olmasına rağmen yapılan tartışmalar üzerine mağdur aile avukatı olarak bu süreci bir kez daha anlatma zorunluluğu doğduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
1) Münevver Karabulut, 03.03.2009 tarihinde henüz hayatının baharındayken Cem Garipoğlu tarafından adli tıp raporuna göre 5'i münferiden öldürücü 29 bıçak kesisi, boynunda V şeklinde çizikler ve ölmeden önce testere ile kafası bedeninden ayrılmak suretiyle hunharca ve vahşice katledilmiştir. Bu cinayet insanın insan olma vasfına aykırı bir cinayettir.
2) Cinayetin akabinde baba Mehmet Nida Garipoğlu tasarlayarak, canavarca hisle ve eziyet kasten öldürme suçuna iştirakten tutuklanmış, kesinleşen mahkeme kararına göre Cem Garipoğlu ise şirket çalışanları ve amca Hayyam Garipoğlu tarafından cinayet mahallinden kaçırılarak, 197 gün boyunca saklanmıştır. Nitekim Hayyam Garipoğlu, şirket şoförü, genel müdür ve TCK m. 283 uyarınca suçluyu kayırma suçundan ötürü mahkemece alt sınırdan uzaklaşılarak 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştır.
3) Anılan davada Mehmet Nida Garipoğlu'nun avukatlığını, Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği başkanlığı da yapmış olan KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu yapmıştır. Bu hunharca ve vahşice cinayettin işlenme şekli, kullanılan vasıtalar, failin 197 gün boyunca kaçmış olması, kamuoyunun ilgisi, kadın cinayetlerinde fikri takip ve farkındalık yaratma çabası nedeniyle her gün manşetlerde yer almış ve basının ve kamuoyunun önemli ölçüde ilgisine mazhar olmuştur.
4) Mağdur ailenin avukatının dosyadan istifa etmesi, sonraki avukatların da baskılar ve tehditler nedeniyle görev almak istememesi üzerine, aile tarafından TBMM insan Hakları komisyonuna mektup yazılmış, bu süreci takip edecek bir avukat, hukuki ve psikolojik destek talep edilmiştir. Aile dostumuz ve hemşerimiz olan dönemin İnsan Hakları Komisyonu üyesi ve İstanbul Milletvekili olan Çetin Soysal'ın ricası üzerine cinayetten yaklaşık 4 ay sonra tarafımdan, sosyal sorumluluk projesi olarak bila bedel olarak mağdur ailenin avukatlığı görevi üstlenilmiştir. Bu konudaki aileden tek ricam, öncesinde özellikle baba Süreyya Karabulut tarafından yapılan açıklamalar kamuoyunda yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiğinden, kamuoyuna ve basına çıkmamaları ve soruşturmanın selametine zarar verecek açıklama yapmamaları olmuştur. Münevver Karabulut cinayetine ilişkin olarak yazılı görsel basında, sosyal medyada ve kamuoyunda bir süredir oluşan bilgi kirliliği ve cinayetin üzerinden 14 sene geçmiş olmasına rağmen yapılan tartışmalar üzerine mağdur aile avukatı olarak bu süreci bir kez daha anlatma ve bu açıklamayı yapma zarureti hasıl olmuştur.
5) Soruşturmayı yürüten ve şu an Yargıtay üyesi olarak görev yapan dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz'ın bu konudaki kararlılığı, göstermiş olduğu hassasiyet ve feraset nedeniyle soruşturma boyunca baba Mehmet Nida Garipoğlu tahliye edilmemiş ve aile babanın cinayete iştirak suçunun faili olmadığını düşündüğü için, 197 gün sonunda Cem Garipoğlu kolluğa teslim edilmek zorunda kalmıştır.