Döşemealtı ilçesinde, 7 Ocak'ta kendisine işkence edip, ölümle tehdit ettiği iddiasıyla 12 yıllık eşi Ramazan İpek'i av tüfeğiyle vurarak, öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek, mahkemece tutuklandı. Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3'üncü duruşmada, 'Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez' hükmü gereğince tahliyesine karar verilen İpek, 108 gün sonra özgürlüğüne kavuştu. HEDEFİ MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ Çiftlikte traktör süren İpek, tarla işlerini bitirdikten sonra makyaj yapıp, kızları Ceylin Deniz ve İkra Nur ile kent merkezine gidiyor. Kendi kullandığı servis aracına kızlarını bindiren İpek, merkezde alışveriş yapıp, yemek yiyor. Kızlarıyla arkadaş gibi vakit geçiren İpek, üniversite sınavına da hazırlanıyor. İpek'in bu süreçte en büyük destekçisi ise her gün ders çalıştığı masabaşında kendisine kitaplarıyla eşlik eden kızları. Ailesinin yanına taşınan Melek İpek, sabahın ilk saatlerinde koyunları sağıp, kuzuları annelerinin yanına götürüyor. Koyun, kaz ve tavuklara yem veren İpek, daha sonra tarlaya ekin işlerini tamamlamak için gidiyor. İpek'in en keyif aldığı işlerden biri de yünleri uzayan koyunların kırkılması. 'İYİ İNSAN OLUN' ÖĞÜDÜ 'ÇOCUKLARIMA HASRET DOLU GÜNLER GEÇTİ' İlk gün şaşkın haldeydim. Kimseyi tanımıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ama oradaki arkadaşlar bana yardımcı oldu. Ben oraya ilk girdiğimde hareket etmekte zorluk çekiyordum, işlerimi yapmamda bana yardımcı oldular. Oraya adapte olmak için ne yapmam gerektiğini, nasıl yapmam gerektiğini anlattılar. Konuşarak geçti ilk günümüz. Sonraki süreç 14 günlük karantina süreciydi. Biz normal koğuşlara geçtiğimizde oradaki arkadaşlar 'İnşallah bizi buraya verirler' diye dua ediyordu. Geneli ağır hükümlüydü, kişilik olarak iyi insanlar. Bana hep yardımcı oldular. Yemeklerimizi yapıyorduk, günlük yapmamız gereken işleri yapıp boş zamanımızı ben soru çözerek kitap okuyarak değerlendiriyordum. Çocuklarıma özlem ve hasret dolu günler geçti' diye konuştu. DURUŞMA GECESİ UYUYAMAMIŞ, HAZIRLIK YAPMAMIŞ Üçüncü duruşma öncesi hiçbir eşyasını hazırlamadığını belirten İpek, 'O gece uyuyamadım, ama hiç hazırlık da yapmadım. 'Allah büyük' dedim her zaman. O gün o kararı beklemiyordum ama benim için büyük bir mucize oldu. Koğuş arkadaşlarım 'Sen çıkarsın, sen çıkacaksın' diyorlardı. Bilmiyorum belki de moral olsun, diye söylediler, belki de içlerine öyle doğmuştu. Onlar da şok oldu. Hepsi ağlayarak arkamda kaldı. Oradaki memurlar bile 'Nasıl tahliye oldun' diyerek şok oldu. Onların kolları arasında koğuşa geldim. SEGBİS sistemi farklı bir birimde oluyor. Onlarla birlikte geldim inanamadılar. Bana her şekilde destek oldular' diye konuştu. KIRMIZI PALTOSUNU CEZAEVİNDE BIRAKMIŞ YÜZÜNDEKİ İZLER HALA DURUYOR 'KOYUNLARI OTLATMAK HUZUR VERİYOR' Öğleden sonraya kadar böyle devam ediyor sonrasında tekrar koyunlara bakım zamanı geliyor. Evimizin önünde sebze yetiştirdiğimiz yer var. Serin olduğu zamanlar bahçemizde oluyorum ve sesli derslerimi dinliyorum. Akşam üzeri koyunların otlatması bakımlarını yapıyorum. Akşam canlı derslerim başlıyor sonra çocukların uyku saati geliyor. Günümüz böyle geçiyor. Koyunları otlatmak bana motive veriyor terapi gibi geliyor. Beni insanlardan daha iyi anladıklarını düşünüyorum. Onlarla vakit geçirmek beni zinde tutuyor. Huzur buluyorum.' 'ÖĞRETMEN OLUP İYİ İNSAN YETİŞTİRMEK İSTİYORUM' Çocuklar yetiştirilirken anne- baba ne kadar etkense öğretmen de o kadar etken. Amacım, ders verdiğim çocukların gelecekte iyi bir insan olmalarını sağlamak. Kızlarımla birlikte ders çalışıyoruz. Onlar canlı dersteyken ben de sorularımı çözüyorum. Şu an hayalim kızlarıma iyi bir gelecek hazırlamak. İyi bir eğitim almalarını sağlamak' dedi. 'ÇOCUKLARIMIZA, HAYIR, DEMEYİ ÖĞRETMEMİZ GEREK' Bizden bir şey gizlememelerini sağlamamız gerekir. O güveni vermemiz lazım. Anne- baba olarak elbette büyük tepki verdiğimiz zamanlar olacak ama çocuklarımıza 'hayır' demeyi öğretmemiz gerekir. Başlarına kötü bir şey geldiği zaman korkmadan söyleyebilmelerini öğretmemiz gerekir. Onların kendilerini güvende hissetmeleri gerekir' diye konuştu. Kızlarına hep 'Okuyun, bir yerlere gelin, kendi ayaklarınızın üzerinde durun' diye nasihat verdiğini belirten İpek, 'Çok kitap okumaları gerektiğini söylüyorum. Biz zaten birlikte çalışıyoruz. İstemedikleri bir durumla karşılaştıklarında 'hayır' demeleri gerektiğini öğretiyorum' dedi. 'BÖYLE OLMASINI İSTEMEDİM'